Tüysüz köstebek fareleri 18 dakika oksijen olmadan yaşayabiliyorlar. Tüysüz köstebek farelerinin oksijensiz yaşayabilme stratejisi, inme ve kalp kriziyle mücadelede yol gösterici olabilir.

Science’da yayımlanan çalışmada, İllionis Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı ve Max Delbrück Moleküler Tıp Merkezi tüysüz köstebek farelerini oksijensiz ortama koyduklarında, kalp atışlarının dakikada 200’den 50’ye inip bilinç kaybına uğradıklarını ama 18 dakika sonra normal havayı soluduklarında ise tamamiyle iyileştiklerini gözlemledi.
 
OKSİJEN YOKLUĞUNDA GLİKOZ YERİNE FRUKTOZ
Bilim insanları, insan ve diğer memelilerin şekerden glukozu ayırarak enerji ürettiklerini, bu “glikoliz evresi”nin oksijen yapımı gerektirdiğini ve enerji deposu tükendiğinde de ilk başta beyin hücrelerin ölmeye başladığını aktardı. Tüysüz köstebek farelerinin kanında yüksek oranda fruktoz ve sükroz bulunduğunu söyleyen araştırmacılar, fruktozun hücrelere taşınmasını sağlayan GLUT5 molekülü ile fruktozu glikoliz döngüsüne sokan bir enzimin de diğer memelilere göre daha fazla mevcut olduğunu tespit etti. Bilim insanları bu gibi özellikler sayesinde, tüysüz köstebek farelerinin oksijen yokluğunda glikoz yerine yakıt olarak fruktoz kullanabildiğini kaydetti.
 
Araştırmacılar şu ifadeleri kullandı: “Bazı balık ve kaplumbağalar da glikoliz evresini farklı düzenleyerek oksijensiz ortamlarda uzun süre canlı kalabiliyor. Bir inme ve kalp krizi anında beyine giden oksijen akışı kesiliyor ve beyindeki hücreler anında ölmeye başlıyor. Fruktoz alternatif yolunu insanlarda aktive edersek, yaşam süresini önemli oranlarda uzatabiliriz.“