Kadınlar günün kutlu olsun, Bergen!
Aysel Ateş Abdullazade yazdı
Merhaba sevgili Medya Egeliler!
Bugün Dünya Kadınlar Günü olarak tarih olmuş kadınları anmak gerçekten çok değerli. Ve bir o kadar da üzücü. Tarihte yakılmış, taşlanmış, saçından çekilerek kilometrelerce sürüklenmiş, doğranmış ve binbir türlü işkence ile katledilmiş tüm kadınlar adına konuşuyorum bugün.
Günümüzde kadın şiddeti ve cinayeti bu kadar çoğalmışken bunun temel sorunlarına odaklanmak yerine İstanbul sözleşmesini fesheden bir hükümetin, kadınları koruması sadece lafta kalıyor. Aksini iddia edemeyiz. Çünkü görünen köy kılavuz istemez. Hemen hemen hergün kadın cinayeti ile açıyoruz günümüzü. Erkek faillerin kravat takarak indirimden yararlanması, berat etmesi diğerlerine örnek gibi gösterilen hükümler olarak adaletin sadece bir isimden ileriye geçmediğini ispat etmiş oluyor.
Cinayet kurbanı bir kadından bahsedeceğim...
Bergen...
Türkiye'ye ses salan, izleyici tarafından büyük heyecanla beklenen Bergen filmi 4 Mart tarihinde vizyona girdi. Dün izlemeye gittim.
Teknik kusurları biz izleyiciyi pek ilgilendirmiyor. Mesele tamamen senaryo. Yaşanmış bir hayat hikayesi olunca daha da ilgi çekiyor. Benim ilgimi çeken tarafı ise Bergen'in ölümünün tamamen kendi suçu gibi gösterilmesi oldu. Filmi çekmek için bu şekilde yansıtıldığını düşünüyorum. Bir nevi "izin böyle çıkmış"
Mesele aşk değil. Adam Bergen'e aşık değil zaten. Bergen bir kadın olarak fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet gördüğü adamın aşk masallarına her defasında kanarak ona geri dönüyor. Sürekli kendini kandırmak istiyormuş gibi. Gördüklerini görmezden geliyormuş gibi. Annesine rağmen, sanatına rağmen bir psikopatı seçiyor. Hem de defalarca. Bu senaryonun "yaratıcı" kısmı bence. Zaten filmin Kozan'da vizyondan kaldırılması da benim dediğimi kanıtlıyor.
Bergen kendisi ölümü seçiyor, ölüme doğru yürüyor algısı olsa da filmde verilen mesajlar apaçık. Güneş gibi berrak, aydın.
Bergen bir psikopatın kurbanı olmuş. Acıların kadını diye sevilen Bergen "beni dinleyin ama benim için üzülmeyin" diyerek seyircisine yine bir mesaj veriyor. Bergenin güçlü olduğu sahneleri göz önünde bulundurursak böyle bir adama defalarca kanması mümkün gözükmüyor. Sahnede bıçaklandığı halde bacağını elbisesi ile bağlayıp seyircisi için şarkı söyleyen Bergen aslında babası tarafından yara almış bir ceylan. Belki de bu yüzden bir adama sığındı. Onu bir liman olarak seçti. Ama o limanda fırtına koptu.
Bergen ne ilk, ne de son öldürülen kadın oldu. Bergenler bir türlü kurtulamadı "avcılarının" elinden. Değişen sadece isimler. Geriye kalan soğuk toprak, arkada kalanlar, gözüyaşlı anneler, yetim çocuklar, pişman babalar... Bergenleri öldürmeyin! Çünkü dünya durdukça biz kadınlar hep vat olacağız! Çünkü biz bir ölüp bin dirileceğiz! Bizler tek bir gün değil, hergün hakkımızı arayacak, adaletin sesi olacağız!
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun!
Kadınlar günün kutlu olsun, Bergen!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.