“Minibüs beklerken üzerine çürümüş ağaç düşen ve yaralanan Hatice İnce, olayda kusurlu olduğu gerekçesiyle Karabağlar Belediyesine tazminat davası açtı. Mahkeme, Karabağlar Belediyesi'nin İnce’ye 40 bin TL manevi tazminat ödemesine hükmetti.”

Bu dün basına düşen haberin giriş paragrafı.

Davayı açan Hatice İnce’nin Avukatı Mutlu Çakır’ın yürüttüğü hukuki mücadelenin sonucu.

Bir de burun sosyal sonucu, belediyecilik sonucu, hizmet sonucu var.

Arada bir yazdığımız oldu, vatandaşlar gelen ihbarlar, şikayetler vs üzerine.

Karabağlar’da insanlar kaderlerine terk edilmiş halde olduklarını, yollarda, parklarda, sokaklarda, kaldırımlarda, belediyenin sözüm ona yaptığı sosyal, kültürel donatılarda.

Vatandaşların söylediklerini yazarken amacımız Karabağlar Belediyesi’nin daha iyi, daha güzel ve daha verimli çalışarak, ilçede yaşayan insanların sağlığını, huzurunu ve güvenini sağlamayabilmesidir.

Şimdi gelinen nokta da gösteriyor ki, Karabağlar’da Karabağlar Belediyesi’nin hizmet eksikliği yüzünden ciddi bir hayati tehlike var.

Sözün ona stres atsınlar, oynasınlar, dinlensinler, çoluk, çocuk gezsinler diye yapılan, muhteşem ötesi gösterilerle açılan parklarda ölüm kol geziyor

Parkı yaptık, hizmete açtık, güzel de şovunu yaptık demekle olmuyormuş?

Bunu da mahkemeden çıkan sonuçla eminim Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, yardımcıları, park ve bahçeler müdürü ve orada çalışan bütün ekip anlamıştır.

Başkan Selvitopu’da artık evinin olduğu Fahrettin Altay Mahallesi dışında Karabağlar’da 57 mahallenin daha olduğunu, buralarda vatandaşlara hizmet edilsin diye yapılan yüzlerce parkın da varlığından haberdar olmuştur.

Kimin aklına gelir ki, mutlu olmak, huzur bulmak, dinlenmek, oynamak için gittiği parkta üzerine ağaçlar devrilecek, onlar, bunlar düşecek ve hayatı tehlike geçirecek şekilde yaralanacak.

Şimdi Karabağlar’da yaşayan bütün herkesin akılan gelmesi gerekiyor.

Karabağlar Belediyesi Başkanı Muhittin Selvitopu imzasıyla, ‘Bu parkta gerekli denetimler yapılmıştır, güvenle kullanabilirsiniz’ tabelası yoksa, kimse parklara gitmesin.

Ne olur, ne olmaz demiyorum, olan oluyor sonucuna katlanmak kalıyor.

Karabağlar’da ölüm parkta!