Kamuda da tasarruf! Özelde de tasarruf! Evde de tasarruf!

Kamuda da tasarruf! Özelde de tasarruf! Evde de tasarruf!

Ali Eyce yazdı; Kamuda da tasarruf! Özelde de tasarruf! Evde de tasarruf!

Neydi o günler?

Ekmeği 1 TL, yumurtanın kolisini 12 TL, domatesi, hıyarı 5 TL'ye seçtiğimiz, aldığımız, yediğimiz günler.

Neydi o günler?

Elektrik faturasına 50 TL, su faturasına 25 TL, doğalgaza 100 TL, telefon aboneliğine 40 TL ödediğimiz, kullandığımız günler.

Neydi o günler?

Kasaptan etin kilosunu 180 TL, tavuğun kilosunu 80 TL, aile ile yemek yediğimiz masaya 300 TL ödediğimiz günler.

Hepsi geride kaldı maalesef!

Enflasyonu ülke olarak, dünyayla birlikte yaşadık ve yaşıyoruz.

Başka ülkelerde enflasyon dendiğinde akıllara gelen ilk şey; tasarruftur.

Tasarruf derken, yastık altına altın koymak, cüzdana dolar biriktirmek değil.

Acil olan, hayati olan, elzem olan dışında hiçbir şeyi almamak, tüketime fren yapmak.

Her birimiz, varlığına göre hissettiği enflasyona karşı bireysel olarak evimizde, bütünsel olarak çalıştığımız iş yerimizde veya yaşadığımız sosyal hayatta mücadele etmek zorundayız.

Enflasyonun varlığını bile bile, eski alışkanlarımıza katılıp, lüks veya ihtiyaç fazlası harcamalara, borçlanmalara girmemek zorundayız.

Enflasyona rağmen bunlara dikkat etmeyen önce bireysel olarak, sonra bütünsel olarak bu enflasyon yok olmadan kendisini yok etmeye ant içmiş demektir.

Neydi o günler?

Dört kişi kahvaltıya gidip, sekiz kişinin doyacağı kahvaltı masasında tıka basa doyup, kalanları da başkaları yemesin diye parmakladığımız günler.

Neydi o günler?

Üç günlük her şey dahil tatilleri beğenmeyen, arka arkaya üçer günlük bir süre tatiller yaptığımız günler.

Neydi o günler?

Siyahını beğendiğimiz ayakkabının, elbisenin, gömleğin, arabanın, beyazını, kırmızını, mavisini de alıp, dolaplara depo yapıp, sonra modası geçti, eskidi diye Kızılay kutularına attığımız günler.

Neydi o günler?

Sabah sucuklu, pastırmalı, öğlene kavurmalı, akşama balıklı sofralarda keyif yapıp, yiyemediğimizi kedi, köpeklere attığımız günler.

Neydi o günler?

Üç boyoz yanına beş gevrek, beş gevrek yanına iki ekmek, iki ekmek yanına üç poğaça alıp, kalanları bayatlayınca çöpe attığımız günler.

O günler neydi de kaldı!

Şimdi nerede o günler demek zamanındayız!

Kamuda da, özelde de, evde de, bireysel ve bütünsel tüketim tasarruf yapmak zorundayız.

Neydi o günlere kavuşmak için değil, müsriflikten, tüketim çılgınlığından, boş alışveriş alışkanlığından kurtulmak için.

Çok yiyerek, tüketerek büyüttüğümüz enflasyon canavarını, kararında yiyerek, tüketerek yok etmek için.

Yok olmamak için!

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum