Kaçış sendromu taklitçi bir hastalıktır!
Prof. Dr. Ayşegül Yıldırım Kaplanoğlu, hastalığın son yıllarda görülme sıklığının arttığına dikkat çekerek, hastalığın birçok hastalığı taklit etmesi nedeniyle teşhisinin zor olduğunu belirtti.
Son yıllarda görülme sıklığı artan kaçış sendromu ile ilgili önemli noktalara değinen Beykent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Ayşegül Yıldırım Kaplanoğlu, kaçış sendromunun damar yatağındaki boşluklardan sıvı sızması sonucu görülen bir hastalık olduğunu ifade ederek, hastalığın taklitçi olması sebebiyle teşhisinin zor olduğunu ve tedavide geç kalınması durumunda ölüme neden olacağını kaydetti. Çocuklarda dahi bu hastalığın görüldüğünü belirten Prof. Dr. Kaplanoğlu, hastalığın tedavi edilmesiyle iyi sonuçlar alındığını söyledi.
“Birçok hastalığı taklit ediyor”
Kaçış sendromu hastalığının birçok hastalığı taklit ettiğini ifade eden Kaplanoğlu, “Hastanın ayağında ödem, yüzünde şişme ve nefes almasında bozukluk olmaya başlıyor. Çünkü akciğeri çevreleyen zarın içine sıvı sızması oluyor. Aynı zamanda böbrek, karaciğer ve karın içindeki zarlara bu sıvının sızdığını gözlemliyoruz. Bu sendrom böbrek rahatsızlığı, zatürre gibi birçok hastalığı taklit ediyor. O nedenle gözden kaçırılmaması gereken bir hastalıktır” diye konuştu.
“Hastada birden bire ölüm hissi oluşuyor”
Hastalığın çok ani geliştiğini belirten Kaplanoğlu, hastalığının belirtilerinin gözlemlendiği takdirde hemen bir hekime başvurulması gerektiğinin altını çizerek, “Kişi çoğunlukla ne olduğunu bile algılayamıyor. Hastada birden bire ölüm hissi oluşuyor. Kişi korkmaya başlıyor. Hasta sıvının vücuduna dolduğunu hissedebilir. Vücudun şişmeye başlamasıyla da bu anlaşılabilir. Ancak bu durumda hasta, vücudundan ödem attığını düşünebiliyor. Bu şikâyetlerde bulunan hastalar bunu evde atlatmaya çalışmasınlar. Bu hastalık evde atlatılacak hastalıklardan değil” dedi.
“Çocuklarda bile görülüyor”
Hastalığın tedavi edildikten sonra kişinin sosyal hayatını etkilemediğini ifade eden Kaplanoğlu, tedavi olunmadığında ise hastanın kaybedilebileceğini belirtti. Bu hastalığa çocuklarda bile denk geldiklerini söyleyen Kaplanoğlu, şöyle devam etti: “Tedaviye geç kalındığında sıvıların dışarı kaçmasıyla organların kanlanması tamamlanmıyor. Organlar kanlanamayınca hücrelerin yapısı bozuluyor. Bu da kanamaların başlamasına neden oluyor. Bu nedenle hastalığın mutlaka tedavisi yapılmalıdır. Nitekim hastalığın tedavisi çok zor değil. Hastalığın tedavisi vücutta toplanan sıvıyı atmak için çeşitli ilaçlar ve kortizon kullanarak çok başarılı sonuçlar veriyor. Hastalık tedavi edildikten sonra tekrarlamayabiliyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.