İKBALE, okuyangillerle yazarını buluşturdu

İKBALE, okuyangillerle yazarını buluşturdu

Eğitimci Recep Yiğit’in yazmış olduğu “İKBALE” kitabı okuyucularıyla buluştu.

Erken yaş evliliğinin bireyselden başlayarak çevresel ve giderek toplumsal sorunlara nasıl yol açtığını konu edinen İKBALE, kamuoyunda çocuk gelin tartışmalarını bir kez daha gündeme getirdi. Ülkemizin kanayan yaralarından biri olan çocuk gelin gerçeği, İKBALE’nin şahsında okurlarında farkındalık oluşturmaya devam ediyor.

img-20230925-wa0030.jpg

Burdur’da Okuyangiller adında kurulan bir kitap dostu grup her ay iki kitabı okuyarak o kitapla ilgili değerlendirme toplantıları yapıyor. Giderek genişleyen ve aralarında öğretmenlerin, doktorların ve hemşirelerin, avukatların, akademisyenlerin bulunduğu Okuyangiller ailesi, geçen ay bütün üyelerinin bireysel olarak okuduğu İKBALE adlı romanı değerlendirmek amacıyla romanın yazarı Burdur eski İl Millî Eğitim Müdürü Recep Yiğit’i toplantılarına davet etti. Fesleğen Kafe’de yapılan değerlendirme toplantısında, üç saati aşkın bir süre çocuk gelin İKBALE başta olmak üzere romandaki kişilerin karakter tahlilleri; İKBALE’nin yaşadığı Erzurum, Adıyaman-Besni, İzmir, Burdur illerimizin kültürel değerleri; romandaki betimlemeler üzerinde duruldu.

Kitap tutkunlarını bir araya getiren Okuyangiller ailesinin İKBALE kitabına ilgisi büyüktü.

img-20230925-wa0013.jpg

Kitap okuma alışkanlığında toplumsal farkındalık oluşturan ve seçkin bir aile olan Okuyangiller, hem İkbale kitabını yorumladı hem kitabın yazarına sorular sorarak İKBALE ile ilgili meraklarını giderdi.

Okuyangiller ailesinin kitapla ilgili yorumları, kitabın yazarı Recep Yiğit’ i mutlu etti. Okuyucular tarafından kitapla ilgili en çok vurgulanan duygu ve düşünceler şunlardı:

“Ben hiç Erzurum’u görmedim ama İKBALE sayesinde Erzurum’u yaşadım. Cadde ve sokaklarında İKBALE ile birlikte yürüdüm.”

“Romanı elimden bırakasım gelmedi. Bu çilekeş kadın daha neler görecek diye merakım kitabı iki gün içinde bitirmemle sonuçlandı.”

“İKBALE’nin kollarını açarak yukarıdan koşarak gelen Recep’i kucaklaması, koklaması bana o kadar anne şefkatinin anlatılmaz resmi olarak geldi ki sanki ben İKBALE’yim, annesine koşan Recep de kızım Bilge. Roman bana bu duyguyu birebir yaşattı.”

img-20230925-wa0012.jpg

“Çocuk gelin gerçeğimiz o kadar güzel işlenmiş ki, bence romanın geniş kesimlere yayılması gerekiyor. Zira utanmamız gereken bu gerçeği ancak insanlarda farkındalık oluşturarak engelleyebilir ya da azaltabiliriz.”

“Ben kitabı her fırsatta tanıtıyor, okunması için tavsiyelerde bulunuyorum.”

“Romanın dili sade, anlaşılır. Yöresel sözcüklerin dipnot şeklinde değil de romandaki söyleşilerde anlamlarının verilmesi ise ayrı bir teknik.”

“İKBALE’nin yaşamla mücadelesine hayran kaldım. Bence her kadında İKBALE’nin bu gücünden, şefkatinden bir şeyler var.”

“Toplumumuzda maalesef o kadar çok İKBALE var ki, bu açıdan okur İKBALE’de kendinden olmasa da çevresinden bir şeyler buluyor.”

“İKBALE’nin ikinci evliliği zorunluluktan kaynaklı. Evlendikten sonra küçük oğlu ile ilk buluşma sahnesinde çok duygulandım, kendimi tutamadım.”

“Ben de romanın son paragrafını hatırlatmak istiyorum: “Şimdi Burdur’a dönüş yolculuğumda valizimin içinde, uygun bulduğum iki hatıra vardı. Biri annemin gözlerinin binlerce kez değdiği, ellerinin kokusunu hissettiğim Kur’an-ı Kerim’i; diğeri alnını terini, emeğini hatırlatan pirinçten yapılmış sarı havanı…” sözleri ile hiç bitmesini istemediğim roman bitmişti ama o satırlarla ben de bittim.”

