Cumartesi akşamı Göztepe - Beşiktaş maçını izlemeye giden binlerce İzmirli'den, binlerce Göztepeli'den sadece birisiydim.

Maçtaki oyun, maçın sonucu, İzmirli olan herkesi mutlu etmiştir.

Biraz daha top şansı olsa Göztepe, İstanbul'un üç büyüklerinden birisi olan Beşiktaş'ı daha önce yaptığı gibi yine gole boğabilirdi.

İstanbul'a gideniniz varsa bilir!

Beşiktaş'ın futbolda bir marka olmasını, geçmişinde şampiyonluklar olmasını, milyonlarca taraftarı olmasını bir kenara koyun; Beşiktaş, İstanbul'un bir semtidir, ilçesidir.

İzmir'in bir semti, bir ilçesinin takımı Göztepemiz gibi.

İzmirli olup da Göztepeli olmamak için en az Beşiktaşlılar kadar İzmirliler'in de nedeni var.

Seyir atmosferi güzel, seyirci atmosferi güzel maçta, iki golü canlı canlı seyretmek dışında aklımda kalan; Göztepe'nin, Göztepemizin İzmir'in amiral gemisi olduğu.

İzmir'in futboluna, İzmir sporuna kattığı değer kadar, İzmir ekonomisine kattığı değer de bir o kadar güzeldi.

Saat 19.00'da başlayan maçtan saatler öncesinde İzmir'in tamamında ve özellikle de Göztepe Gürsel Aksel Stadı'nın etrafındaki kalabalık, canlılık ve ekonomik döngü, insanın aklına İzmir'in süper ligde bir iki tane daha takımı olsa İzmir ekonomisinin uçacağını getiriyor.

Futbol ekonomisini bilenler bilir!

Eski yeşilçam filmlerinden hatırlarım; İstanbul üç büyüklerinin maçları bir çok ailenin geçim kaynağı, ekmek kaynağı ve manevi kaynağı olmuştur.

Üç büyük spor kulübünün İstanbul'dan başlayarak Anadolu'ya yayılan ve insanlara maddi, manevi kazandıran unsur haline gelmesi, ekonomik değerlerini, varlıklarını ve üç büyükler olmalarının da temellerini oluşturmuştur.

Bu yüzden Göztepe, İzmir'in en değerli takımıdır.

Bu yüzden Göztepe, İzmir'in en kazandıran takımıdır.

Bu yüzden Göztepe, İzmir'in en sevindiren takımıdır.

Bu yüzden Göztepe, İzmir'in en sevilen takımıdır.

Bu yüzden Göztepeli olmak, İzmirli olmak gibidir.

Tam 35 olmak gibidir!

Vesselam!