Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Sudan'da Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Erdoğan, "Bu ziyaret Cumhurbaşkanı sıfatıyla Sudan yapılmış ilk ziyarettir. Bu ziyaret ile birlikte Sudan ile ilişkilerimiz güçlü bir noktaya taşımaya çalışacağız. Sudan'ın ulusal diyalog ve birlik çabalarını takdir ediyoruz. 15 Temmuz darbe girişimin ardından gerek Sudan gerek halkı bize en güçlü desteği vermiştir. Sudan Türkiye'nin dostu olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu desteği ve sergilenen dayanışmayı unutmayacağız. 15 Temmuz gecesi 255 insanımızı şehit eden FETÖ örgütünü her alanda mücadele etmeye devam ediyoruz. Sudan gibi diğer dost ülkeler de FETÖ önlemini almıştır" dedi.

"Sudan'ın sunduğu ekonomik potansiyelin farkındayız"

Türkiye-Sudan'ın ekonomik ilişkilerine değinen Erdoğan, "Yüksek düzeyli strateji iş birliğinin kurulmasına dair adımları attık. Birçok alanda atacağımız müşterek alanlarla kazan kazan esasına göre iki ülke de çok şey elde edecektir. Ekonomik ve ticari ilişkilerimizi bize yakışır düzeye çıkaracağımıza inanıyorum. 89 milyonluk Türkiye ve 39 milyonluk Sudan, ticaret hacmine baktığımız zaman 500 milyon dolarlık ticari hacim bizi ifade etmiyor. Hacmi 1 milyar dolara çıkarmamız lazım. Sudanlı iş adamlarına yapacağımız iş forumunda gerekli coşkuyu vereceğiz. Burada yatırımlara yönelik farklı zemin bulacaktır. Sudan'ın sunduğu ekonomik potansiyelin farkındayız" dedi.

"ABD'nin Kudüs'e yönelik attığı adım sıkıntının başında geliyor"

ABD'nin Kudüs kararıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "ABD'nin Kudüs'e yönelik attığı adım sıkıntının başında geliyor. Kudüs sadece İslam dünyasının, Hristiyanların sorunları değil tüm insanlığın sorunudur. Attığımız müşterek adımlarla birlikte 128 ülkenin verdiği destek ve ABD'nin 9'da kalması ve hangi ülkelere 9'da kaldığı düşünüldüğünde gerçek ortaya çıkıyor. Ne kadar güçlü olursanız olun en güçlü haktır. Hak burada galip gelmiştir. Filistinli kardeşlerimiz yanında olmak suretiyle gerek yapılan yanlışların karşısında durmak için Birleşmiş Milletlerin işini yakından takip etmesini isteyeceğiz. Papanın tavrını takdirle karşıladım. Bu süreci onların da takip edecek olması bir dayanışmayı ortaya koymuştur. Demek ki bu tüm insanlığın meselesi haline gelmiştir. Oylamada çekimser kalan ülkeler de geçici bir ürkekliği, korkaklığı yaşamışlardır. Geçici bir korkaklık yine lehte gelişecektir" diye konuştu.