İKİYÜZLÜ OLMAK! İLMİK KAÇIRMAK!
Ali Eyce yazdı...
Derler ya düşman edinmek kolay, dost edinmek zordur diye.
Bugün dostluğun kıymetini bilemeyen, dost olamayanlara tanık olduğum yaşanmışlardan dolayı bir iki satır yazma ihtiyacım duydum.
Benim kişisel olarak dostluk kurmak, dost edinme gibi bir sorunum yok.
Dost kazığı yeme gibi bir sorunum da yok.
Dost kazığı yemeye de alıştım.
Gel gör ki, dostum da olsa, düşmanım da olsa insanlardan beklediğim tek şey herkes gibi mert olması.
Düşmanlığını da mertçe yapması, dostluğunu da.
Yaparım, ederim diyerek yapamadıkları işlerin altında kalanların sonu belli.
Yalancı!
Söylerim, biliyorum diyerek bilmedikleri şeylerle ilgili konuşanların sonu da belli.
Sahtekâr!
Bir de bukalemun olanlar var ki, onları ne dost, ne düşman olarak göremezsiniz.
Onların sonu da belli.
Dansöz!
İşini profesyonelce yapan sanatçı dansöz kardeşlerim, lütfen bu sözümden alınmasınlar, onların mesleğine saygısızlık gibi bir amacım yok, bu cümlenin halk dilinde argo da kullanılan anlamına yüklenme yaptım.
Hazreti Mevlana, ‘Ne olursan ol gel’ derken, kendisiyle aynı dergâh çatısı altında buluşacağı insanlara, doğru olabilme, doğruyu bulma gayretini, gücünü gösterebileceğine inanmıştır.
Yanında duranın yalancı olduğunu bile bile, sahtekâr olduğunu bile bile, üçkâğıtçı olduğunu bile bile, ahlaksız olduğunu bile bile, onunla aynı yolda yürüyor, onunla aynı masa da oturuyor, onunla aynı fotoğraf karesine giriyorsan, bunun anlamı da şudur:
Yok, aslında birbirimizden farkımız!
Eskinin yaşlı kadınları örgü örmeyi öğretirken, çocuklarına, ‘Dikkatli ör, bir ilmik dahi kaçırırsan, sonrasında ördüğün bütün örgüleri sökmek, hepsini yeniden örmek zorunda kalırsın’ diye nasihatte bulunurlardı.
Hayatta, iyi insan olmak, iyi insanlarla olmak da böyledir!
Dikkat edin!
İlmiği kaçıranlardan olmayın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.