İzmir'de terör yandaşlarının elektriği fakülteden!
Çakıroğlu’nun bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili kusuru bulunduğu gerekçesiyle haklarında dava açılan Ege Üniversitesi eski Rektörü Candeğer Yılmaz ve bazı üniversite yöneticilerinin, ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan cezalandırılmaları talep edildi.
Bornova'daki Ege Üniversitesinde, 2015 yılında terör örgütü PKK yandaşı Nurullah Semo tarafından Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4. sınıf öğrencisi ülkücü genç Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili kusuru bulunduğu gerekçesiyle haklarında dava açılan eski Ege Üniversitesi Rektörü Candeğer Yılmaz, eski rektör yardımcısı Atilla Silkü, eski genel sekreter Mehmet Bülent Özkan, eski Edebiyat Fakültesi Dekanı Sanık Ersin Doğer’in ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan cezalandırılmaları talep edildi. Savcı, esasa ilişkin mütalaasında ise terör örgütü yandaşlarının etkinliklerinde Edebiyat Fakültesinden kablo çekerek elektrik kullanmalarına rağmen üniversite yönetiminin, terör örgütü yandaşı öğrencilere herhangi bir ceza ve uyarıda bulunmadığını ifade etti.
İzmir’de, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4. sınıf öğrencisi ülkücü genç Fırat Yılmaz Çakıroğlu, 20 Şubat 2015’te PKK yandaşı Nurullah Semo tarafından üniversitenin kampüsü içerisinde bıçaklanarak öldürüldü. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Nurullah Semo, ‘kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alırken, ‘terör örgütü üyeliği’ suçundan da 15 yıl hapis cezası verilmiş, bu karar İzmir Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozularak ‘Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilmişti.
Çakıroğlu’nun öldürülmesiyle ilgili yargılama tamamlanırken, olayda kusuru bulunduğu iddiasıyla eski Ege Üniversitesi Rektörü Candeğer Yılmaz, eski rektör yardımcısı Atilla Silkü, eski genel sekreter Mehmet Bülent Özkan, eski Edebiyat Fakültesi Dekanı Sanık Ersin Doğer hakkında da İzmir 41. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.
İzmir 41. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın son duruşmasına Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun annesi Özlem Erdem ve babası Fuat Mahir Çakıroğlu ile taraf avukatları katıldı.
Mahkemede tanık olarak dinlenen ve olay tarihinde Ege Üniversitesi kampüsünün bulunduğu Bornova’da emniyet müdürü olarak görev yaptığını söyleyen M.Z.S., “Olay günü saat 16.30-17.00 civarında üniversitenin güvenlik amiri beni aradı. Üniversitenin içerisinde kalabalık bir grup olduğunu bir sorun çıkabileceğini söyledi. Ben il güvenlik şube müdürünü, çevik kuvvet şube müdürünü ve terör şube müdürünü aradım. Yanımda araştırma büro amiri vardı. Onunla gittik. Üniversiteye geçiş yaptık. Olaya gittik. Müdahale ettik. Çevik kuvvet geldi. Yeterli kuvvet geldi. Biz gittiğimizde zaten olay olmuştu. Orada her hangi bir tedbir yoktu. Olaydan önce istenen her hangi bir tedbir de yoktu. Olay olmuştu” dedi.
“PKK/KCK, DHKP-C sempatizanı öğrenciler üniversite yönetiminden cesaret almış”
Eski Ege Üniversitesi Rektörü Candeğer Yılmaz, eski rektör yardımcısı Atilla Silkü, eski genel sekreter Mehmet Bülent Özkan, eski Edebiyat Fakültesi Dekanı Sanık Ersin Doğer’in üniversitenin o dönem en üst düzey denilebilecek yetkilileriyken bir takım eylemleri sonucu görevlerini kötüye kullandıkları kanaatine varıldığını ifade eden duruşma savcısı, esasa ilişkin mütalaasında olayların terör örgütü yanlısı Nurullah Semo tarafından Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun öldürülmesiyle sonuçlandığı söyledi.
Kampüs içerisindeki olayların PKK/KCK ve DHKP-C yanlısı öğrenciler tarafından çıkarıldığına dikkat çeken savcı, “Eğitim ve öğretimi engelleyici, aksatıcı, terör örgütleri lehine slogan atma ve çadır kurma, her türlü şiddeti teşvik edici veya övücü görsel, fiziksel, sesli eylem ve aktiviteler fiilleriyle ilgili disiplin soruşturmalarını, ceza soruşturması ve yargılamasının gerekçe gösterilerek beklettikleri, söz konusu suç sayılı fiilleri ve faaliyetleri nedeniyle ceza verilmediği gibi, yazılı ikaz dahi yapılmayan PKK/KCK, DHKP-C sempatizanı öğrencilerin üniversite yönetiminin bu tutumundan cesaret aldığı, bu cesaretle eylemlerin sıklığını ve eylemlerdeki şiddetin dozunun arttırıldığı anlaşılmaktadır” dedi.
