İzmir Kuru Kahveciler, Kuru Yemişçiler ve Baharatçılar Esnaf Odası Başkanı İlyas Gönen’in açıklaması önceki gün basına haber olarak düştü.

Gönen, Brezilya’daki don nedeniyle kahve fiyatlarının çok ama çok arttığını söylediği açıklamada, kahveyi olması gereken fiyattın yarısına satanlar olduğunu ve bunun kahve adına sıkıntı yarattığını belirtiyor.

‘Kahvede sıkıntı var’ diyerek.

Ben de aynı fikirdeyim, kahve de sıkıntı var. Kahve eskide çok önemli misafirliklerde kullanılan, mesela kız isteme gibi vs. özel ve güzel bir ikramdı.

Şimdiler de ise kahve her gün, her saat su gibi içilebilen bir içecek haline dönüştü.

Ancak kahve her gün, her saat içilebilen bir içecek değil. Nedeni ise vücudun bunu tepkisi çok ağır olur. Çünkü kahveyi kaynatın, kaynatın sonunda size kalan kum taneleridir. Vücuda giren bu kum tanelerinin çıkış yolu ise insan sağlığını oranının yükselmesine bağlı olarak arttırır. Bu artma ve abartma bir süre sonra kalp çarpıntıları da yaratmaya başlar.

Kahvede gerçekten bir sıkıntı var.

Ama fiyat olarak değil, kullanım şekli ve alışkanlığı olarak.

Kahvenin fiyatının artmasından biz tüketiciler de şikayetçiyiz.

Serbest piyasa ekonomisinin bu yönünü oldum olası sevmemişimdir. Neyi çok sevdiğini gösterir, çok kullanmaya başlarsanız, bir anda o şeyin fiyatı katlanarak artar.

Örneğin, bir dönem sokakta tekerlekli arabalarda zar zor satılan kokoreç, bugünlerde yarım ekmek 30 TL gibi bir ücrete kadar çıkmış durumda.

Yarım kilo et, yarım ekmek kokoreç.

Brezilya’daki don kahveye vurmuş olabilir ama fiyatların bundan dolayı arttığını hiç sanmıyorum.

Kahveyi düşük fiyatlarda satanlar da var.

Kahvesinin nasıl olduğunu bilmem. Ben bilen bir kahve içicisi de değilim. Kahvenin içine ekstra konulanlarla, sakızlı, çikolatalı, vanilyayı vs kahve çeşitlerini ise hiç anlamış değilim.

Tüketim zincirini attırmak için başvurulan bu çeşit zenginleştirmesi, bildiğimiz kırk yıl hatırı olan, sohbetin veya yemeğin son demi olan kahvenin de tadını kaçırdı.

Gençleri kahvehaneleri gitmekten kurtardık ama kahvenin fazla tüketiminden, olmaması gereken çeşitliliğinden ve rahatsızlığından nasıl kurtarırız onu da düşünmemiz gerekiyor.

Dünya’da olur mu bilemem ama Türkiye’de büyüyen gençlere doktorların ‘Kahve yasak’ diye başlayan uyarılarıyla karşılaşabiliriz.

Tıpkı obezite gençlik gibi!