Işınsu Kestelli: Gelecek misyonumuz, tarımın servetini dönüştürmek
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısında konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, "Gelecek misyonumuzu ‘tarımın servetini dönüştürmek’ olarak tanımladık. Küresel krize karşı el birliğiyle çözüm üretmeye mecburuz." dedi.
İzmir Ticaret Borsası Mart Ayı Olağan Meclis Toplantısı, İZQ Toplantı Salonu’nda Meclis Üyelerinin geniş katılımlarıyla gerçekleştirildi. Toplantının ana gündem maddeleri Ukrayna - Rusya Savaşı'nın tarım ve gıda sektörlerine etkileri, tarım piyasalarına ilişkin güncel gelişmeler, Zeytin-Zeytinyağı Değer Zinciri Projesi, tarım ve hayvancılığın Türkiye ekonomisindeki önemi ve 2021 yılı içerisinde en çok karar üreten Borsa Meslek Komitelerinin ödüllendirilmesi oldu.
Meclis konuşmasının ilk bölümünde daha önceki toplantılarda sık sık iklim krizinden, yaratacağı olumsuz sonuçlardan, artan dünya nüfusunu besleyebilmenin zorluklarından bahsettiğini ve tarımla ilgili bütüncül bir planlamaya ihtiyaç duyulduğunu vurguladığını dile getiren İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Kuzeyimizde uzunca bir süredir devam eden gerginlik, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle sonuçlandı. İşgalden bu yana emtia fiyatları artmaya devam ediyor. Savaşın sürmesi halinde dünyanın en büyük tahıl ihracatçıları arasında yer alan iki ülkeden yapılacak tahıl ticaretinde çok daha ciddi arz sorunları doğabilir. Bu yüzden bazı ülkelerin gıdaya erişiminde sorunlar yaşanabilir. Ukrayna ve Rusya’nın Karadeniz üzerinden yapacağı tahıl ihracatının kesintiye uğraması özellikle de bu kaynaklara bağımlı ülkeler için sorunlara neden olabilir. Financial Times’ın konu ile ilgili makalesine göre, savaşın uzaması halinde Mısır, Tunus, Fas, Pakistan ve Endonezya gibi ülkelerde yaşayan milyonlarca insan bundan etkilenebilir” dedi.
Gelişmelerin ardından Birleşmiş Milletlerin özellikle Afrika ve Ortadoğu ülkeleri için kırmızı alarm seviyesine geçtiğine değinen Işınsu Kestelli, “Dünyanın diğer ülkeleri için de ciddi riskler söz konusu. Ülkemizde de savaşla birlikte artan enerji maliyetleri ve yükselen emtia fiyatları nedeniyle tarlayı işlemenin maliyetinde de artış yaşandı. Buğday, her türlü yem, ay çiçeği, şeker, gübre gibi ürünlerde de fiyat artışı sürüyor. Birçok ülke emtiaya ulaşmada sıkıntısı çekerken, Çin, 2019'dan beri emtia stokladığı için şu anda küresel bakır stoklarının yüzde 80'ini, mısırın yüzde 70'ini, buğdayın yüzde 51'ini, soya fasulyesinin yüzde 46'sını, ham petrolün yüzde 70'ini, alüminyumun yüzde 20’sini tek başına elinde bulunduruyor. Nereden bakarsanız bakın farklı bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız. Bu büyük küresel kriz karşısında sağduyulu hareket etmeye, el birliğiyle çözüm üretmeye mecburuz. Bu açıdan, tıpkı salgınla mücadelede olduğu gibi işin uzmanlarından, akademisyenlerden, piyasanın başat aktörlerinden oluşan bir danışma kurulu oluşturmanın faydalı olacağını düşünüyorum” dedi.
Türkiye’de tarım ve hayvancılığın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’daki payının geçen yıl kuraklığın yol açtığı yüzde 2,2 küçülmeden sonra yüzde 5,6 ile tarihi düşük seviyeye gerilediğini söyleyen Kestelli, “Üretim değeri 407 milyar lira, ortalama kurla 46 milyar dolar olan bir sektörümüz var ve bu sektör ülkede hala istihdamın yüzde 17’sini karşılıyor. Üstelik bu istihdam, kadın yoğun bir istihdam ve tarım, her şeye rağmen dış ticaret fazlası veren bir sektör. Dolayısıyla sadece alelade bir işten, bir uğraşıdan değil, toplumsal bir emniyet supabından bahsediyoruz esasen. Türkiye bugün şu kararı vermek, şu tercihi yapmak zorundadır: “Ülkede tarım ve hayvancılığı doğal olarak etkilendiği küresel iklim krizi ya da ulusal ve küresel her gelişmeden olumsuz etkilenen bir sektör olarak mı anmak istiyoruz, yoksa; tarladan sofraya tüm aşamaları muazzam tanzim edilmiş, herkesin mutlu olduğu işleyen bir sistemle mi?” Eğer cevabımız “elbette işleyen bir sistemse”, hepimize düşen sorumluluklar var. Borsa olarak biz gelecek misyonumuzu “tarımın servetini dönüştürmek” olarak tanımladık. Tarımın servetini dönüştürmek derken sadece ürünlerimizin ekonomik değerini ve temsil ettiğimiz üye firmaların finansal anlamdaki kazançlarını dönüştürmeyi kastetmiyoruz. Aynı zamanda, tarıma inanan ve emek veren tüm paydaşlarımızın yaşamını olumlu anlamda dönüştürmeyi ve geliştirmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
Tarım ve hayvancılığın üretimden finansmana, teknolojik dönüşümden tedarik zinciri güvenliğine kadar tek başına devlete ya da tek başına özel sektöre bırakılamayacak kadar stratejik bir sektör olduğuna değinen Kestelli, “Sektörün tüm paydaşları tarımın servetini dönüştürme misyonuna, “adanmış bir ruh haliyle” katkı vermeli. Biz Borsa olarak bu alanda üzerimize düşeni yapmaya gayret ediyoruz. Türk tarımı için bir Silikon Vadisi etkisi yaratmasını hedeflediğimiz İzmir Tarım Teknoloji Merkezi projesini çok yakın zamanda faaliyete geçiriyor olacağız. Bu merkezin sadece yeni nesil üretim teknolojilerinin boy verdiği bir start-up merkezi olmasını değil, deneyim paylaşımından yeni finansal varlıklara uzanan değerli bir ekosistem yaratmasını arzu ediyoruz. Bugün savaşla yüzümüze çarpan, yarınlarda artan nüfus, kuraklık, azalan tarım arazileriyle ivme kazanacak olan zorluklarla ancak bu tür yenilikçi çözümlerle baş edebiliriz” dedi.
İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkan Yardımcısı Ömer Gökhan Tuncer ise ekonomide zor günlerden geçildiğine değinerek, “Küresel ve yerel piyasalarda birçok risk ve belirsizlik ile karşı karşıyayız. Pandemi ve küresel iklim krizi üretim ve tedarik zincirlerini zaten olumsuz etkilemişti. Tüm bunların üzerine Rusya ve Ukrayna arasında başlayan savaş sorunların daha da büyümesine neden oldu. Rusya Federasyonu ve Ukrayna, dünyanın en önemli tarımsal emtia üreticileri arasında yer alıyor. Her iki ülke de net tarım ürünleri ihracatçısı. Aynı zamanda bazı gıda maddeleri ve gübre pazarlarında lider durumdalar” dedi.
Türkiye olarak iki ülke ile çok önemli ekonomik ilişkilerimiz olduğuna dikkat çeken Ömer Gökhan Tuncer, “İki ülke ile olan toplam dış ticaret hacmimiz, 33 milyar doları Rusya ile olmak üzere toplam 40 milyar dolar. Bunun 32 milyar doları ithalat, geri kalanı ise ihracatımızdan oluşuyor. Ağırlıklı olarak enerji ve tarımsal ürünler ithal ediyoruz. En çok ihraç ettiğimiz ürünler ise meyve, sebze ve hayvansal ürünler. Mevcut durumdan en az zarar görecek önlemleri hayata geçirmek kısa vadeli önceliğimiz olmalı. Orta ve uzun vade de ise ithal ettiğimiz ürünlerin yurtiçinde üretimini sağlamanın yanı sıra iki ülkeden yaptığımız tedariki farklı ülkeler ile çeşitlendirme çalışmalarını gerçekleştirmeliyiz” diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından toplantı kapsamında TARKEM Genel Müdürü Sergenç İneler, TARKEM’in mevcut durumu ve planlanan projeler hakkında Borsa Meclis üyelerine yönelik bilgilendirici sunum gerçekleştirdi.
TARKEM sunumunun ardından İzmir Ticaret Borsası Meslek Komiteleri arasından 2021 yılı içerisinde en çok karar üreten komitelere Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve Meclis Başkan Yardımcısı Ömer Gökhan Tuncer tarafından teşekkür belgesi takdim edildi. Alınan karar sayılarının değerlendirmesi sonucunda Çırçırlama Faaliyeti Meslek Komitesi birinci, Sıvı ve Katı Yağların Toptan Ticareti Meslek Komitesi ikinci, Kuru Meyvelerin Toptan Ticareti Meslek Komitesi ise üçüncü olarak teşekkür belgesi almaya hak kazandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.