CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İsrail'in dün gerçekleştirdiği katliama tepki olarak Türkiye'nin büyükelçisini bir daha dönmemek üzere çekmesi çağrısında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin meclis grubunda konuştu.

Kılıçdaroğlu, Filistinlileri katleden İsrail'i ve destekçisi ABD'yi kınadığı konuşmasında hükümete çağrıda bulundu; " İslam İşbirliği Heyetini acilen toplantıya çağırdılar. Burada kararlar alınmalı ve bu kararlarz titizlikle uygulanmalı. İsrail’deki büyükelçimizi geri çekin. İstişare içi geri çektik hayır kardeşim Büyükelçiyi kesin göndermemek üzere geri çekeceksin. İsrail ile yapılan 20 milyon dolarlık onur kırıcı sözleşmeyi öngöran kanunu derhal iptal etmeliyiz."

İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önemli satır başları;

“Dün tarihe ‘Kanlı Pazartesi’ olarak geçecektir. Trump kendi bulum adamlarına sorsun. Nasıl oluyor da Ortadoğu kan gölüne dönüşüyor. BM Kararlarını tanımıyorsun. Ben istediğimi yaparım diyorsun. Bıkmadık mı insanların öldürülmesinden. 70 yıldır kendi vatanları için mücadele ediyorlar. Kendi topraklarından sürüldüler. Kendi toprağında insan mülteci olabilir mi? Kende vatanını savunmak istiyor. Kudüs’ü savunmak istiyor. Acımasızca o insanların üzerlerine kurşun yağdıranları tarih asla unutmayacaktır. Ortadoğu’da ABD artık arabulucu olma rolünü tümüyle kaybetmiştir. Trump yönetimi Ortadoğu’ya kan ve gözyaşı getirir artık. Üç günlük yas ilan edildi artık. Türkiye’nin yas tutması kadar doğru bir şey yoktur. Her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da Filistinli kardeşlerinin yanında sonuna kadar yanında olacaktır.

1960’larda gencecik çocuklarımız Filistin’in haklarını savunmak için Filistin’e gittiler. Bunların başında da Deniz Gezmiş vardı. Biz CHP’liler olarak Kuvayi Milliyeciler olarak nerede bir halk varsa onun yanında olmuşuzdur. Kısık seslerle protestolar yapılıyor.

Birbirini gırtlaklayan arap dünyası bir araya gelip Filistin’e sahip çıkamıyorlar. Biz sahip olurken onlar bizim kadar sahip çıkmıyorlar. O zaman hiç tepki vermeyin. Egemenlerin oyuncağı olan iktidarlardan hayır gelmez. Uluslararası Af Örgütü ‘akılalmaz’ şiddete tanık olduk diyor. Filistinliler öldürülürken onlar kendi aralarında bayram yapıyorlar. İnsanın ölmesi bayram olmaz. İnsanlık tarihi bunu kabul etmez.

15 Temmuz 1092’de 40 günlük kuşatmadan sonra Kudüs düşer ve büyük bir Müslüman katli yapılır. Haçlı seferleri sırasında sadece Müslümanlar değil Museviler de öldürülür. 1092’den beri Filistililer kendi vatanlarını savunurlar. Selahattin Eyyübi Kudüs’ü geri aldığı zaman ‘hiç kimseye dokunmayın’ talimatı verir. Haçlı seferleri ile Selahattin Eyyübi’nin Kudüs’e bakış açısı budur. Kimseyi öldürmemiş Kudüs’te talana izin vermemiştir. El Aksa Camii’nin üztündeki hacı indirip gül suyu ile yıkamıştır. Ve Müslümanlara ibadete açmıştır. Haçlı seferlerinin aynısı günümüzde vardır. Kudüs’ün 3 semavi dinde de önemi vardır. Tarihsel, inançsal kultürel değerleri vardır. Mescid-i Aksa camisinin önemini hepimiz biliyoruz.

Hükümetten ne istiyoruz. 3 günlük yas ilan etti gayet güzel. Ne yapılmalı. İslam İşbirliği Heyetini acilen toplantıya çağırdılar. Burada kararlar alınmalı ve bu kararlarz titizlikle uygulanmalı. İsrail’deki büyükelçimizi geri çekin. İstişare içi geri çektik hayır kardeşim Büyükelçiyi kesin göndermemek üzere geri çekeceksin. İsrail ile yapılan 20 milyon dolarlık onur kırıcı sözleşmeyi öngöran kanunu derhal iptal etmeliyiz. Türkiye bütün gücünü göstermeli. Meclis'e o kanunu geri getirin, tatile getirmeden iptal edelim. Söz veriyorum, ben size bulacağım 20 milyon doları, götürün İsrail'e verin o parayı.”

Ramazan ayına gireceğiz, olaylar devam edecek gibi görünüyor. Biz İslam dinini, barış, rahmet ve bereket dini olarak biliriz. Bütün dünyada huzur olmasını isteriz. O coğrafyada kan ve gözyaşı durmayacaktır. Onlarla birlikte olmayı her zaman sürdüreceğiz."

"Dün Mersin'deydim, kanaat önderleri ile toplantı yaptım. Sivil toplum kuruluşları ile toplantı yaptık. Dün, dünya çiftçiler günüydü. Kimse emeğinin karşılığını alamıyor."

"Erdoğan havalimanında açıklama yapıyor. Diyor ki, 24 Haziran'dan sonra faiz oranları farklı gelişecektir. Bir şeyi başardığı kesin. Faizi artırma konusunda en başarılı, en çok faiz ödeyen lider Erdoğan'dır. Bunu hakaret kabul ediyorsa hemen dava açsın, her bilgiyi hakimin önüne koyacağım. Doğru olunca açamıyor çünkü. Kılıçdaroğlu sussun diye dava açıyor. Susmayacağım, Kılıçdaroğlu'nu susturamayacak. 24 Haziran'da Muharrem İnce cumhurbaşkanı olacak, faizi alaşağı edeceğiz. 16 seneyi gördük, 24 Haziran'dan sonra sen olmayacaksın, tuttuğunu koparan, söylediğinin arkasında duran, milleti için çalışan bir cumhurbaşkanımız olacak. Çetelere izin vermeyecek, çetelere af getirmeyi hiç düşünmeyecek. Güzel bir şey söylemiş. Bu itirafından ötürü kendisini kutluyorum. 24 Haziran'dan sonra bizim çalışmamızı dile getirdiği için Erdoğan'a teşekkür ediyorum."

Sayın Erdoğan, ortağı değilsen bizi dinleyenleri ortaya çıkarmalısın. Almanya'da üretilen bir casus programına dair haberler çıktı. Alman hükümetine sormuşlar, bu casus programını Türkiye'ye satılması için kime izin verdiniz diyor? Google, 29 gün internette kaldıktan sonra bunun bir casusluk programı olduğunu fark edince geri çekiyor."

"Biz merak ediyoruz, Alman hükümeti bu casusluk programını Türkiye'de kime sattı. Demokrasi, insan hakları, adalet, hak, hukuk diyorsanız ortaya çıkarın. Biz gerekirse Alman hükümeti aleyhine Almanya'da dava açacağız. Bizi dinlemişler, sanıyorlar ki bir şey bulacaklar. Vallahi bir şey yok. Onlarda biliyorlar.