Ali EYCE
İZMİR İL ÇEVRE MÜDÜRÜ!
Yazımın konusunu ayrıntılı şekilde yazmadan, muhatabını yazının başlığına koymak sanırım iyi bir fikir oldu.
Herkes okusun ama birisi özellikle okusun.
Hatta okuduktan sonra vereceği bir cevap varsa, onu da bile ulaştırsın, aynı yerde, aynı şekilde, ‘İzmir İl Çevre Müdürü’ diye verebiliriz.
Torbalı’daki çevre katliamını bizzat yerinde inceleyen birisi olarak, moloz dağlarını gördüğümde, şok içinde kaldım.
Nif çayının içine içine dökülen molozlar, zeytin ağaçlarının kimisini tamamen, kimisini yarı yarıya gömen molozlar, çevre katliamının ilk bakışta görünen yüzü.
Her zaman söylemişimdir, ekonomi kazanacak, ekonomik olarak kazançlı çıkacağız düşüncesiyle çevre katliamı yapılarak yapılan her türlü yatırıma karşıyım.
Bize olmasa da, gelecekte bu ülkede yaşayacak olan çocuklarımıza, paradan daha çok yaşayabilecekleri bir ülke, bir şehir, bir doğa lazım.
1,5 yıldır çektiğimiz virüs salgını bunun en güzel tersi oldu insanlığa.
Günün her saati, daha çok para kazanma hırsı içinde kendini, insanlığını, çevresini ve doğasını kaybeden insanoğlu, salgın döneminde kaldığı hapis hayatında, yapamadığı işlerden paranın değil sağlığın daha önemli olduğunu, sağlık içinde çevrenin daha önemli olduğunu çok ama çok iyi fark etti.
Temiz hava alabilmek için, virüse yakalanmamak için, doğanın en doğal haline koşarak gitti insanoğlu.
Çevreye karşı duyarlı olmak, çevre katliamına karşı yapılması gerekeni yapmak da tam da bu yüzden çok ama çok gerekli.
Torbalı’daki moloz dağlarını, çevre katliamını yaptığımızda, kamuoyu adına habercilik yaptık.
Vatandaşın şikâyetlerini dinledik ve ihbar da bulunduk.
Aradan kaç ay geçti, moloz dağları orada kaldı, katliam olduğu yerde durdu ve hiçbir Allah’ın kulu da, burası neresi diye bakıp, tutanak tutup, ceza yazıp, çevre katliamının devam etmemesi için yaptırım uygulamadı.
Çevreyi katleden bu dağlar için, bilmediğimiz, bilemediğimiz küçük de olsa bir şeyler yapıldıysa onu da yazmak kalemimizin borcu olsun.
Ama kimse de kusura bakmasın, o moloz dağları orada olduğu sürece, o derenin içine kaydığı sürece, molozların içinde zeytin ağaçları can verdiği sürece, ne yapıldığı da zerre kadar umurumda değil.
Çevrecilik, çevre katliamı yapana ceza verilip, katliamın devam etmesine göz yumulacak bir şey değil.
Göz yunmak demek, çocuklarımızın yaşayacağı dünyanın yok olmasına göz yummaktır.
Değil mi?
Sayın İzmir İl Çevre Müdürü!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.