"İstanbul Kararı" Ak Parti'ye nasıl yansır…
Adem Nakçı yazdı...
Yüksek Seçim Kurulu(YSK) tarafından verilmesi gereken İstanbul seçimleri ile ilgili karar hafta başında verildi. Seçim iptal edildi ve partiler arasında sert tartışmalar yaşanıyor. Bu konuda kamuoyunda rahatsızlık sandığa yansıyacaktır. O durum bir yana bu kararlar Ak Parti içinde de birçok konuda etkili olacaktır.
Sandık konusu ve seçim bir yana bu süreç Ak Parti’de yapılacak İstanbul, Ankara ve seçim kaybeden teşkilatlar ile Merkez Yürütme Kurulu ve Kabine’de yapılması beklenen değişim ötelenmesine yol açtı. Bu erteleme Ak Parti teşkilatları için sıkıntılı bir süreci de başlatmıştır. Seçim sonrası yapılmasına kesin olarak bakılan başta il ve ilçe teşkilatı değişiklikleri bu karar ile en azından Temmuz ayına kadar ertelenmiş görünüyor. İstanbul’da tekrarlanacak Büyükşehir Başkanlığı seçimleri başarısızlıkla sonuçlanırsa beklenen değişim çok daha radikal şekilde yapılacaktır. Hele de kapıda bekleyen Abdullah Gül- Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı dillendirilen partiler sorunu varken bu radikal değişim ciddi kopmaların önünü de açabilir.
Siyasette düşen kalite
Aslında Ak Parti içinde beklenen bu değişimin sinyalleri birkaç yıldır kendini gösteriyordu. Özellikle parti tabanının ısrarla isyan ettiği kadrolardaki seviye düşüklüğü söz konusuydu. Ünlü Rus yazar Maksim Gorki’ye ait olduğu ifade edilen; “Ateş karşısında bozulmayan altın, altın karşısında bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan erkek; kalitelidir” sözü bu kalite düşüklüğünü net anlatıyor. Maalesef siyaset bu boyuta geldi. Özellikle yerel ve ulusal iktidarın nimetlerinden yararlanmak isteyenler siyasette atıldıkça ve “dava adamlığı” kavramının yerine “koltuk sevdası” ile hareket edildikçe bu seviye her geçen gün daha da dibe vurdu.
Düşünün, Ak Parti İzmir İl Teşkilatı’nda her değişim yaşandığında akla ilk olarak; “Borç ne kadar?”, “Yürütmeye girmek için ne kadar verilir?” ve “Kimin adamı? Hangi ekibe yakın?” soruları geliyorsa bu dediklerime kim “yalandır” diyebilir?
Sadece bu da değil; madalyonun bir de diğer tarafı var. O da, “Biz Reis için bu davada neferiz. Sonuna kadar Reisleyiz” sözü. Buna ben koltuk kapmanın bir başka yolu diyorum. Ülkesinin, ailesinin, vatandaşın durumunu düşünmeden işi direk “Reisin askeri” moduna getirenlerin dediklerinin bana göre tercümesi; “Ben daha çok biat ederim. Hiçbir ekibe giremedim, kendimde bir ekip kuramadım ama sizin erinizden çıkmam bana koltuğu yeter ki verin”. Peki; bu isimlere koltuk verildi, ülkeye, kente, vatandaşa ne katkısı olacak?Koltuktan nemalanmak için para dökenlerden nasıl bir fark ortaya koyacak?
İzmir’de nasıl bir liste çıkar?
Gelelim İzmir’deki yapılanmaya. Görünen o ki herkes tarafından sevilen, duruşu ile takdir edilen İl Başkanı Kerem Ali Sürekli maalesef istediği listeyi yapamayacak gibi görünüyor. Süreçte İl eski Başkanı Aydın Şengül ile Ar-Ge’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan İzmir Milletvekili Hamza Dağ büyük bir rekabetle kapıştı. İstedikleri kadar isim alamasalar da listeye direk müdahil olarak kazananlar kısmına adını yazdıracaktır. Bu sürecin en şansızı da Binali Yıldırım’ın ekibi oldu. İstanbul seçimlerinin tekrarlanması öncesi yaşanan tartışmalar nedeniyle listeye müdahil olma şansı olmayan bu ekibi İzmir’deki en etkili gücü olan İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya kaybedenlerden safında yer alacak gibi. Son anda yaptığı hamleleri ile durumu bu kez değiştirmesi çok zor görünüyor.
Nihat Zeybekçi ekibi ise her ne kadar kamuoyunda “Kerem Ali Sürekli’yi getirdi” diye konuşulsa da bu süreçte kendi ekibini kuramadığı için müdahil olma şansını kaybetti gibi. Kentteki temsilcisi bile İzmir Koordinatörü Denizli Milletvekili Mehmet Yüksel olan yapının Genel Merkez’de müdahil olması kimseyi şaşırtmaz.
GönderMe1: Ak Parti İl Yönetimi hafta içinde belli olacak. Daha önce yazdığımız ve yukarıda da dile getirdiğimiz ekip savaşları açıklanacak listede çok net ortaya çıkacaktır. Bu ekiplerin rekabeti İzmir’de o kadar çok dillendirildi ki kentin Ak Parti’ye bakış mesafesi de gittikçe açılıyor.
GönderMe2: Bu ara Ak Parti’yi çok yazıyoruz diye CHP’den koptuk oradan bir şey yazmayacağız sanılmasın. CHP’de kulis bitmez, hele de gelen gideni hiç rahat bırakmaz. Bu kural maalesef halen devam ediyor. Hele de bir dönem ara verdikleri belediyelere dönen kraldan çok kralcıların sağda solda boş konuşmalarını sağır sultan duymuşken kulak tıkamamızı kimse beklemesin.
GönderMe3: "Omurgalı olmak" denilen kavram sadece siyasetçiler için geçerli değil. Mesleği ne olursa olsun insanlar içinde önemli. Dün başka partiden olan bugün başka partiye geçen belediyelerin bazı personellerinin ani değişimleri “vay beee” dedirtiyor. Her devrin adamı olmak kazandırmıyor. Aksine bol bol küfür yedirtiyor. Benden söylemesi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.