Mart seçimlerinin en büyük kazananı kim diye sorsalar, ellerini kaldırsın deseler, kimliklerini getirsinler kayıt yapacağız deseler KÜSKÜNLER PARTİSİ anında kurulur.

Yüksek Seçim Kurulu Mart seçimlerine bu partinin girmesini kanunen kabul etmese de, önümüzde 2023 seçimleri var.

5 yıl içinde bu küskünler, Küskünler Partisi’ni kurup, güçlendirip ve tabi ki birbirlerine küsmezlerse kesin iktidara gelirler.

Siyasetin içinde hırs çalışmaya endeksli olarak, ‘Benim hakkım, ben olmalıyım, onun hakkı değil, o olmamalı’ gibi yüksek seviyede kendini gösteren bir özellik.

Özellikle de adayların bol olduğu Yerel Seçimlerde.

Hangi parti içinde küsküne sorsanız, partinin liderine karşı sevgisi tam, ama partinin liderini talimatlarına uygun olarak, partinin lider kadrosundakilerin aldığı kararlara karşı nefretleri de tam.

Sosyal hayatta da sadece ‘Ben’ diyen bir insan en çok kaybeden insandır.

Bir başkasının aday gösterilmesini hazmedemeyen insanın düşüncesinde tek şey vardır, benden başka kimse olamaz, olmamalı, olmaması lazım.

Şunu duyduğum zamanlar oldu siyasi partilerde görev yapanlardan, ‘O adayımızı desteklemiyorum, bu adayı destekleyeceğim, lidere güvenin tam ama başkasını da tanımıyorum’

Bu küskünlerden birini bir yerde, tam tepede değil, aşağıda bir yerde sorumluluk ve görev verseniz, hadi aday belirleme hakkı sende deseniz, aslında küskünleri oynamakla ne kadar büyük hata yaptığını çok iyi anlayacaktır.

Birini seçme zorunda kaldığında, diğerin seçemediği için üzerine gelenlere, arkasından laf söyleyenleri, sosyal medyada veryansın edenleri görünce, küskün olan kendisini net görecek, kendisine küsenlerin aklını, fikrini ve siyasetin hangi tarafında olduğunu sorgulayacaktır.

Bir atasözümüz, ‘İğneyi kendine, çuvaldızını başkasına batır’ der.

Atalarımız bu sözü, yorgan dikenlere, kilim dokuyanlara söylemediğini göre buradan çıkarılacak öğüdü anlamamak, almamak olsa olsa egodandır.

Siyasi partilerin küskünleri kendilerine göre farklı davranış şekilleri gösteriyor. 

Mesela CHP’deki küskünler, ortalıkta görünmemeyi, çalışmalara katılmamayı tercih ediyorlar. Bir oyumuz var. Onu da gider sandıkta atarız mantığıyla.

AK Parti’nin küskünleri ise çalışkan küskünler. Onlar seçim çalışmaların katılmayı tercih ediyorlar ama adayın arkasında, teşkilat başkanın arkasında değil, kendi başlarına, kurdukları küçük küskünler guruplarıyla çalışıyorlar.

Küskünler gurubu olduklarını çalışma yaparak gösteriyorlar. Biz de iş var ama siz de iş yok der gibi mesaj vermek adına.

MHP’deki küskünler ise daha sert tepki veriyorlar. Ortalıkta hiç görünmedikleri gibi eleştirilerine de siyasetin arka bahçesinde en sert şekilde yapıyorlar.

İyi Parti’de küskünler yok. Onlar direk istifa edip, partilerinden ayrılıyor ve küskün kalmamayı tercih ediyorlar.

Bir de HDP var ki, orada küskünler varsa bile haberiniz olmuyor. Çünkü onların siyasi tercihlerinin temelinde siyaset yok. Siyasetin sözde olduğu yerde küskünleri oynamaya da okka gibi bir yürek ister. Küseni hayata küstürürler gibi.

Siyasetin küsmesini böyle ele alınca, küsenlere Küskünler Partisi’ni kurma çalışmasına girmeden yine bir atasözü göndereyim:

“Küstüğün dağın odununu kesme’