“Romandaki betimlemeler, olaylarla çok güzel örülmüş. Görmediğimiz yerleri görür gibi olduk.”

Gerçek bir yaşam hikayesini konu alan İKBALE kitabından çarpıcı açıklamalarla söyleşi devam ederken kitapseverler için eşsiz bir yazar- okuyucu buluşması oldu. Okuyangiller ailesinin sorularını cevaplayan yazar Recep Yiğit , hayata dair büyük ders çıkarılacak olan İKBALE kitabından önemli notlara da değindi.

“Romanın gerçek bir yaşam öyküsü olduğunu kapağında belirtmişsiniz. İKBALE’nin küçük çocuğunun adı Recep, İKBALE’nin soyadı Yiğit… Yazarı da Recep Yiğit. Roman kahramanı annenizdi değil mi?”

“Evet İKBALE benim annem... Bu gerçeği, okurun roman bitiminde fark etmesini istemiştim. Üçüncü kişili anlatım, romanın kendi ailem etrafında geçtiği izlenimine kapalılık veriyor, diye düşünüyorum.”img-20230925-wa0015.jpg

“Peki, İkbale hayatta olsaydı bu kitabın yazılmasına, yayımlanmasına izin verir miydi?”

“İKBALE’nin okul hayatı yok ama hayatı anlayabilecek zekâsı var. Çocuklarına olan düşkünlüğü şefkatin ötesinde. Yaşadıklarında, utanılacak hiçbir şey yok. Mesela o zamanlar başkalarının ev temizliğine gitmek toplum tarafından yadırganırdı ama İKBALE bunlara aldırış etmenin çocuklarının geleceği için bir ket olduğunun farkında. O zamanlar bundan utanmayan İKBALE’nin şimdi bu ve benzeri yaşam gerçeklerinden utanmayacağını biliyorum. Hatta toplumda başka İKBALE’ler olmasın diye romanın yazılmasını isteklendirirdi. Bundan eminim.”

“İKBALE’nin ikinci evliliğine şimdi de, iyi ki evlenmiş, diyor musunuz?”

“İkinci evliliği altı yıl kadar sürüyor ve o yıllar İKBALE’nin yaşamında huzur bulduğu yıllar… Çocuk denecek yaşta olmasına rağmen annesinin ikinci evliliğini haklı bulan Recep’in şimdi bu evliliği yanlış bulması mümkün değil. İyi ki evlenmiş.”

“Romanda birkaç anının fazla olduğu gibi bir izlenim uyandı bende. Mesela parasının uçuştuğu bölüm. Yazılmasa da olur gibi düşündüm Ne dersiniz?”

“İKBALE’nin hayatı çilelerle dolu. Okur, kitapla ister istemez hüzünleniyor. Bazı yerlerde hüzün ikliminden ayrılmasını, okurun biraz tebessüm etmesini istedim. Bu tür anıların yazılış amacı bu.”

“Romandaki Hacı Hanım ve Nazire, İKBALE’nin geleceğini karartan karakterler ama İKBALE de kızı Mediha’yı kurban etmiş demesek de mağdur etmiş. Ben Ali’nin, özellikle Mediha’nın da okutulmasını isterdim. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?”

“Roman kurgu olsaydı düşünülebilirdi ama yazılanların hepsi yaşanmış olaylar. Mediha’nın mağdur olması da ailenin o zamanki ekonomik durumu. Babanın elinde avucundakiler birileri tarafından alınmış, evleri kira, babanın çalıştığı yerden aldığı aylık ev kirasından biraz fazla. Sadece Ali’nin terzi çıraklığından eve getirdiği parayla geçinmek de mümkün değil. İKBALE çalışmak zorunda olduğunu biliyor, evdeki işlere de maalesef Mediha bakmak zorunda kalıyor. Mediha açısından üzücü ama aile açısından zorunluluk…”

“Hacı Hanım’a yani babaannenize öfke duyuyor musunuz?”

“Sadece Hacı Hanım’a değil bu evliliğe sebep olan herkesi haksız buluyor ve onları sevemiyorum; hayatta olmamın sebebi bu evlilik olmasına rağmen…”

Söyleşideki alıntılar yalnızca örnek. Okuyangiller’in düzeyli soruları, bir edebiyatçı gibi değerlendirmeleri ile keyifli bir buluşmaydı. Yazarın ikinci kitabını merakla ve sabırsızlıkla beklediklerini samimiyetle dile getiren gruba yazar da takdir ve şükran duygularını aktardı.

İKBALE kitabını imzalayan yazar, hatıra fotoğrafı çektirerek keyifli bir okuryazar buluşmasında derin izler bıraktı.

img-20230925-wa0019.jpg

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum