Irak terörle mücadele güçlerini hedef alan saldırıda bir polis öldü, dört polis yaralandı. Barzani'nin yayın organı Rudaw saldırıyı 'gönüllü' Kürt savaşçılarının yaptığını izleyicilerine aktardı.

İngiliz Financial Times gazetesi, gerilimin elle tutulduğu kentte gerçekliği doğrulanmayan yağma ve saldırı söylentileri yayıldığını bildiriyor.

Irak'ta tartışmalı bağımsızlık referandumunun ardından Ordu birliklerinin Mesut Barzani yönetiminden geri aldığı Kerkük'te, fırtına dinmiyor.  Kentte gece boyunca silah sesleri yükseldi. Türkmenler, Araplar ve Kürtlerin birlikte yaşadığı kentte gece saatlerinde silahlı saldırı düzenlendi. Anadolu Ajansı, saldırının merkezi hükümetin polis güçlerini hedef aldığını bildiriyor. 

Terörle mücadele güçlerinin Şorca Mahallesi'ndeki kontrol noktasına ateş açan saldırganlar, bir polisi öldürdü. Yaralı dört polis hastanelere taşındı.

Barzani'nin televizyonu Rudaw, saldırıyı 'gönüllü' Kürt savaşçılarının gerçekleştirdiğini izleyicilerine aktardı. Rudaw'ın haberinde ayrıca Irak güvenlik güçlerine ait üç Hummer aracının yakıldığı iddiası da yer aldı. Irak polis güçleri, Kerkük'teki çeşitli semtlerde kontrol noktası oluşturuyor. Reuters haber ajansı, Kerkük'te başlayan yeni dönemde günlük hayatı gösteren fotoğrafları dünyaya geçti. Çarşı pazar fotoğraflarının yanında tezgahlarda satılan Irak bayrakları dikkat çekiyor. Kentte yaşam normale dönerken ancak yine de elle tutulur bir gerilim söz konusu.

Tehlikeli söylentiler

İngiliz Financial Times gazetesi muhabiri Erika Solomon, Kerkük'ten kaleme aldığı haber-analizde, kentte gerçekliği doğrulanmayan yağma ve saldırı söylentileri yayıldığını aktarıyor.

Solomon'un haberinde şu ifadeler yer aldı:

"Söylentiler abartılı. Röportaj yaptığımız hiç kimse bir yağma ya da saldırganlık olayı görmemiş. Ancak Kerkük gergin. Kerkük'ten ayrılan bir kadın 'Duyduklarımız TV'den ve telefon aramalarından geliyor. Şu aşamada neden kaçtığımızı bilmiyoruz' diyor." Haberde, Barzani'nin partisi KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) ile Talabani'nin partisi KYB (Kürdistan Yurtseverler Birliği) arasında bir iç savaştan korkulduğu da belirtildi.

Kaçak vali Kerim Talabanileri suçladı

Öte yandan, Bağdat yönetinin referandumdan önce görevden aldığı ancak koltuğunu bırakmayan, Irak askerlerinin kente girişiyle de Kerkük'ten kaçan vali Necmeddin Kerim, Talabani ailesini suçladı. Bloomberg'e konuşan Kerim, Peşmerge'nin Kerkük'ten çatışmadan çekilmesini Talabani ailesinin İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile anlaşmasına bağladı. Kerim'in iddiaları şöyle:

"Saldırıdan bir gün önce Talabani'nin büyük oğlu Bafel, yeğeni Lahur ve onun büyük abisi Araz Şeyh Cengi, Kasım Süleymani'nin temsilcisiyle bir araya gelmişti. Temsilci, Talabani ailesine verdiği ultimatomda mevzilerini terk etmedikleri takdirde kendilerine saldıracakları mesajını vermişti. Bu görüşmeden sonra Talabani ailesi Bağdat'la anlaştı. Irak güvenlik güçlerinin Kerkük kent merkezine girmesi halinde Peşmerge'nin savaşmaması üzerinde anlaşmaya vardılar." Hakkında yakalama emri bulunan Kerim, Kerkük'e dönmeyi planlamadığını söyledi.
 

Barajdan ilk fotoğraflar

Irak ordusunun kontrolüne geçen en son yer olan Musul Barajı ve çevresinden de ilk fotoğraflar geldi. Yaklaşık bir yıl süren mücadelenin ardından tüm önemli kentlerini kanlı terör örgütü IŞİD'den temizleyen Irak'ta, 25 Eylül'deki referandum ülkeyi alt üst etti. Uluslararası uyarılara ve Bağdat yönetiminin restine rağmen bağımsızlık referandumunda ısrar eden Barzani, üç hafta sonra büyük bir hezimet yaşadı.

IŞİD'in Musul'u alması üzerine Irak ordusunun bölgeden çekilmesi Kerkük ve diğer kentlerin Barzani kontrolüne geçmesini sağlamıştı. Barzani, Türkmenler, Araplar ve Kürtlerin birlikte yaşadığı Kerkük'ü referanduma dahil etti. Irak ordu birlikleri, Kerkük ve diğer şehirlerden çekilmesi için Barzani'ye verdiği sürenin dolmasıyla harekete geçti. Yaklaşık 24 saatlik bir sürede tüm tartışmalı bölgeler yeniden Bağdat yönetiminin kontrolü altına girdi. Kerkük'ün yanında Sincar, Tuzhurmatu ve Hanekin bu noktalardan bazıları.