İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve İzmir Vakfı’nın da Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Soyer, hafta içi bir İstanbul çıkarması yaptı.

Bu çıkarmayı İstanbul’u gezmek veya İstanbul’da dinlenmek amacıyla yapmadı.

İzmir’in ve İzmirlinin çıkarları için yaptı.

Sadece Türkiye’nin değil, Dünya’nın sayılı ekonomi, kültür,  teknoloji ve finans merkezi olan İstanbul’da, İzmir için yatırımcı aradı.

İzmir’in her türlü yatırımlara açık olduğunu yerel yönetimini en başı olarak söyledi.

Başkan Soyer dedi ki: “Yalnızca binalarımızı, park ve caddelerimizi değil; gelin ticareti, tarımı, turizmi, kültür ve sanatı, yaşamın tüm alanlarını birlikte tasarlayalım.”

İzmir’in Başkanı Tunç Soyer’in bu girişimin altında yatan neden, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’e hangi alanda olursa olsun yapılacak yatırımlara destek olunacağını da açık göstergesiydi.

İstanbul’un turizm anlamında zaten çok iyi bildiği İzmir’in kültür, sanat, ticaret, tarım alanında da çok iyi bilmesi gereken bir yer olduğunun da altını çizdi, bütün anlatımı boyunca.

Bu açıklamalar İzmir’in İstanbul’a çıkarması değil, İstanbul’un İzmir’e yapacağı çıkarmaya yeşil ışıktı.

İstanbullunun zaten İzmir’e olan düşkünlüğü malum.

İzmir’in gelişimine bugüne kadar yaptığı yatırım da malum.

İzmir’in daha fazla yatırımı hak ettiği ise çok ama çok daha malum.

İzmir’e bir koyan, üç,  beş değil, daha da fazla karşılığını alıyor.

Çünkü İzmir’in sosyal yaşantısı, İzmir’in kültürel yaşantısı, İzmir’in ticaret, tarım ve turizm anlayışı yatırımlara sadece kapı açmayı değil, sahip çıkmayı da biliyor.

Orta da bir tek sakıncalı durum var onu da yazmadan geçmek doğru olmaz.

İzmir’e gelen İstanbullu da olsa bir süre sonra İzmir’de kalmayı, İzmir’e yerleşmeyi ve İzmir’de yaşamayı da seviyor.

İzmir onun için gezilecek yer iken, İstanbul onun için gezilecek yer oluyor.

Bu da İzmir’in güzel bağımlılığı.