Kılıçdaroğlu: "İstifaların sebebi yolsuzluk ya da ByLock"
Kılıçdaroğlu: İstifa edenlerin yakasında iki rozet var
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında yaptığı konuşmasından satır başları: 13 Temmuz 2015'te, Haziran seçimlerinden sonra sayın Davutoğlu, koalisyon kurmak için CHP Genel Merkezi'ne gelmişti. O gün geldiğinde sayın Davutoğlu'na "Türkiye'nin 5 temel sorunu var" dedim. Türkiye darbe hukuku ile yönetiliyor. İlk ciddi olay, sayın Davutoğlu'nun saray darbesi ile başbakanlıktan gitmesi ile oldu. Halkına hesap vermeden bir saray darbesi ile istifa etmek zorunda kalıyor. Bizim demokrasi tarihimizde de yerini almıştır. İkinci temel olay 15 Temmuz darbe girişimidir.
"İki 15 Temmuz var. Halkın 15 Temmuz'u ve sarayın 15 Temmuz'u"
İki 15 Temmuz var. Halkın 15 Temmuz'u ve sarayın 15 Temmuz'u. Halk darbeye karşı çıktı. 250 şehidimiz var, 2193 gazimiz var. Bir de sarayın 15 Temmuz'u var. Parlamentonun devre dışı bırakılması. Türkiye tarihinde ilk kez bir sivil darbe ile karşı karşıya kaldı. KHK ile yönettiler, parlamentoyu devre dışı bıraktılar. 12 Eylül'de neler olduysa daha fazlası bu dönemde gerçekleşti. Böylece demokraside büyük bir geriye gidiş oldu.
"Enis Berberoğlu'nun toplu iğne ucu kadar suç yok"
Hapishaneler tıka basa doldu, damatlar, parası olanlar dışarıda. Bir de dayısı olanlar yani siyasi desteği olanlar dışarıda. Diğerleri tamamen içeride. Bizim bir milletvekilimiz var, onurlu bir milletvekilimiz var. Sayın Enis Berberoğlu, onu buradan selamlıyorum. Enis Berberoğlu'nun toplu iğne ucu kadar suç yok ama 25 yıl ağır cezaya mahkum edildi. İktidar partisinin hakimi ve savcıları bu kararı aldılar. Tarih onu mahkum ettirenleri asla unutmayacaktır.
"YSK'da bir grup çete ile gayrimeşru bir anayasa değişikliği geçti"
Daha önce verdiğiniz kararlar var. Verilen kararın arkasında durmak içtihat yaratmaktır. Aynı olaylar konusunda aynı kararlar çıkacağını bütün yargıçlar vereceği için bütün yargıçlar ağır ceza mahkemesinin kararına bakarlar. Anayasa Mahkemesi'nin gücünü takmam demişlerdir. Siz görevinizi yapmak zorundasınız. Bekleyelim, bakalım zaman ne gösterecek derseniz, geciken adalet en büyük adaletsizliktir. Daha önce verdiğiniz kararlar var. Arkasını getirin mesele bitsin. 13 Temmuz 2015'te demokrasiyi konuşuyorduk, bugün yine demokrasiyi konuşuyoruz. O günkü koşullar çok daha iyiydi. Bu arada gayri meşru bir anayasa değişikliği de oldu. YSK'da bir grup çete ile gayri meşru bir anayasa değişikliği geçti. Her darbeci kendi darbe hukukunu hazırlar. Bunlar da kendi hukuklarını hazırlıyorlar.
"Sayın Topbaş, sizi kim adam yerine koymadı?"
Seçimle gelen seçimle gitmiyorsa, istifa ettiriliyorsa istifa eden kişi kendi seçmenine hesap vermek zorundadır. Gerekçelerini anlatmak zorundadır. Sayın Kadir Topbaş istifa etti. Yorulduğunuz için mi istifa ettiniz diye soruyorlar, hayır adam yerine koymadıkları için istifa ettim diyor. Sayın Topbaş uzun süre İstanbul'da başkanlık yaptınız. Sizi adam yerine koymayanlar kim? Çık açıkca söyle ki şu gerekçe ile istifa ediyorum. Bugün başka büyükşehir belediye başkanları için aynı şey konuşuluyor. İki nedenden istifa etmiş olabilirler. Yolsuzluk olabilir ya da FETÖ üyesidirler Bylock kullanmışlardır. Önlerinde konmuştur o yüzden istifa ediyorlardır. İstifa edenlerin yakasında iki rozet vardır, biri yolsuzluk biri Bylock. Eğer istifa ediyorlarsa sebep budur.
