İzmir, dirençli kent olur mu?
Asya Yaşarikiz yazdı; İzmir, dirençli kent olur mu?
Bugün 22 Mart Su Günü. Her yerde ne demek olduğundan bahsedildiğinden ben neden ‘kutlandığını’ yazmayacağım.
Bugün gelecek bültenleri de kabaca tahmin edebiliyorum.
İklim değişikliğinin yarattığı kriz/iklim acil durumu, Avrupalı çocukların eylem yaptığı, Avrupalıların ilgilendiği ya da onların sorumluluğunda olduğu bir durum değil.
Depremin vurduğu Adıyaman ve Şanlıurfa’da bu yüzden seller oldu. Bunlar bir aşırı hava olayıydı ve iklim krizinin sonucu.
İzmir’e de yeterli yağış düşmüyor. Yağdı mı tam yağıyor, bir yerleri su basıyor. Toprağın nemli kalacak zamanı olmuyor, aşırı yağışı alınca da patlıyor. Bu, toprağın suya doyması değil; bu bir kriz.
Peki ne yapacağız?
Çok net.
Aliağa’daki tüm fosil yakıtlı santralları, cüruf depolama/gemi söküm alanlarını, Efemçukuru’ndaki altın madeni ve Ovacık Altın Madeni gibi madenleri kapatmamız lazım.
Evet “Bunlar, aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır.”
İklim krizinin etkilerine karşı korunmak ya da etkilerini azaltmak için, farklı türlerin bir arada olduğu doğa alanları daha önem taşıyor. Çünkü bir doğa alanında ne kadar fazla farklı tür olursa, iklim krizinin etkilerine karşı o kadar dirençli hale geliyor.
Ülkemizde ne yazık ki yok; ancak antik ormanlar olarak tabir edilen ormanlar iklim krizi karşısında dünyayı koruyacak önemli kalkanlardan. Çok eski zamanlardan bu yana el değmeden korunmuş, çok farklı türlerin bir arada olduğu bir orman türü, antik ormanlar.
İzmir’de de farklı türlerin bir arada olduğu doğa alanları var. Benim aklıma ilk gelen İzmir Barosu’nun “bilimsel dayanaktan yoksun, kamu ve doğa yararına aykırı” bulduğu Çeşme Turizm Projesi içinde kalan Urla’dan Ildır’a kadar uzanan doğa alanı. Bu alan farklı endemik türlere ev sahipliği yapıyor. Harika bir ekosistemi var. Bizi, İzmir’i yani, iklim krizinin etkilerine karşı koruyabilecek mükemmel bir alan. Sahip çıkmalıyız.
Çeşme Yarımadası kendine özgü habitatlar ve biyoçeşitlilik barındırıyor. Alaçatı Sulak Alanı ise Önemli Doğa Alanı olarak kabul ediliyor ve Önemli Doğa Alanları da uluslararası anlaşmalarca korunmaya tabiidir.
Alaçatı Sulak Alanı pek çok canlı türüne ev sahipliği yapıyor; tam bir karbon yutak alanı. Yani, yine bir alan ne kadar farklı tür barındırıyorsa iklim krizine karşı daha dirençli hale geliyor. Bu bölgedeki ormanlık alanlar, içinde nadir ve endemik türler barındıran, kendine has yaban hayatı ve habitatlar oluşmuş uluslararası öneme haiz doğal ve bakir, korunması gereken alanlar.
Çeşme’nin, İzmir Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planında yer alan 2050-2100 iklim senaryolarına göre İzmir’in kırılgan bölgelerden biri olduğunu da hatırlatayım.
Sorun var, sorun katlanarak geliyor ama dirençli de olabiliriz. Karşı koyabiliriz doğru adımlarla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.