Karlov suikasti davası yarın başlıyor
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesine ilişkin 9’u tutuklu 28 sanık hakkında açılan dava yarın görülecek.
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'un Ankara'da 19 Aralık 2016'da katıldığı bir sergide saldırgan Mevlüt Mert Altıntaş tarafından uğradığı suikast sonucu öldürülmesine ilişkin açılan dava yarın Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. "Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkileri baltalamak için suikastin Fethullahçı Terör Örgütünce düzenlendiği" tespitine yer verilen toplam 600 sayfalık iddianamede, aralarında FETÖ elebaşı Fethullah Gülen'in de bulunduğu 28 sanığın cezalandırılması istenmişti.
İddianamede, sanıklar Fethullah Gülen, Şerif Ali Tekalan, Emrullah Uslu, Hamza Sevinç, Temel Alsancak, Murat Tokay, Ahmet Kılınçarslan, Salih Yılmaz, Şahin Söğüt, Ramazan Yücel, Cengiz Özkan, Cemal Karaata, Hüseyin Kötüce, Vehbi Kürşad Akalın, Hayreddin Aydınbaş ve Mustafa Timur Özkan'ın 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme', 'terör amaçlı tasarlayarak kasten öldürme' ve saldırıda yaralanan 3 kişiyi 'terör amaçlı kasten öldürmeye teşebbüs etme' suçlarından cezalandırılması istendi. Sanıklar Sercan Başar, Kadir Şamlı, Oğuzhan Öztürk, Sefa Kurnaz, Hasan Tunç, Ufuk Gül, Doğukan Söylemez, Bilal Dereli, Kaan Bülbül, Abdulsamet Kekeç, Burak Yusmak ve Ayşe Söğüt'e ise 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan ceza verilmesi talep edildi.
Sanık Vehbi Kürşad Akalın, iddianamede yer alan ifadesinde MİT İKK bölümünde Rusya masasında çalıştığını, FETÖ soruşturmaları kapsamında 2017'nin Haziran ayında ihraç edildiğini söyledi. Teşkilatta 3 yıl 4 ay çalıştığını ve bu süre içerisinde tamamen Rusya masasında görev yaptığını belirten Akalın, yaptığı iş ve çalıştığı bölüm nedeniyle Rusya Federasyonu'nun Türkiye'deki istihbari faaliyetleri ile ilgili bir çok bilgiye ve bu ülkenin Türkiye'de bulunan temsilcilikleriyle de ilgili bilgilere sahip olduğunu ifade etti. Örgütte kendisiyle ilk etapta Yıldıray Pala isimli şahsın ilgilendiğini, daha sonra ise "Yusuf" kod adlı davanın sanıklarından Hüseyin Kötüce'nin kendisiyle ilgilenmeye başladığını dile getiren Akalın, Kötüce'nin Rusya savaş uçağının düşürülmesinden sonra kendisiyle sık sık görüştüğünü anlattı.
KARLOV'A İLİŞKİN BİLGİLER MİT İÇİNDEKİ ÖRGÜT ÜYELERİNCE TEMİN EDİLMİŞ
Kötüce'nin, görüşmelerde sürekli olarak Rusya'nın Ankara Büyükelçiliğinin güvenliğinin nasıl olduğunu ve ne şekilde sağlandığını sorduğunu aktaran Akalın, "Büyükelçi Andrey Karlov ile ilgili ve şahsın kişiliğiyle alakalı bilgiler verdim. Sadece Karlov ile alakalı değil sorduğu diğer çalışanlarla ve güvenlikle alakalı bilgiler de verdim. Güvenlikle ilgili bir şirketin ana kapıda nöbet tuttuğunu, bazen olası eylemlere karşı polisin dışarıda sokakta güvenlik sağladığını, Büyükelçilik binası içerisinde ise güvenlikten sorumlu personelin görev aldığını söyledim. Bu hususları Yusuf kod adlı kişiye sohbet ortamında bir araya geldiğimizde sözlü olarak verdim. Herhangi bir belge veya dijital materyal şeklinde vermedim. Yusuf kod adlı kişi, Karlov'un aracına koruma aracının eşlik edip etmediğini sordu. Ben, bu durumun değişkenlik gösterdiğini, Büyükelçilik ile alakalı protesto eylemlerinde koruma aracının eşlik edebildiğini, gösteri ve protesto eylemleri olmadığında ise normal prosedürün devam ettiğini, Büyükelçinin protesto olaylarında korumalarının olduğunu, onun haricinde Türkiye'de kendisini güvende hissetmesi nedeniyle koruma talep etmediğini söyledim" diye konuştu.
Verdiği bilgilerin ne yapıldığını, nerede kullanıldığını Kötüce'ye sorduğunu belirten Akalın, şunları kaydetti:
"Bu bilgilerin abiler tarafından incelendiğini, diğer kaynaklardan elde edilen bilgilerin bir araya getirildiğini ve elde edilen bu bilgiler sayesinde yol haritası hazırlanıldığını söyledi. Ülke içerisinde makam sahibi konumunda olan abilere bu yönde bilgiler verildiğini ve bu abilerin çizilen rota dahilinde politika ürettiklerini ve bu yönde işlemler yaptıklarını belirtti. Ayrıca sadece kendisinden bilgi almadıklarını, teşkilat içerisinde bulunan ve örgüt mensubu olan diğer arkadaşlarından da bilgi aldıklarını söyledi."