“PKK/KCK sempatizanı öğrencilere ceza verilmemesi yönünde yönetim tarzı benimsemişler”
Sanıkların, PKK/KCK, YPG-H, DHKP-C terör örgütleri yanlısı ve sempatizanı öğrencilerin 2547 sayılı Kanun ve Yönetmelik hükümlerine aykırı yasadışı eylem ve faaliyetlerinden haberdar olduğunu belirten iddia makamı, “Buna karşılık Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun hayatını kaybettiği tarihe kadar disiplin mevzuatı gereği suç teşkil eden bu eylem ve faaliyetlerle ilgili disiplin soruşturmalarını gereği gibi yaptırmadıkları, yaptırdıkları disiplin soruşturmalarında ise PKK/KCK sempatizanı öğrencilere ceza verilmemesi yönünde tutum, davranış ve yönetim tarzı benimsedikleri, Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun yasadışı PKK/KCK örgütü, ‘Kampüs Cadıları’ adlı grup tarafından hedef gösterildiği, yine derslere ve sınavlara girmesinin engellendiği, yasadışı örgüte mensup öğrenci ve öğrenci olmayan kişilerce Edebiyat Fakültesi ve Yabancı Diller Hazırlık Okulu’nun işgal edilmesi suretiyle öğrencilerin eğitim hakkının engellendiği, Fırat Yılmaz Çakıroğlu ve arkadaşları başta olmak üzere üniversitenin tüm öğrencilerinin eğitim hakkının engellenmesine karşılık gerekli tedbirleri almadıkları, alınmasını sağlamadıkları anlaşılmıştır” diye konuştu.
Terör yandaşlarının elektriği Edebiyat Fakültesinden
Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun hayatını kaybetmesinin ardından Ege Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 1 Mart 2015 tarihinden sonra merkez kampüs giriş ve çıkışlarına turnike konulduğunu, kamera sayısının arttırıldığını ve kampüs çevresinin tel örgüyle çevrildiğini belirten savcı, “Tedbirlerin alındığı, ancak yeterli olmadığı, söz konusu tedbirlerin Ege Üniversitesi yetkilileri tarafından Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun hayatını kaybetmesinden önce de alınabileceği anlaşılmıştır. Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun derslere girmekte zorlandığı, can güvenliği kaygısı taşıdığı, buna ilişkin olarak üniversite yönetimi ile görüşüldüğü, hatta 2014 yılında bir basın açıklaması da yapıldığı, bu basın açıklamasının üzerine ‘Kampüs Cadıları’ adlı üniversitedeki yasa dışı terör örgütlerinin sempatizanlarından oluşan grup tarafından maktulün hedef olarak gösterildiği ve üniversitenin çeşitli yerlerine fotoğraflarının asıldığı, Edebiyat Fakültesi Ege Kafe civarında eski bir teröristin isminin verildiği ‘Hozan Serhat’ isimli alanda terör örgütü yanlısı ve sempatizanı, öğrenci ve öğrenci olmayan kişilerin terör örgütüne ilişkin propaganda mahiyetinde sayılabilecek çeşitli faaliyetlerde bulundukları, terör örgütü liderinin fotoğrafını bu alanda paylaştıkları, hatta bu alanda sık sık elektrik kullanımına ihtiyaçları olduğunda da bu ihtiyaçlarını Edebiyat Fakültesinden uzatılan elektrik kablosu vasıtasıyla giderdikleri belirlenmiştir. Ege Üniversitesinde kampüs içerisinde tüm bu olaylar yaşanırken bundan haberleri de olmasına rağmen üniversitenin en üst düzey yetkilileri konumundaki sanıkların her hangi bir girişimde bulunmadıkları ve olayların 20 Şubat 2015 tarihinde Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun terör yanlısı bir kişi tarafından öldürülmesiyle sonuçlandığı, bu şekilde gerçekleşen olayda sanıkların görevlerini kötüye kullandıkları anlaşılmıştır” diyerek, sanıkların ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar ayrı ayrı cezalandırılmalarını istedi. Hakim, sanıklara esas hakkında savunmalarını hazırlamaları için süre vererek duruşmayı erteledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.