"Sözcü gazetesinin FETÖ ile ne ilgisi var?"
Sayın Binali Yıldırım ziyarete geldiğinde sordum. Cumhuriyet, Sözcü için operasyondan söz ediyorlar, böyle bir şey var mı dedim? "Hayır" dedi. Şimdi Sözcü gazetesi sahibi hakkında iddianame hazırlandı. Sayın Burak Akbay. FETÖ ile bir göstermek aklı kaybetmektir. Sözcü'nün yayın çizgisine siz müdahale edecekseniz o yayın çizgisine önce ben sahip çıkacağım. Sözcü gazetesinin FETÖ ile ne ilgisi var, yazarlarının FETÖ ile ne ilgisi var. Savcıya sormak istiyorum, ayakkabı kutusu, milyarlık saat, oğlum paraları sıfırladın demek yalan mıydı?
"Memurun, emeklinin maaşı arttı mı?"
İşsizlik hala ciddi bir sorun. 100 gençten 27'si hem okula gitmiyor hem de çalışmıyor. Enflasyon almış başını gidiyor. İŞKUR, 7-8 ay geçici süre ile eleman çalıştırmak ister zaman zaman ve binlerce kişi başvurur bu da haber olur. Hükümetin 451 milyar lira tahsil edeceği rakam var. Devlet, alacağını tahsil edemiyor. Bu 2017 bütçesinin yüzde 67'sine denk geliyor. Tahsil edemiyor çünkü vatandaş ödeyemiyor. Bu sadece bir cephe. Devletin de borcu var. Ödemesi de gerekiyor. 848 milyar lira. Hem parayı alamıyor hem borcunu ödeyemiyor. Bu rakamlar doğruysa devlet yönetilmiyor arkadaşlar. 10 kez af kanunu çıktı. Vatandaş ödeyemiyor nasıl ödeyecek. İster af kanunu çıkar ister ceza yaz. Toplanan paralar nereye gidiyor arkadaşlar? Toplu sözleşme enflasyonun altında, taşerona bakıyorum asgari ücrete mahkum. Emeklinin durumu da perişan, çiftçi ağlıyor. Memura bakıyorum onun aldığı da enflasyonun altında.
"FETÖ ne istediyse verdin"
FETÖ ne istediyse verdin, üniversite istedi, para istedi, vali istedi, kaymakam istedi, paşa istedi ne istediyse verdin. Memura, emekliye, çiftçiye vermedin. Memurun emeklinin ve çiftçinin hesap sorma zamanıdır. Sandıkta hesap sorma zamanıdır.
"Londra'daki bir avuç faiz lobisine 142 milyar dolar faiz ödediler"
Biz faize karşıyız diyorlar. Sanki onlar iktidarda değil de faize karşılar. Faize karşıysan indir kardeşim. Sanki devleti başkası yönetiyor. Bu tamamen faiz lobisine çalışan bir hükümet. 15 yılda sadece yabancılara Londra'daki bir avuç faiz lobisine 142 milyar dolar faiz ödediler. İbrahim Kaboğlu'nu bir kararname ile kapının önüne koyuyorsun, faize karşıysan çıkar bir KHK faizi '0' yap.
Bu kadar israf haram değil mi?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Cumhuriyet'in manşetini gündeme getirdi. Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet gazetesi çok güzel bir gazetecilik örneği yapmış. Sekiz sutuna manşet. Sarayın harcamalarını anlatıyor. Sarayın sadece temizlik masrafı 2 milyon lira. Yav ne oluyor Allah aşkına? Bu kadar israf haram değil mi? diye sordu.
"İyi polis-kötü polisi oynuyorlar"
Yeni vergi kanunları getiriyorlar. Burada da iyi polis-kötü polisi oynuyorlar. Bakan'a açıklama yaptırıyorlar MTV zammı için. Bakıyorlar ki kamuoyu tepki gösteriyor arkasından beyefendi devreye giriyor. O kararı alırken neye göre aldınız, bu kararı alırken neye göre alacaksınız? Bir karar alırsınız arkasında durursunuz. Dediğim gibi birisini parlatmak için bu tür oyunlar oynuyorlar. Bu şekilde devlet yönetilmez.
