Dr. Sevgi Ekiyor, “Aşırı ve istenmeyen tüy ve kıllar Türkiye'de olduğu gibi tüm dünyada bir çok insan için can sıkıcı, utanç verici ve yıllarca süregelen önemli bir sorundur. Öyleki bu durum insanların sosyal ve mesleki hayatını olumsuz yönde etkileyerek yaşam kalitesini düşürür. İnsanın kendine olan güvenini kaybetmesine neden olur. Bu güvenin tekrar kazanılmasında şüphesiz lazer epilasyon büyük öneme sahiptir” dedi. 

Öncelikle lazer epilasyonun istenmeyen tüy ve kıllardan kurtulmak için denenebilecek en etkili yöntemin olduğunu ifade eden Dr. Ekiyor, “Lazer ışınlarının hedefinde melanin pigmenti vardır. Melanine ulaşan lazer ışınları burada bir ısı meydana getirerek kıl köklerini tahrip eder. Bunun sonucu olarak bölgede istenen epilasyon gerçekleşir. Lazer epilasyon uygulaması yapılmayan ve sakıncalı bulunan bölgeler: Skar ve açık yaralar, Egzama ve mantar hastalığı bulunan bölgeler, Et beni, Saç dipleri, Burun ve kulak içleri, Göz ve kirpik çevresi, Dövme üzerine (lazer dövme içerisinde ki pigmenti hedefleyeceğinden dövmede bozulmalar olabilir). Burada doğru soru "hangi lazer" yerine "bana hangisi daha uygun" veya "hangi lazer hangi bölgede daha etkili" olmalıdır. Çünkü lazer epilasyonda; Ten rengi, Kıl rengi, Kılların kalınlığı, Kılların derinliği, Cilt hassasiyeti, gibi kriterler dikkate alınmadan işleminin başarısı sağlanamaz. Genel anlamda, ten renginin açık olduğu kıl-tüy renginin ise koyu olduğu kişilerde Alexandrite Lazer ile en başarılı sonuçlar alınmaktadır. Fakat daha esmer kişilerde Nd:Yag veya Diode Lazer kullanılmaktadır. Burada ten renginden kasıt genetik olarak kişinin ten rengidir. Güneşte bronzlaşmak suretiyle elde edilen ten rengine yapılan lazer atışları etkisizdir yada çok az etkilidir” diye konuştu. 

Kural olarak bilinmesi gereken kullanılan lazer ışınlarının tamamen pigmente (renk molekülü) duyarlı olması olduğunu kaydeden Dr. Ekiyor, “Cihazın kıl, tüy veya herhangi bir materyali algılaması imkansızdır. Bronzlaşmış bir cilde yapılan atışlar bu nedenle çok risklidir. Lazer ışınları, kıl ve cilt ayrımı yapamayacağından ciltte kalıcı lekeler oluşabilir. Alexandrite lazer koyu renkte tüy ve kıllar için en ideal yöntem olmakla birlikte hemen hemen diğer tüm lazerler koyu renkte tüy ve kıllarda etkilidir. Fakat burada Alexandrite lazeri tercih etmek yada mantık olarak düşük dalga boyuna sahip lazerleri tercih etmek tedaviyi daha acısız kılmaktadır. Daha açık renkte tüy ve kıllar (kızıl, sarı gibi) için Alexandrite yerine sırasıyla Diode ve Nd:Yag Lazer ve hatta IPL kullanılabilir. Kalın tüylere tüm lazerler hemen hemen aynı şekilde olumlu yanıt verirler. Sorun ince tüylerdedir. İnce tüylerde ise IPL en etkili yöntemdir. Çok daha ince olan ve lazer ve IPL'in etkisiz olduğu durumlarda biraz acılı bir uygulama olmasına rağmen kesin çözüm iğneli epilasyondur. Ancak kliniklerimizde iğneli epilasyon uygulaması yapılmamaktadır. Tüy ve kılların derinliği arttıkça yüksek dalga boyuna sahip cihazlar daha etkili olmaktadır. Tüy / kıl derinliği arttıkça doğru orantılı olarak sırasıyla Alexandrite (755nm), Diode (810nm), Nd:Yag (1064nm) Lazer tercih edilmelidir. Fakat ne kadar derine inilirse hissedilen acı artacaktır. Burada tüy ve kıl yapısına bakılarak tercih edilecek lazer, öncelikle Alexandrite Lazer olmalıdır. Diğer tüm kriterlerden ayrı olarak düşünüldüğünde cilt hassasiyetine çok daha fazla önem verilmelidir. Vücudun hassas olarak nitelendirdiğimiz bölgelerinde (yüz, kollar, omuzlar) daha düşük dalga boyuna sahip cihazlar kullanılmalıdır. Bu konuda en ideal yöntem özellikle yüz için IPL olmalıdır. Yüksek dalga boyuna sahip cihazlarla yapılan atışlar hem daha fazla acı verici olacak hem de ciltte daha fazla tahrişe yol açacaktır. Üstelik az bir oranda görülse de atış yapılan bölgede ince tüyleri uyandırarak tüylerin daha koyu renkte çıkmalarına neden olabilir. Burada da yine acılı olmasına rağmen iğneli epilasyondan yararlanılabilir” şeklinde konuştu.