Kemal Kılıçdaroğlu: Devletin geleceği tehlikede!
Altılı masaya ilişkin konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Her birimizin bir ortak görüşü var. Devletin geleceği tehlikede. Bu olmaz” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Merkezi’nde düzenlenen törende; partiye yeni katılan 57 mahalle muhtarını temsilen, 5 muhtara rozet takan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, törende yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Tarihimizde olmadığımız kadar kamplaştık ve kutuplaştık. Bu doğru değil. Ben herkesin inancına saygı gösteririm. Allah ile kulun arasına benim girmeye hakkım yoktur. Bu yetki peygambere de verilmemiştir. Kimin inançlı, kimin inançsız olduğunu bir tek yüce yaratan bilir. Hiç kimsenin kimliğine benim itiraz hakkım yoktur. Çünkü hiçbirimiz anne babamızı seçme özgürlüğüne sahip değiliz. Ama annemizle, babamızla, atalarımızda gurur duyarız. Dolayısıyla kimlik üzerinden siyaseti doğru bulmuyorum. Yaşam tarzına saygı göstermek zorundayız. Herkesin yaşam tarzı kendisine aittir. Birlikte olmak zorundayız ve Türkiye'nin bu kutuplaşmayı aşması lazım. Çok büyük sorunlarımız var. Düşündüğünüzden çok daha büyük" dedi.
"BU MEMLEKETİ AYDINLIĞA ÇIKARMAK ZORUNDAYIZ"
Kılıçdaroğlu, "Dün Ağrı’daydım. Ağrının nüfusunun yüzde 54’ü, 24 yaşın altında. Her taraf genç, ama hepsi işsiz. Ne olacak bu çocuklar? 1-2 fabrika varmış. Onlar da özelleştirilmiş ve sonra kapanmış. Herkes, ‘acaba yurt dışına kapağı nasıl atabilirim’ onun arayışı içinde. Oradan bir Kanada damarı bulmuşlar. 10 bine yakın Ağrılı Kanada'ya gitmiş oraya yerleşmiş ama sonuçta bu memleket bizim memleketimiz. Birlikte, ortak; bu memleketi aydınlığa çıkarmak zorundayız" ifadelerini kullandı.
"DEVLETİN GELECEĞİ TEHLİKEDE"
"Bizim bir altılı masamız var. Her birimiz ayrı partiyiz, aslında" diyen Kılıçdaroğlu, "Her birimizin programı ayrı. Ama her birimizin bir ortak görüşü var. Az önce söylediğim görüş. Türkiye'yi aydınlığa çıkarmak zorundayız, bir rayına oturtmak zorundayız. Devletin geleceği tehlikede. Bu olmaz. Biz bütün komşularla dost olmak zorundayız. Niye biz Suriye’nin iç işlerine karışıyoruz? Neden kavga ediyoruz Suriyelilerle? Kaldı ki Orta Doğu coğrafyasıyla biz akrabayız zaten. Akrabayız yani, orada Türkmenler yok mu? Var. Burada da Türkler var, akrabayız. Orada Kürtler yok mu? Var? Burada da var, akrabayız. Orda Araplar var. Burada da var, akrabayız. Geçen Düzce’deydim, orada söyledim, ezogelin çorbasını hepimiz seviyoruz, ezogelin kim? Bizim kızımız, nereye verdik? Suriye'ye gelin verdik. Hâlâ akrabalık var, hâlâ gidip gelenler var" dedi.
"ORTADOĞU'DA BARIŞI SAĞLAMAK TÜRKİYE'NİN ÇOK HIZLI BÜYÜMESİ DEMEKTİR"
Kılıçdaroğlu, "Ailesinin bir kısmı burada bir kısmı orada. Barış varken, bakın Orta Doğu’da barışı sağlamak ne demek biliyor musunuz? Türkiye'nin çok hızlı büyümesi demektir, Türkiye'nin çok hızlı kalkınması demektir. Türkiye dominant ülke, dominant Türkiye. Biz ürettiğimiz malların tamamını Ortadoğu'ya satabiliriz. Orta Doğu’yu besleyebiliriz. Onlar da büyürler, biz de büyürüz. Bizim Avrupa Birliği’ne; tamam, demokratik standartlarını alalım. Güzel, ama biz bütün mazlum ülkelere de örnek olmak zorundayız. Biz bağımsızlığımızı ilan ettikten sonra bütün mazlum ülkelere ülkeler de bağımsızlık ilan etti. Biz cumhuriyeti ilan ettik. Bütün o Müslüman ülkelerin tamamı cumhuriyeti ilan ettiler. Dolayısıyla biz onlara örnek olmak zorundayız" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.