Sanık Hüseyin Kötüce, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda (BTK) 2013 ile 2017 tarihleri arasında uzman yardımcısı olarak görev yaptığını belirterek, bu sürede MİT içerisindeki bazı örgüt üyelerinin 'abiliğini' yaptığını ve kod isminin "Yusuf" olduğunu anlattı. Örgüt içerisindeki abisi "Sadık" kod adlı davanın sanıklarından Cemal Karaata'nın kendisinden Rusya Büyükelçiliği ile ilgili bilgiler istediğini kaydeden Kötüce, bunun üzerine MİT'in İKK bölümünde Rusya Federasyonu biriminde çalışan "Vedat" kod adlı sanık Vehbi Kürşad Akalın'dan buna ilişkin bilgiler aldığını, bu bilgileri laptopuna işlediğini ve Karaata'ya teslim ettiğini ifade etti. Kötüce, Karaata'nın istediği bilgiler arasında Andrey Karlov'un kimler tarafından korunduğu, koruma kullanıp kullanmadığı gibi bilgiler ile genellikle Karlov ile alakalı bilgiler olduğunu anlatarak, bu bilgilerin kendisinden Rus uçağının düşürülmesi olayının ardından istendiğini söyledi.
KARLOV BİLGİLERİ ÖRGÜT ELEBAŞI GÜLEN'E GÖTÜRÜLDÜ
Kötüce, söz konusu bilgilerin doğrudan doğruya "en yukarıya" götürüldüğünü, Karaata'nın bir keresinde Amerika'ya giderek örgüt elebaşı Gülen'e bu hususları kendisinin arz ettiğini söylediğini kaydetti. Gülen'e bilgiler gitmeden herhangi bir karar verilebileceğini düşünmediğini anlatan Kötüce, silsile içerisinde bilgilerin gittiğini, bu şekildeki bir karar verildiğini düşündüğünü, örgüt içerisinde Gülen'in bilgisi ve izni dışında karar alınmasının söz konusu olmadığını ifade etti.
"KENDİSİNİ ÖRGÜTE ADAMIŞ BİR KİŞİYDİ"
Suikasti gerçekleştiren Mevlüt Mert Altıntaş'ın örgüt içerisindeki abisi olduğu belirtilen sanık Şahin Söğüt, Altıntaş ile doğrudan veya dolaylı herhangi bir irtibatının bulunmadığını, FETÖ üyesi olmadığını savundu. Söğüt, söz konusu suikastten de haberinin olmadığını öne sürerken, iddianamede, Söğüt'ün FETÖ ile irtibatına bir bir yer verildi. Davanın sanıklarından Salih Yılmaz'ın, alınan ifadesinde, Ankara'ya gelen Mevlüt Mert Altıntaş'ı sanık Ramazan Yücel'in karşıladığını ve Altıntaş'ı Söğüt'e teslim ettiğini anlattığı kaydedildi. Söğüt'ün kod adının "Ahmet" olduğunu belirten Yılmaz'ın, "Şahin Söğüt, derecelendirilmede de 5/5 olarak derecelendirilmiş, kendisini örgüte adamış bir kişiydi. Örgütün ifadesiyle dava adamı olan bir kişiydi" şeklinde beyanda bulunduğu aktarıldı. İddianamede, Söğüt'ün ByLock kullanıcısı olduğunun tespit edildiği, FETÖ çatı davası sanıklarından örgütün üst düzey yöneticileri Ali Çelik ve Ziya Demirel ile HTS kaydının bulunduğunun belirlendiği ifade edildi.
İddianamede, gözaltına alınan Söğüt'ün, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü D Büro Amirliği içerisinde bulunduğu sırada masa üzerinde delil poşeti içerisinde bulunan üzerinden ele geçirilen hatsız şekildeki cep telefonunu bir anda alarak açık olan oda kapısından hızla koştuğu anlatıldı. Söğüt'ün, peşinden koşan polisleri engellemek için kağıt kıyma makinesini yıktığı, boş ekran dolabını devirdiği ve tuvalet kısmana girerek kapıyı kilitledikten sonra telefonu kırdığı belirtildi. Tuvalet kapısı kırılarak etkisiz hale getirilen Söğüt'ün, polislere, "Telefon içerisindeki hiçbir şeyi alamayacaksınız, hepinizin Allah belasını versin, zalimsiniz, mazlumları eziyorsunuz" dediği kaydedildi.
Karlov suikastini azmettirdiği ve saldırgan polis memurunun maillerindeki mesajları sildiği iddia edilen Söğüt'ün, suikastten 10 gün önce Altıntaş'ın evinin yakınlarında baz kaydı tespit edildi. Altıntaş'ın bu görüşmenin ardından suikast hazırlığı yapmaya başladığı ve suikast talimatının da Söğüt tarafından getirildiği belirtildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.