Depremin yaralarını, zararlarını hep birlikte, birlik içinde, dayanışma içinde saracağız.Bunu yaşanabilecek bir ülke, yaşanabilecek şehirler ve yaşanabilecek hayatlar içinde yapmak zorundayız.

Kurtuluş Savaşı’nın manevi değeriyle kıyaslanmaz ama o derece birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğu gerçekliğini de değiştirmez.

Depremin sabahından itibaren kurumlarıyla, kuruluşlarıyla, insanlarıyla bütün herkes deprem bölgesine elinde ne varsa, gücünde ne varsa, aklında ne varsa göndermeye çalışıyor ve gönderiyor.

O uzun Konya yolunun tırlarla kapalı olmasının manevi güzelliği hepimizi umutlandırdı, hepimizi güçlendirdi, hepimizi ülke olarak birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu dosta, düşmana karşı gösterdi.

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak da, deprem bölgesine birlik adını tırlar gönderilmesini sağladı.

Türkiye’nin dört bir yanından deprem bölgesine doğru yaş meyve ve sebze taşıyan tırlar yola çıktı.
Depremin vurduğu illerde barınma kadar büyük ihtiyaçta yiyecek ve içecek bulmak.
Orada depreme rağmen hayat devam ediyor.

Kış şartlarında vuran depremde hayatta kalanlar, hayat kalmaya çalışanlara deste olanların hayat kalması için her türlü desteğe ihtiyaç duyduğu günleri yaşıyoruz.
İhracatçı Birliği üyelerini ayrı ayrı bu büyük destek tırları için bu ülkenin bir vatandaşı olarak teşekkür ediyorum.

Bu ülkenin sadece dışarı satarak değil, içe dönük de her türlü yardımlarda bulunmaları bu ve benzeri sivil toplum kuruluşlarını, mesleki kuruluşların, iş topluluklarının ülkemiz adına ne kadar büyük bir kazanım olduğunu da gösteriyor.
'Depremin yaraları sarılana kadar destek seferberliğimizi sürecek’ diyen Başkan Hayrettin Uçak ve bütün birlik üyelerine tek cümle ile cevap vermek istiyorum.

İyi ki varsınız!