Kaçak sendromuna dikkat!
Dünya üzerinde şimdiye kadar yaklaşık 800 kişide tespit edilebilen kaçış sendromu, nadir görülen hastalıklar sınıfında yer alıyor. İlk defa Dr. Bayard Clarkson tarafından 1960 yılında keşfedilen hastalığa literatürde "Clarkson" deniliyor.
Vücuttaki en küçük kan damarına verilen isim kılcal damar veya kapilerdir. İşlev bazında atardamarlar ile toplardamarları birleştiren kılcal damarlar, dokularla etkileşimi gerçekleştiriyorlar. Yani sistemik kapiler kaçak sendromu (SCLS) hastalığında nedeni belli olmayan bir şekilde damardaki sıvı dışarıya sızıyor.
Bu aşamada yaşamsal faaliyetler için önem geliştiren, dokuları onaran albümin seviyesinin de düştüğü gözlemleniyor. Hastaların büyük çoğunluğunda görülen SCLS ile venöz tromboemboli riski altındayken, şok ve masif ödem gibi etkiler ölümcül sonuçlar doğuruyor. Kılcal damar içerisindeki sıvı çıkış miktarındaki ani ve hızlı değişimler anlamına gelen kaçış sendromu hastalığı için çok belirgin semptomlar bulunmuyor.
Fakat kılcal damardan dışarı sızan sıvının zamanla akciğer, kalp, karın gibi organlara ve kaslara inerek bu bölgelerde biriktiği görülüyor. Bu aşamada kaçış sendromu ne demek sorusundan ziyade hastada meydana gelen ataklar problem olmaya başlıyor.
KAÇIŞ SENDROMU BELİRTİLERİ NELERDİR?
Öncesinde belli başlı sinyaller veren kaçış sendromu, iç organlar zarar görmeden müdahale edilirse ölümcül sonuçlarla neticelenmesi önlenebiliyor. Genellikle üst solunum enfeksiyonları belirtileri ile aynı semptomlara sahip olan “Sistemik Kapiller Kaçış Sendromu” hastalığı süreci son aşamaya kadar oldukça belirsiz ve hissedilmeyecek şekilde gerçekleşiyor.
Günlük hayatta sinsice ilerleyen kaçış sendromunun en belirgin belirtilerinin ataklar sırasında oluştuğu görülüyor. Hastanın ataklarının artması ile kesin tanısı konan kaçış sendromu nasıl bir hastalık diye merak edenler için günümüzde de çeşitli bilimsel çalışmalar yapılıyor. Laboratuvar sonuçlarına göre değerlendirilen hastaların bağırsaklarında ödem, kaslarında sıvı, kanlarında mikrop ve kalp zarında asit birikmesi gibi durumlar durumlar tespit edilebiliyor.
Genellikle 40 yaşından sonra çıkan ve tüm vücutta şişkinlik yaratan hastalığın belirtileri basit gibi görünse de aşağıdaki gibi sağlığı tehdit edici sonuçlar da doğurabiliyor:
- Ani tansiyon düşüklüğü
- Vücutta şişlikler ve ödemler
- Kanda albümin azalması
- Kanın renginin koyulaşması
- Yorgunluk ve halsizlik
- Ateş
- Baş ve kas ağrısı
- Baş dönmesi
- Bulantı
- Sinirlilik
- Susuzluk
- Ödem
KAÇIŞ SENDROMU HASTALIĞINI TETİKLEYİCİ DURUMLAR NELERDİR?
Kaçış sendromuna neden olan etmenler henüz keşfedilememiş olmakla beraber dünya genelinde hastaların yaşam öykülerinden alınan bilgilere göre genetik olmadığı görülüyor. Fakat bir takım tetikleyici durumların kaçış sendromunu meydana getirebileceği gerekçesi ile aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekiyor:
- Kemoterapi süreci ve ilaçları
- Viral hemorajik ateş (dang enfeksiyonu ve hantan virüsü)
- Zehirli yılan ısırığı (kan zehirlenmesi)
- Olumsuz ilaç reaksiyonu
- Endokrin hastalıkları
- Kardiyopulmoner bypass sonrası
- Kemik iliğinden ve lenfatik sistemden kaynaklanan hastalıklar (Graft versus host hastalığı)
- Hipotansiyon
- Böbrek yetmezliği
Yukarıda sıralanan tüm nedenler sendromun tetiklenmesine yol açabilir. Bir kişide yaşanan olumsuz durumlar kan ile ilişkili olduğu için damarların çalışması engelleniyor. Dolayısıyla bu durum hastanın atak geçirmesine neden oluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.