KAHKAHA ÇİÇEKLERİ...
Yusuf Akın yazdı
Ömrü toz etmiş onca acıya kalkan gamzeler.
Bir küçük neşeye bürünmüş ruhdaki zelzeleler.
Ötesi görülmeyen bir hayat için duyulan kaygı.
Şimdi yaşar kuşlar, ağaçlar da ona duy saygı.
Krallar sıcak yataklarında dört başı mamur.
Sarmaşık kollarıyla yol bulur üstü başı çamur.
Derelerinde siğilli kurbağalar, tapınak şatoların.
Isındıkça kısık ateşte, biter kahkaha kotaların.
Unutulmuş onar onar neşe ve sevinç, asık yüz.
Plazalarda çeşit çeşit maske, gün aşırı tersyüz.
Sokaklar boş hatıralar panayırı, gizliden haz.
Üşümüş elleriyle bir çocuk, umudu sıcak yaz.
Kemiriyor altın dişleriyle tüm sevinçi hoyrat.
Bir kahkaha atsan hayata, ebedi kalır hayrat.
Deli anırması tüm ekran sakinleri, gulyabani.
Korkutulmuş şüreka, kardeş kardeşe yabani.
Uçkurlarında cemaziyelevvel pamuklusu aşikar.
Nutuk atmaya çıktımı, susmasını görmek kar.
Bunca hüznü yüklesen taşa, taş denize yol alır.
Tükenir tüm anırmalar, geriye hoş bir sada kalır.
Kırkyıl gülmemeyi kendine şeref sayan aciz kul.
Sevinçi unutmuş toplum, viran dörtduvar okul.
Kahkaha çiçekleri dolsa içimiz, ne hoş bir fıtrat.
Korkma, bir el ver neşeye, hüzünle akdini yırt at.
Av.Yusuf AKIN/14.03.2022/İzmir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.