Oldu olacak derken, yavaş yavaş olmaya da başladı.

Üç hafta önce gayrimenkul piyasasında alıcı, satı ve komisyonun oluşturduğu masaya dördüncü sandalyeyi çekip oturan DEVLET, ‘Bu işin başında, ortasında, sonunda ben de varım’ dedi.

T.C. numaraları, İBAN numaraları, alım-satım vergileri, komisyon kazanç vergisi, tek ilan, tek fiyat, tek komisyoncu, tek alıcı, tek satıcı, gerçek rakam, gerçek vergi diyen devlet, gayrimenkul piyasasındaki o anlamsız yükselişe, yönelişe dur demiş oldu.

Bir ay önce daha da yükseleceğini düşünerek, umut ederek, daha çok para kazanmayı hedefleyerek satmak için ev alanlar, şimdi kara kara düşünür oldu.

Devlet bir ayar da kiralara, kira artışlarına getirince, “Alırım, az masraf yaparım yüksek fiyata satamazsan bile yüksek ücretten kiraya veririm’ Diye düşünenlere de düşünce oldu.

Ekonomi de bir arsız, anlamsız yükselen, birilerine gelir üstüne gelir sağlayan da dolar oldu.

Enerji fiyatları arttı, buna bağlı olarak enerjinin kullanıldığı her alanda fiyatlar da arttı.

Birileri ‘Dursun’ diye dua ederken, birileri ‘Daha da çıksın’ diye aç gözlülük içinde bekler oldu.

Sorsanız, ‘TL değer kaybediyor, paramı korumak için dolar alıyorum’ derler.

Sen dolar alıp, anlamsızca biriktirdiğin için dolar yüksekle eğilimi içinde olduğunu bilemiyorsan, sen cebinde nakit para dahi taşıma.

Cebinden çalarlar.

Devlet bu zihniyetin gazına gelmesin diye vatandaşa kur korumalı TL hesabı getirdi.

Doları olanlara da, dolarınızla yaşayın dedi.

Şimdi geldi son darbeyi, ben diyeyim 3 ay, siz deyin 5 ay.

Bu ülkede bir döviz çakılması olacak ki sormayın gitsin.

Hani bir ara birilerinin bir gecede milyonlar kaybettiği gibi.

İşin komedisi de, dolar yükseklince de ağlayan bunlar, dolar düşünce de ağlayan bunlar.

Dolar yükselince dolar alıp, ‘Ne olacak TL’nin hali’ diye ağlıyorlar.

Dolar düşünce elindeki dolarlara bakın, ‘Bizim ekonomiye güvenimiz olmayacak mı?’ diye ağlıyorlar.

Yahudi’nin ağlama duvarı tek.

Bunların ki ikiyüzlü!

Mutlu hafta sonları!