İşte o mesaj:
 
Birleşmiş Milletler, görevi başında yaşamlarını yitiren gazetecilerin anısına saygı duymak ve basın özgürlüğünü vurgulamak amacıyla 1993 yılında 3 Mayıs’ı Dünya Basın Özgürlüğü Günü ilan etmiştir.
  
Ne yazık ki Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde ülkemizde basının durumu üzüntü ve kaygı vericidir. Basın özgürlüğü alanında Türkiye 180 ülke arasında 155. sırada yer almakta, 156 gazeteci cezaevlerinde bulunmakta, çok sayıda medya organı kapatılmaktadır.
 
Toplumun en doğal hakkı olan haber alma özgürlüğünün teminatı olan özgür basının varlığı çağdaş demokrasilerin vazgeçilmezi, basın yayın kuruluşları ve gazetecilerin özgür olması ise ifade ve iletişim özgürlüğünün gereğidir.
 
Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde bir kez daha, gazetecilerin düşünceleri ve yazdıkları nedeniyle tutsak kalmasını kabul edemeyeceğimizi ifade ediyor, gazetecilere yönelik baskı, sansür ve tutuklamaların bir an önce son bulmasını talep ediyoruz.
 

Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de ifade ettiği gibi “basın milletin müşterek sesidir.” Bu sesin daha gür ve özgürce çıkmasını başarabildiğimiz takdirde hızlı kalkınma, sosyo-kültürel gelişme, daha demokratik, bağımsız ve özgür bir millet olacağız.
  
Tüm basın emekçilerinin Dünya Basın Özgürlüğü Gününü kutlar, daha özgür yarınlar dileriz.
  
Saygılarımızla.
 
 İzmir Barosu Başkanlığı