İzmir Köy Koop Birlik Başkanı Neptün Soyer, zeytinlik alanda madencilik yapılabilmesinin önünü açan kanun teklifinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmasıyla ilgili konuştu. Binlerce yıllık köy yaşamının sadece 300 yıllık bir geçmişi olan endüstriyel tarım anlayışı ile değiştirilmek istendiğini belirten Neptün Soyer, “Sağlıklı gıda, gıda güvenliği ve gıda egemenliğimiz için, geleceğimiz için zeytin ağaçlarımıza, biyoçeşitliliğimize, geleneksel yerel tohumlara, risk altındaki türlere sahip çıkmalıyız. Teknolojiden de faydalanarak, biyoçeşitliliği, kültürel mirası, geleneksel üretimi ve yerinde üretimi, aile çiftçiliğini korumak ve yaşatmalıyız. Karşı karşıya kaldığımız Covid-19, afetler, iklim ve su krizi gibi tüm zorluklarla mücadele edebilmek için zeytinliklerimizi korumalıyız” dedi.

“ZEYTİNLİKLERİMİZİ KORUYALIM”

Zeytin ağaçlarının ekolojik dengenin devamlılığı açısından oldukça önemli olduğunu da vurgulayan Neptün Soyer, “Zeytin ağaçları kurak arazilerde yaşayabilen, toprak açısından çok da seçici olmayan, hiçbir ilaca gerek duymadan büyüyebilen bir ağaç. Susuzluğa karşı dirençli ölmez ağaç zeytinliklerimizi koruyalım. Yoksa zeytincilikle uğraşan binlerce aile geçim sıkıntısı ile baş başa kalacak. Su konusunda bu kadar büyük problemlerimiz varken enerji lazım diyorsunuz. Su enerjisini önceleyelim, zeytin dikelim, zeytin yetiştirelim, zeytinciliği destekleyelim” diye konuştu.

“TOPRAĞA, TOHUMA, ZEYTİNE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

İzmir Köy Koop Birliği’nin 1960 yılından bu yana üretim yapan, Cumhuriyet tarihinin en güçlü örgütlenme yapılarından biri olarak toprağa, tohuma, zeytine sahip çıkmaya devam ettiğini belirten Neptün Soyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Bir rivayete göre Ege kıyılarında gezen Hemoros, bir zeytin ağacına yaslanıyor. Ağaç ‘'Herkese aitim ve kimseye ait değilim, siz gelmeden önce de buradaydım, siz gittikten sonra da burada olacağım’' der."