Ekonominin allak bullak olduğu, enflasyonu durdurmak için herkesin, her şeyiyle seferber olduğu bir dönemde iş bulmak zor, bulduğun işte parasal anlamda mutlu olmak ise hepten zor.

O yüzden bugünlerde özellikle kurumsal alanlarda, belediyeler ve kamu hizmetlerinde işe girmek isteyenlerin heveslisi çok olunca, iş dolandırıcılığı da yeniden hortladı.

Bu dolandırıcılığın daha da artmasına neden olan ise yaklaşan yerel seçimlerin varlığı.

Her yerel seçim sadece belediye başkanı ve meclis üyeleri kadar olmasa da, belediyede çalışan ve çalışmak isteyenlerin de en büyük korkulu, meraklı ve beklentili durumu.

Siyasetçilerin, siyasi partilerin diyebilirim en zor seçimi yerel seçimler.

Birebir vatandaşa, seçmene hitap eden, birebir vatandaşla, seçmenle iletişim halinde olmayı gerektiren bir seçim.

Beş yıldır görevde olan kimi belediye başkanları koltuklarından olurken, beş yıldır meclis salonlarında oturan kimi meclis üyeleri de bu seçimde siyaset dışı kalabiliyorlar, kalmaları da gerekli.

Hiçbir siyasi parti, belediye başkanını veya meclis üyesini, çalışmamasına rağmen, iş ve özel hayatına dikkat etmemesine rağmen yeniden aday göstermekten yana olmamıştır, olmaz da.

Siyaset dünyası, dumanın çıktığı yerde yangının başlamasına asla müsaade etmemiştir, etmez de.

Siyaset dünyasının yerel seçim hassasiyetini sadece siyasi partiler bilmiyor, dolandırıcılar da biliyor.

İş dolandırıcıları.

Yerel seçimler öncesi her şeyin değişeceğini kendilerine en iyi dolandırma fırsatı olarak gören kimileri, kimi belediye başkanları, başkan yardımcıları veya meclis üyelerinin isimlerini kullanarak, iş vaadinde bulunarak iş dolandırıcılığını gayet doğalmış gibi yapıyorlar.

Kamusal alanda, garanti işe gireceğini düşünenler ise bu duruma en çok kananlar, en çok dolandırılanlar.

Siyasette torpille işlerin olacağına olan inanç ise bir hayli güçlü.

‘Senin işini yaparım’ diyen dolandırıcılara kanmak da bu nedenle bir hayli güçlü.

Peki, iş ararken bu dolandırıcıların mağduru olmamak için ne yapmak gerekiyor derseniz işte onun çözümü yok maalesef.

Dolandırıcıya güvenirseniz, dolandırılmayı da hak ediyorsunuz demektir.

Dolandırılıp, dolandırılmamak tamamen güvenmekle alakalı.

Ya Nasrettin hoca gibi ‘Ya tutarsa’ diyeceksiniz, ya da ‘Babama bile güvenmiyorum’ diyeceksiniz.

‘Para vererek işe girdim’ diyen var mı bilmiyorum ama varsa bile demedikleri için bilinmiyor!

Dolandırılmak ise kesin var!