İzmir Ticaret Odası 1885 yılında kuruldu.
 
Binası, Birinci Kordon’daydı.
 
1922 İzmir büyük yangınında tüm belgeleriyle kül oldu.
 
85 yıl aradan sonra yine aynı yerine döndü.
 
Değişik mimarisi, son teknolojik yenilikleriyle.
 
Gerçi maliyeti tartışma konusu ama…
 
İzmir’e yakıştı, zenginlik kazandırdı.
 
Ve Cumhuriyet Bayramı’nda hizmete açıldı.
 
 
         ***
 
Binanın seslendirme sistemi, TBMM ve Alman parlamentosunun aynı.
Başka benzeri yok.
“Anladım, anlamadım” polemiği yaşanmıyor.
Her kelime, cümle net yankılanıyor.
Konuşma tutanaklarına bile gerek yok.
 
         ***
 
Meclisin son oturumunda “tutanaklara geçirilsin” denildiği için dikkatimi çekti.
Meclis üyelerinden Erol Eroğlu, toplantının “dilekler” bölümünde söz alır.
Der ki;
“ Burası İzmir Ticaret Odası. 70 bin kişinin odası. 70 bin kişi iyi veya kötü para verir.”
Sözü bağlar;
“ Oda yemeklerinde Oda’nın parasıyla içki dağıtımı yapılmaması taraftarıyım”
Bu sözün tutanaklara geçirilmesini ister.
 
           ***
 
Erkek üyenin dileği karşısında kadın üye Canan Evren söz alarak yanıt verir:
“ Biz eğer bir isek, birbirimizi yargılamadan konuşmalıyız.
Kişi içiyorsa bana ne?
Ben içmiyorsam sana ne?
İçkiye bağlamayalım insanlığı. Çünkü içer, içmez. Önemli olan hareketlerimizle toplumda iz bırakan düzgün işlerin altına imza atıyor olmamız”
Evren, yazdığı bir dizeyi okur:
“ Kimi içer hem sarhoş, hem şair olur
Kimi içmez ama yoldan şaşar, kafir olur”
 
        ***
İzmir Ticaret Odası’nda Nisan’da seçim var.
Politik kazanı fokur fokur kaynıyor.
Komiteleri kim alacak? Başkanlığı kim kazanacak?
 
        ***
 
Bir de gündemine bu konu girdi:
Sonuç ne olur?
Yemeklerde üye parasıyla alkol yasaklanır mı?
Aynen devam mı?
Yoksa…
Tüccar üye oylaması mı?