Librettosu Francesco Maria Piave tarafından yazılan Giuseppe Verdi’nin La Forza del Destino adlı operası İzmir’de şef Tulio Gagliardo yönetiminde ve Evin Atik rejisi ile sahneleniyor. Dekorları Çağda Çitkaya, kostümleri Nursun Ünlü tarafından hazırlandı. Koro şefliğini Costantino Petridis’in üstlendiği eserin koreografisini Şebnem Şenel, ışık tasarımını Müfit Özbek yaptı. La Forza del Destino’da solo rolleri; Burçin Savigne, Ayşe Tek, Feryal Türkoğlu, Lorenzo Mok Arranz, Oğuz Çimen, Levent Gündüz, Aydın Uştuk, Nejad Beğde, Gökhan Koç, Tamer Peker, Cengiz Sayın, Doğukan Özkan, Teyfik Rodos, Engin Suna, Murat Duyan, Gökhan Varkan, Ebru Kaptan, Ayşe Özkan, Ferda Yetişer, Sabri Çapanoğlu, Tankut Eşber, Kaner Sümer, Başak Karataş, Evrim Keskin Özülgen, Christopher Gagliardo, Soner Yıldırım, Barış Yener paylaşıyorlar. 

La Forza del Destino, dünyada ilk kez 10 Kasım 1862’de St. Petersburg’da, ülkemizde ise 21 Mart 1964’te Ankara’da sahnelendi. 

İspanya’da başlayıp İtalya’da süren La Forza del Destino’nun konusu şöyle: İspanya’da Calatrava Markisinin kızı Leonora, Don Alvaro’ya âşıktır. Alvaro’nun annesi, Güney Amerika’nın yerli halklarından İnka soyundan gelmektedir. Bu nedenle baba, kızının safkan İspanyol olmayan biriyle evlenmesine razı değildir; kızının Alvaro ile evlenmemesi için her şeyi yapmaya kararlıdır. Bu durumda sevgililere kaçmak dışında bir seçenek kalmaz… Leonora ve Alvaro kaçma planı yapar, ancak planları Markinin uyanıklığıyla engellenmeye çalışılınca istenmeyen olaylar başlar: Alvaro, kazayla Leonora’nın babasını öldürecek, sevgililer birbirlerinin yaşadığından habersiz savrulacaklar, Leonora’nın kardeşi Don Carlo’nun -intikam almak amacıyla- kaçak sevgilileri arayıp bulmasıyla çok karmaşık bir hal alacak, sonuçta başkahramanların ölümleriyle mutsuz son gerçekleşecektir.

La Forza del Destino’nun konusu, Rivas Dükü Don Angel Perez de Saavedra’nın Don Alvaro o La Fuerzo del Sino (Don Alvaro ya da Talihin Kudreti) adlı İspanyol tragedyasından alınmıştır. Avrupa sahne kültürü ve edebiyatında intikam tragedyalarının en çok ilgi gördüğü ülke İspanya olmuştur. Bu ilgi, daha sonra Avrupa’nın diğer ülkelerine de yansımış, intikam ögesinin öne çıktığı oyunlar, -milliyetçilik duygularının da öne çıkmasıyla- uzunca bir süre sahnelerde boy göstermiştir.       

La Forza del Destino’nun yazılma öyküsü de şöyle: Giuseppe Verdi, Maskeli Balo adlı operasından sonra, bir daha opera yazmamaya karar vermişken, Çarlık Rusya’sının önerisi ile bu eseri yazmıştır. Eserin yazıldığı dönem hemen hemen tüm ülkelerde sansürün en acımasızlıkla uygulandığı bir dönemdir. Bu durum eser yazanların elini kolunu bağlamakta, öykü seçiminde büyük sıkıntılara neden olmaktaydı. Rusya’dan gelen öneri üzerine önce Victor Hugo’nun Ruy Blas adlı eseri önerilmiş, eser, kraliçeye âşık olan, sonra da başbakanlığa kadar yükselen bir uşağın öyküsü olduğu için kabul görmemiş, ardından da Rivas Dükü’nin eseri seçilmişti.     

Yaşamı boyunca ulusal-devrimcilik ilkesine bağlı olarak eserler veren Giuseppe Verdi (1813-1901), dünya yazınının önde gelen ustalarının kimi yaratılarına kendi yaratıcılığını da katarak opera tarihine çok büyük eserler kazandırmıştır. Verdi’yi bir toplumsal kahraman halinde getiren özelliklerin başında; ulusal-devrimciliğinin yanı sıra, eserlerindeki ezgi zenginliği, etkin tiyatro kurgusu, büyük ve görkemli orkestra ve koral yapısıdır. Operalarının başlıca ortak paydası; doğal ve dolaysız anlatımdır. Eserlerinde güçlü duyguların sergilendiği sahneler, karşıtlıklar izleyicilerce büyük ilgi görmüş, gerek İtalyan operası, gerekse de dünya operası için erişilmesi zor bir doruk yakalamıştır. Romantik İtalyan operasının en gözde bestecisi Verdi, romantiklerin aksine, doğayı insan doğasıyla özleştirmeyi tercih etmiştir.               

La Forza del Destino, 3 Mayıs’taki prömiyerin ardından; 5, 12 ve 14 Mayıs 2018 tarihlerinde Elhamra Sahnesi’nde yinelenecek.