Tahir Yavuz
İNEKLERİN DOĞUM STRESİ
İneklerin doğumu esnasında ve takip eden günlerde en az 15 adet sorun ile karşılaşma ihtimalimiz vardır. Ketosis, doğum felci, abomasum deplasmanı (mide dönmesi), metritis (rahim yangısı), meme ödemi, zayıflama, yağlı karaciğer hastalığı, rahim fırlaması (prolapsus uteri), güç doğum, sonun atılamaması (retentio secundinarum), iştahsızlık, irinli rahim yangısı (pyometra), kızgınlık göstermeme, ölü doğum.
Bu problemleri ‘’ineklerde enerji ve kalsiyum metabolizması ile ilgili problemler’’ olarak biliyoruz. Ancak; bilim insanları son yıllarda bunların sadece enerji ve kalsiyum ile ilgili olmadıklarını, başka yapıcı, hazırlayıcı sebeplerin de söz konusu olduğunu belirtiyorlar.
İneklerin en kritik günleri; doğum öncesindeki günler, doğumun olduğu gün ve doğumu takip eden günlerdir. İneklerin doğum stresi tüm bu zaman dilimini kapsar (Periparturient Stress).
Bu kritik günlerde ineğin vücudunda fizyolojik, metabolik ve hormonal değişiklikler görülür. Daha sonra karşımıza çıkan hastalıklar bu dönemin yönetimiyle ve çevresel koşullarla yakından ilgilidir.
Konunun geçmişi kuru döneme dayanır. Bilim insanlarının tespitlerine göre; kuru dönemde yapılan hatalar, daha sonra, çok iyi bir lohusa inek bakımı olsa bile, giderilemez. Doğum öncesinde ineklerin bulundukları ortam ve koşullar doğum sonrasını yakından etkiler. Kuru dönemdeki besleme hataları, konforsuzluk, kalabalık ortam, sosyal stres, barınaktaki hatalar doğum sonrası problemlerin habercisidir.
İneklerin yemsiz geçirdikleri saatler, ineklerin yem seçmesi, yeterince kuru madde alamamaları, hatta doğum padoğuna alındıklarında önlerinde yem bulunmaması bile daha sonra olacak sorunlara davetiye çıkarır. Bilim insanları endetoksinlere (LPS=lipopolisakkaritler) maruz kalan ineklerin epitel dokularının bozulduğunu, işkembe ve rahim epitel dokularının bozulmasıyla birçok hastalığa karşı ineklerin yatkın hale geldiğini ifade ediyorlar.
Kuru dönemde ineklerin şişmanlatılmış olması doğum sonrası iştahsızlığa yol açan en önemli etkendir. Halbuki doğum sonrasında ineğin enerjiye ihtiyacı çok fazladır ve iştahsızlığın sonucunda vücut yağlarının metabolize olması kaçınılmaz bir sonuçtur. Bunun ardından Ketosis ve yağlı karaciğer hastalığı ortaya çıkar.
Kuru dönemde şişmanlatılmış ineğe, doğum sonrasında beynin iştah kontrol merkezi ‘’senin ihtiyacın yok’’ mesajını verir. Çünkü vücut yağ dokusu başta olmak üzere vücuttan beyne ‘’geri bildirim’’ gider (Neuroendokrin düzenleme). İneğin bu sinyali almasıyla birlikte iştah kesilir. Eriyen vücut yağları sebebiyle aşırı miktarda keton cisimciği kana karışır. Karaciğerin alıp değerlendireceğinden çok fazla miktarda kana karışan keton cisimcikleri ketosis hastalığı, yağlı karaciğer hastalığı gibi sorunlarla birlikte, döl tutmama sorunlarını da beraberinde getirir. Giderek vücut kondisyon skoru düşer, inek zayıflar. Sağlık ve döl verimi sorunları birbirinin arkasından gelir.
İneklerin doğum stresini önlemek için neler yapabiliriz? Öncelikle doğum öncesinden başlayarak önlemler almak gerekecektir. Yukarıda anlatmaya çalıştığım periparturient (doğum çevresi) stresini önlemenin ilk noktası kuru dönemde doğru beslemedir. Diğer önlemleri şöyle sıralayabiliriz. İşkembedeki faydalı mikroorganizmaları bol, çeşitli ve dengeli tutmak, yani rumen sağlığı. Eğer işkembeyi sağlıklı tutmayı başarırsak faydalı mikroorganizmaların ölmüş olanları sayesinde vücuda ‘’mikrobiyal protein’’ sağlamış oluruz. Mikrobiyal protein süt üretimi için gerekli olan gerçek proteindir.
Yemlere antioksidanlar katmak alınabilecek önemli önlemlerden biridir. Antioksidan sistemlerden superokside dismutase enzimi için yemlere manganez, çinko, bakır, glutathione peroksidaz için ise selenyum katmak gerekir.
Yemlere betakaroten katılmasının stres önleyici, özellikle sıcaklık stresini önleyici, aynı zamanda antioksidan etkisi vardır. Zaten betakarotenin döl verimi yönündeki pozitif etkisi bilinen en önemli yararıdır.
Enerji metabolizmasını düzenlemek için yemlere niacin katılmasının da çok büyük yararı vardır.
Doğum sonrasında ortaya çıkan hastalıklardan biri olan mastitis’in önlenmesinde meme dokusu direnci sağlayan bakır, çinko, selenyum, manganez gibi izelementlerin yararı bilinmektedir.
Yazının başında da belirttiğim gibi, doğum sonrası ortaya çıkabilecek olan hastalıkların hazırlayıcı sebepleri arasında konforsuzluk, kalabalık, sıkışıklık, sıcaklık stresi ve her türlü stres, kötü barınak koşulları sayılmaktadır.
Şunu da hatırlatalım; hiçbir zaman ineklere küflü yem verilmemelidir.
Eğer doğumu takip eden günlerde sorunlarla karşılaşmak istemiyorsak doğum öncesi ve doğum sonrası günlerdeki stresi en az düzeye indirmek için gerekenleri yapmamız şarttır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.