Dr. Taner Akman
İMLÂ TAKINTISI
Ben tıp doktoru olmamın yanısıra yazar ve editör olarak Türkçe imlâ kuralları konusunda çok takıntılıy(d)ım. Editörlüğünü yaptığım kitapların yayımlanmadan önce yazarlarının yaptığı imlâ hatalarını bir görseniz şaşar kalırsınız. Ünlü yazarların bile bir çoğu imlâ kurallarına hakim değildir ve her kitap yayınlanmadan önce mutlaka editörlerin elinden geçer. Takıntıyı kazanca çevirmenin bir yolu olarak gördüğüm için editörlüğe başlamıştım, sonrasında editörlüğünü yaptığım yayınevinin teklifi ile yazarlığa terfi ettim. Kendi kitaplarımın editörlüğünü hep kendim yapmış olsam da kurallar gereği benim de kitaplarımın sembolik de olsa bir editörü olmuştur. Hem yazıp hem de editlediğim kitaplarım yayımlanmadan önce editöre gider, hemen hiç değişmeden de geri gelirdi.
Nadiren de olsa bir nokta veya virgül dahi değişmişse ben bu hatamı nasıl olmuş da gözümden kaçırmışım diyerek çok üzülürdüm, bu konuda öylesine de takıntılıyımdır anlayacağınız. Ömrümün bir kısmı gerek kitaplardaki gerekse çevremdeki insanların imlâ hatalarını bulup düzeltmeye çalışmakla geçti. Ancak son zamanlarda şu şekilde düşünmeye başladım; tüm diller yaşayan birer organizma gibi yıllar içinde hep değişime dönüşüme uğramıştır. Nasıl ki geçmişten bugüne aynı değilse, bugünden yarına da aynı olması konusunda ısrarcı da olsak yapabileceğimiz bir şey yok. Dedem uçağa tayyare derdi, ninem bisiklete merespid derdi. Dün facebook paylaşımımda mütekabiliyet kelimesini kullandım, farkında olmadan parantez içine karşılıklılık kelimesini de yazıp eklemişim. Bizim nesil iki kuşaktan da bir şeyler almış ve dildeki değişimi sancılı yaşıyor ama z kuşağı ve sonrasındaki alfa ve beta kuşakları bizim şu an güncel olarak kullandığımız bir çok kelimeyi orta yaşa geldiklerinde hiç hatırlamayacaklar bile. Yapacak bir şey yok, ileride Türk Dil Kurumu açıklama yapıp de/da/ki ekleri artık bitişik yazılacak derse sevinecek hale geldim zira ben artık gençleri yanlış yazımlarda uyarmaktan yoruldum... Eskiden fotoğraf çeker veya çektirirdik. Şimdiki gençler ise fotoğrafı çekiniyor veya çekiliyor. Neticede insanoğlu şekiller içeren hiyeroğlif yazılarından, yine şekiller içeren emojilere doğru evriliyor ve benim gibi birkaç takıntılıdan başka herkes, otomatik düzelten klavyeleri neyi nasıl yazmayı uygun görürse onu o şekilde yazarak mutlu mesut yazışıp gidiyor. Karar verdim, daha doğrusu pes ettim, artık ben de imlâ hatalarını kafama takmayacağım, otomatik klavyeyi etkinleştirip kendimi yapay zekânın pamuk ellerine bırakacağım. Siz ise sadece ismimi doğru yazsanız, yeterli artık benim için. (İsmim Tamer değil Taner bu arada...) Bu bir yaşlılık yazısı değildir, henüz torun torbaya bile karışmadık yaşamın zorlukları ruhumuzu yıpratsa da hâlâ genciz çok şükür...
Dr Taner Akman
@drtanerakman
Not: TDK açıklamasına göre a harfinin şapkası (-ki ona düzeltme işareti deniyor) kaldırılmamış ama kaldırıldığına dair yaygın bir yanlış bilgi var. Özellikle dikkat çekmek için bu yazımda kullandım. Kitaplardaki ve gazetelerdeki a'lar bile artık şapkasız. Yağan kar ile edilen kâr maalesef artık birbirine karışmış durumda...
ReferansTDK:
https://www.tdk.gov.tr/icerik/yazim-kurallari/duzeltme-isareti/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.