İZNİK GÖLÜ
Suat Bıçak yazdı
Marmara bölgesindeki en büyük Türkiye’nin ise beşinci büyük gölü İznik Gölü’nden herkese merhabalar. İznik hem tarih olarak bir çok farklı kültürü içinde barındırması yanında doğal güzellikleri ile de insanları kendisine çekiyor. Eski adı Askania olan göl birçok imparatorlukta bölgenin başkent olmasında etkili olmuştur. Şimdi tarih dersini bir kenara bırakıp buraya neden gelmeniz gerektiğini sizlere anlatayım.
Öncelikle İznik birçok açıdan görmeniz gereken bir ilçe. Bir çok tarihi eserin buradan çıkarılması, tarih boyunca birçok kültüre ev sahipliği yapmasından kaynaklanıyor. Zaten göle geldiğiniz zaman mutlaka kasabayı da gezmek isteyeceksiniz. Tam merkezdeki Ayasofya Kilise’si görmeniz gerekenler içinde ilk sırada olmalı. İçeriye girdiğinizde ne kadar eski olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Ayrıca ilçenin etrafındaki surlar sizi Bizans döneminde yaşadığınızı hissettirecek. Öyle ki sadece belli bir yerde değil, hemen hemen şehrin tamamı surlarla kaplı halde.
Gölün kenarına geldiğiniz zaman iki farklı piknik alanı olacak. Eğer İstanbul tarafından geliyorsanız çamlık alana geçebilirsiniz. Ama kasabayı gezmek gibi bir niyetiniz varsa da gölün güney tarafında belediye tarafından yapılan park alanlarından birinde piknik yapabilirsiniz. Bu arada günübirlik değil de kamp yapmak için ve karavanlar içinde park alanları mevcut. Gerçi karavan kullananlar bunu zaten biliyordur.
2014 yılında yeni bir keşif ile gölün içinde bir bazilika fark edilmiş. Suların çekilmesi ile havadan görüntülenen bazilika, Ayasofya kilisesinin bir benzeri olduğu iddia ediliyor. Eğer fotoğrafa dikkatli bakıp Ayasofya kilisesini de gezerseniz ikisinin de aynı mimari yapıya sahip olduğunu fark edeceksiniz. Sanırım ilk olarak gölün ortasında yapılmaya başlanmış kilise daha sonra buranın su atında kalması ile kiliseyi daha yukarı bir bölgeye yapmaya karar vermiş olabilirler. Tabi bu benim varsayımım.
Gölün etrafında zeytin ve çam ağaçlarına sıklıkla rastlayabilirsiniz. Tam bir ege havasını andırıyor. Ancak klasik Marmara iklimi olması nedeniyle bahar ve yaz aylarının dışında soğuk olduğu da bir gerçek. Zaten bir çok kuş türünün buraya uğramamasının nedeni de ikliminin çok ılık geçmemesi sanırım. Fakat balık konusunda menü oldukça geniş. Eğer sezonda gidiyorsanız sazan , yayın ve alabalık tutabilirsiniz. Sadece İznik Belediyesi göle girmeyi yasakladı. Sebebi ise dipteki yosun ve otların yoğun bir şekilde oluşması.
Ben bir sabah kahvaltısını göl kenarında yapmak için bu güzel yeri tercih ettim. Sizlerde bir neden aramaksızın buraya gelip ister kahvaltı isterseniz doğanın tadını çıkarmak isteyebilirsiniz. Bu arada İznik’i gezmeyi e ihmal etmeyin. Baharın ilk aylarında oldukça keyifli bir hafta sonunu burada dolu dolu geçirebilirsiniz. Şimdiden mutlu bir gün dilerim, unutmayın
Çok Gezin, Çok Okuyun ve Çok Sorun…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.