İZMİR’E İZMİRLİYE BU REKOR YAKIŞMIYOR!

İZMİR’E İZMİRLİYE BU REKOR YAKIŞMIYOR!

Ali Eyce yazdı

İzmir’i severim.

İzmirlileri de severim.

Ama bu birincilik ne İzmir’e, ne de İzmirlilere hiç yakışmadı.

Özgürlüğümüze, haklarımıza, çevremize, sağlığımıza, karşımızdaki insanın varlığına her zaman saygı gösterdiğimizi, sevgi gösterdiğimizi söylerken, uyuşturucu kullanımında, madde bağımlılığında Türkiye’nin birinci ili olmak emin olun en az sizin kadar beni de üzdü.

İzmir Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğünce İzmir Bağımlılıkla Mücadele Çalıştayı’nda konuşan Vali Yavuz Selim Köşger, İzmir’in birinciliğini açıklarken bir kötü açıklamada hemen arkasından geldi: “Her 10 bağımlıdan sadece birinin rehabilite” edilebiliyor.

Yani bağımlılıktan kurtulabiliyor.

İzmir’de suçların artışının, aile bağlarının kopuk olmasının, ailelerin dağılmasının temelinde de işte bu birincilik var.

Gün geçmiyor ki, İzmir’in o ilçesinden, bu ilçesinden asayiş olayları basının birinci maddesi oluyor.

Denizi güzel, sosyal yaşantısı güzel, havası güzel, dağları güzel İzmir’e bu birincilik yakışıyor mu?

Kızları güzel, erkekleri yakışıklı, kadınları alımlı, erkekleri beyefendi İzmirliye bu birincilik yakışıyor mu?

headline.jpg

‘En iyi narkotik polisi Anne’dir’ diye başlatılan sosyal etkileşimin etkisinin İzmir’de, İzmirliler üzerinden bir önce etkisini göstermesini diliyorum.

Anne olarak, baba olarak, büyükleri olarak özellikle gençlerimize sahip çıkmalıyız, onları gözlerimizle, sözlerimizle kontrol altında tutmalıyız.

Gençlerin özgürlüklerini verirken, nerede duracakları konusunda öğretiler verdiğimiz gibi, durmaları gerektiği yerlerde durup durmadıklarına da bakmak zorundayız.

Belki kendi yakın çevrimizde uyuşturucu kullandığını düşündüğümüz kimse yok ama bilmediğimiz çevrelerde uyuşturucu kullananların varlığı hepimizi korkutmalı.

‘Benim çocuğum yapmaz’ diyerek hareket etmeden, ihtiyatlı davranmamız gerekiyor.

Kötü çevreden korumak kadar, uyuşturucunun kullanılmasının nedenlerini ortadan kaldırmamız gerekiyor.

‘Çok söyleme arsız edersin, çok dövme arsız edersin’ diyen özlü sözümüzde olduğu gibi, çocuklarımızla, gençlerimizle iletişimimizde dikkatli olmamız gerekiyor.

Yetişkin bireyler olarak zaman zaman bizim de nasıl canımız sıkılıyor, farklılık, farkındalık arıyorsak, gençlerin de bu zamanları olduğunu düşünüp, onların bir günü, bir haftaya, bir ayı yaşamdan keyif olacak şekilde geçirmesine sağlayacak hale getirmemiz gerekiyor.

Kimse bu iletişimi parayla endekslemeye, para olmadığı için olduğuna dair iç söylemlerde bulunmaya kalkmasın.

Mutluluğun anahtarı para da olsaydı, Merkez Bankası’nın adı Mutluluk Bankası olurdu!

Mutlu hafta sonları.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum