İklim değişikliği için görev zamanı
Yaşar Üniversitesi, “Güncel Bilim ve Sanat Söyleşileri” kapsamında World Wide Fund for Nature (WWF) Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdürü Aslı Pasinli’nin katılımıyla çevrim içi söyleşi gerçekleştirdi.
Yaşar Üniversitesi'nin düzenli olarak gerçekleştirdiği “Güncel Bilim ve Sanat Söyleşileri” devam ediyor. WWF Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdürü Aslı Pasinli’nin katıldığı son söyleşide, iklim değişikliğinin güncel sonuçları ve sivil toplum kuruluşlarına düşen görevlerden bahsedildi. Türkiye’nin gündemindeki iklim değişikliği konusuna değinerek WWF’nin faaliyetlerini anlatan Pasinli, “Konfor alanımızdan çıkıp daha fazla ne yapabileceğimizi sorgulamalıyız” diye konuştu. Söyleşiye Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer de katıldı.
“İklim krizlerinin etkilerini yaşayan ilk nesiliz”
Tüm dünyada iklim değişikliğinin sonuçlarının yaşanmaya başladığını anlatan Pasinli, “Hiçbirimizin umudunu kaybetmesini istemem. Umut olmazsa hayat devam edemez ama tablo da iç açıcı değil. Çok uzun dönemdir devam eden ihmallerin su yüzüne çıktığı bir yıldı 2021. Yaşadıklarımızı çok iyi anlamamız gerekiyor. Engellenebilir miydi? Cevabım tek kelimeyle evet. Tüm yaşadıklarımız, son 50 senede doğayla bozulan ilişkimizin sonuçları. Hayvan kaynaklı salgınlar son yılda üç kat arttı. İklim krizinin etkilerini yaşayan ilk nesiliz. Önümüzde aksiyon almak için 8 senelik bir dönem var. 2030’a kadar atacağımız adımlar hala bize imkan sağlıyor. Çok daha büyük ve radikal adımlar atmamız gerekiyor. 2020 Yaşayan Gezegen Endeksi'ne göre izlenen hayvan türlerinin popülasyonları 1970'ten bu yana yüzde 68 azaldı. Yarım asırdan daha kısa bir sürede dünya genelinde memeli, kuş, çift yaşamlı, sürüngen ve balık popülasyonlarında ortalama üçte iki azalma görüldü. Tatlısu canlılarındaki düşüş yüzde 84. Türkiye’de de son 20 yıl içinde pek çok göl kurudu. İstanbul ormanları son 30 yıl içinde yüzde 17 buçuk azaldı. Dünyamız 1.2 derece ısındı” dedi.
“Sürdürülebilir ürünlerin internette aranması yüzde 71 arttı”
Olumlu değişimlerin de olduğundan bahseden Pasinli, bireysel ve toplumsal olarak yapılması gerekenleri aktararak şunları söyledi:
“Bütün değişimler insanların çok zorlandığı zamanlarda oldu. Sürdürülebilir ürünlerin internette aranması yüzde 71 arttı. Tüketicide inanılmaz bir farkındalık oluştu. Tüketiciler artık sürdürülebilir ürünleri talep ediyor. Twitter’da doğa kayıpları konu başlıkları yüzde 65 arttı. Protestoların basında yer alması yüzde 103 arttı. Kamu ayağında da çok hareketlilik var. COP26 zirvesi sonrasında taahhütler yayınlandı. Bu yıl Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı imzaladığı yıl oldu ve ülkemiz karbon nötr olma tarihini 2053 olarak açıkladı. Yaklaşımlarda büyük bir değişim var. Bu dönüşümü yapabildiğimiz takdirde dünya ekonomisine yılda 490 milyar dolar katkı sağlanacak. Atılacak net adımlarla çok hızlı sonuçlar alabileceğimize gönülden inanıyorum. ‘En iyi tamir bakımdır’ derler, olanı korumalıyız. Bakanlık seviyesindeki politikalar çok önemli. Yeşil dönüşüm dediğimiz olayın mantığı da teşvik sistemi. Teşviklerin nereye kaydırılacağı çok önemli. Avrupa birçok konuda hedeflerini net olarak koymuş durumda. Biz de bakanlık görüşmelerini yoğun olarak yapıyoruz. Hazırlıklar olduğu duyumlarını alıyoruz.”
“Konfor alanımızdan çıktığımızda bir etki oluşturduk”
Ağustos 2021’de Muğla ve Antalya’da meydana gelen büyük yangınların söndürülmesi amacıyla yaptıkları yardımlarla ilgili konuşan Pasinli, “Yangınlar başladığında biz de sezonluk sandık, sonra durmadı ve büyüdü. Elimiz kolumuz bağlı gözyaşları içinde televizyondan seyrederken bakanlığımızı aradık, ‘Ne yapabiliriz?’ diye sorduk. Araç eksikliği olduğunu öğrendik. İlk defa bir sivil toplum kuruluşu olarak yangın söndürme helikopteri verilmesi için izin aldık. 3 günde 1,5 milyon euro gibi bir para toplandı. Helikopter yangın bölgelerinde 7 günde 57 saat çalıştı. Bu bir umut hikayesiydi. İlk müdahale çok önemliydi. Kaç kuş, kaç ağaç kurtardık bilmiyorum ama ilk defa bir sivil toplum kuruluşuna izin verilmesinin yolu açıldı. Konfor alanımızdan çıktığımızda bir etki oluşturduk. Ben bu yaşadığımız tecrübeye bakarak bundan sonra neleri farklı yapmamız gerektiğini sorguluyorum. Birey olarak, sivil toplum kuruluşları olarak konfor alanımızdan çıkıp daha fazla neler yapabileceğimizi sorgulamamızda yarar var” dedi.
Çöp toplayıcıları için iş modeli
Yeni sosyal sorumluluk projelerinden bahseden Pasinli, “Sokakta çöp toplayan kişiler, bir yandan çevreye katkı sağlıyor, bir yandan da insani olmayan bir şekilde çalışıyor. Bu konuyu bir iş modeliyle çözebilmek adına masaya yatıracağız. Belediyelerle, insan hakları kuruluşlarıyla iş birliği yapacağız. Evlerden atıkların toplanıp ayrıştırılmasını sağlayan bir model geliştirebilmeyi amaçlıyoruz. Bu sorun hepimizin sorunu. Daha fazla tek yürek olmalıyız, sıra dışı ortaklıklar oluşturmalıyız. Birçok alanda bireysel dönüşümlere ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.