Serap AKYOL AKSÜYEK
Kadını gerçekten önemsiyorsanız bakış açınızı değiştirin!
25 Kasım; “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”ydü…
Aslında ne kadar önemliymiş kadın olmak! Ne kadar da değerliymişiz hepimiz, cennet ayaklarımızın altındayken el kaldırmayı bırakın, sırtlarda taşınmamız gerekiyormuş!
“Cinsiyet temelli ayrımcılığın ve sebep olduğu şiddet ve eşitsizliğin mağduru olarak bu muameleyi hiç ama hiç hak etmiyor” muşuz.
Kadına şiddet insanlığa ihanetmiş!
***
Küçüklere masallar böyle… Pekâlâ büyüklere gerçekleri anlatalım mı?
Son on yılda katledilen kadın sayısı 2000!
2016 yılında şiddet nedeniyle çocuklarını anasız bırakan kadın sayısı 338!
Bu yıl ise geçen yılı geride bırakan bir “performans” sergilemişiz.
İlk 10 ayda ulaşılan “rakam” 337!
Yaralanan, sakat kalan, istismara uğrayan kadın sayısını konuşmayalım bile…
Şiddet mağduru kadınların sadece “rakam”dan ibaret olduğu bir ülkede, göstermelik kutlamalarla kendimizi avutuyoruz.
Çünkü; hayaller Avrupa, gerçekler Türkiye’de!
Kahkaha atan kadın iffetsizdir!
"Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masumdur"
“Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün, günahı ne? anası ölsün öyleyse"
"Hamile kadınların sokakta gezmesi doğru değil"
"Annelerin, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerekir"
“Türk hanımları evinin süsüdür, erkeğinin şerefidir, Batı kadınları maalesef ezilmektedir"
"Kadının fıtratında erkeğe köle olmak var"
'Kadınla erkeği eşit konuma getirmek fıtrata aykırı'
“Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek”
"Her çalışan kadın, gözü doymamış erkek demektir. Bir kadın çalışmayı tercih ederek fuhuşa hazırlık yapmış olur"
Kadına yönelik şiddet rakamları, “Algıda seçicilik” tir.
***
Türkiye uluslararası yapılan bütün istatistiklerde -eğitim, kişi başı gelir, istihdam, kadına karşı şiddet, kadın temsili gibi parametrelerde- dünya ülkeleri arasında en son sıralarda yer alıyor. Bu istatistikler ne yazık ki her yıl Türkiye’nin birkaç ülkenin daha gerisine düştüğünü gösteriyor.
Sadece 25 kasım ve 8 Mart gibi günlerde hatırlanmak ve önemsenmek değil istediğimiz. Her şeyden önce bir zihniyet değişikliğine ihtiyacımız var. Ve ben ülkemizde kadının hak ettiği yerde olması için işe öncelikle eğitim sisteminden ve tabii kadını “evi derleyip toplayan, çocuklarına bakan” kişi formatında gösteren müfredattan işe başlanılması gerektiğini düşünüyorum.
Dünya, Sanayi 4.0 ve Toplum 5.0’ı tartışırken, tecavüze uğrayan kadının kürtaj olup olmamasını tartışmak bizim ayıbımızdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.