"Şimdi ne geleceği belli değil"
Eğitimde 15 yılda 6 bakan değişti. Her bakan kendine göre bir politika belirledi. Her vatandaş çocuğunu okula gönderecek. Yeni ve çağdaş bir eğitim istiyoruz dedik. Onlar da vay imam hatipleri istemiyorsunuz dediler. Bugün geldiğimiz noktada çocuklarını denek olarak kullanan dünyadaki tek ülke Türkiye. Her seferinde ayrı ayrı politika uyguladılar. 2016-2017 döneminde 1 897 bin öğrenci okula giremedi. Ücretli öğretmen, kadrolu öğretmen, vekaleten öğretmen. Atama bekleyen bir sürü öğretmen var. Biz atama sorunun çözeceğiz. Bütün öğretmenler öğrencileriyle buluşacak. 2017 yılında eğitimde harcanan para yüzde 8'e düştü. 21. yüzyıldayız ilkokulların yüzde 31'inde birleştirilmiş sınıflarda eğitim görüyor. Aynı odada eğitim görüyorlar. 15 yılda bu sorunu çözemediler. Bu sorunun çözümü en geç 1 yıla bakıyor. 15 yılda sen bu ülkenin çocuklarının sorunlarını çözemiyorsan niye o koltukta oturuyorsun? Ortaöğretime geçiş sistemindeki değişikliklerde ilk LYS geldi sonra OKS, sonra SBS, sonra çoklu SBS, sonra çoklu SBS değişmiş TEOG gelmiş. Şimdi ne geleceği belli değil.
"Bunların yatacak yeri yok. Müslümanı Müslümana kırdırdılar"
2002'de ülkeyi sıfır terörle devraldılar. Bugün 3 terör örgütüyle mücadele ediyoruz. PKK, FETÖ ve IŞİD. Şimdi şu soruyu AK Parti'li kardeşlerime sormak isterim. 3 terör örgütünü başımıza bela eden hükümetin adı ne? Dış politikanın 180 derece değişmesi gerekiyor. Sıfır sorun dediler komşularla, komşu kalmadı. Suriye'ye silah sokulmasaydı böyle bir tablo oluşmazdı. TIR'larla silah gönderildi. Akan kanın sorumlusudur bunlar. Bunların yatacak yeri yok. Müslümanı Müslümana kırdırdılar. Suriye'yi ve Irak'a parçaladılar. Irak'taki tablonun da sorumlusudur bunlar.
"Semih ve Nuriye eline silah mı aldı?"
Öğretmen baştacıdır. Devlet olarak bir yere para vereceksen önce öğretmene vereceksin. Semih ve Nuriye, iki tane öğretmen kardeşim. Buradan onlara selamlarımızı ve saygılarımızı gönderiyorum. Ne istiyorlar işlerini ve okullarını istiyorlar. Açlık grevindeler. Biri hastanede biri cezaevinde. Sizde vicdan yok mu? Ellerine silah mı aldılar, birilerine taş mı attılar? Bize sadece işimizi verin diyorlar. Bir insanın ekmeğiyle niye uğraşırsınız siz? Bunların yatacak yeri yok.
"Terörü 4 yılda çözmezsem siyaseti bırakacağım"
Terörü 4 yılda çözmezsem siyaseti bırakacağım. Bu ülkenin bütün sortunlarını 4 yılda çözeceğim. Dış politikayı asla iç politikaya malzeme yapmayacağız. Kendi ülkende barışı, dünyada da barışı savunacaksın. Mustafa Kemal’in sözü çok önemlidir. Çünkü hayatın büyük kısmı savaş meydanlarında geçmiştir. Uygar dünyanın parçası olacağız. Demokrasiden uzak bir coğrafyanın parçası değil. Ve dış politika milli olmak zorundadır. İktidar partisi dış politikada ne söylediğini bilmiyor. Sayın Erdoğan ‘Giriş çıkış kapatılacak’ dedi. Dışişleri Bakanı ‘Habur’u neden kapatalım’ dedi. Kim doğru söylüyor. Sayın Erdoğan ‘ambargo’ diyor. Ekonomi Bakanı ‘Tehlikeli söylem’ diyor. Hangisi doğru söylüyor? Bunlar devleti yönetemiyor. Freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Devlet dediğimiz kavram büyük yara almış.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.