Trafik dediğinizde aklınıza ne gelir, birincisi araçlar, ikincisi yayalar.

Başka bir şey gelir mi?

Mesela martı, elektrikli bisiklet, motosiklet vb.

Gelmez!

Neden?

Çünkü onların araçların ve yayaların paylaştığı trafikte ne işi var dersiniz?

Varsa, olmuşsa, onların yerleri başkadır, özeldir, özelliklidir.

Günümüzde trafikte ana caddede giderken aniden sağınızdan, solunuzdan plakasız olmayan, kaydı, kuydu olmayan, üzerindekinin onu kullanmasına dair yetki belgesi olmayan, onu kullanmayı bilip, bilmediği belli olmayan, bir nevi yaşamda yaşama şansını deneyenlerle dolu.

O kadar trafikten ve trafik kurallarından habersizler ki, sollamanın ne olduğunu, nasıl olması gerektiğini bilmedikleri gibi, sağlamayı da icat ettiler.

Yani araç kullanırken, solunuzdan bir araba geliyor mu diye bakarsınız ya, kaza yapmamak için şimdiler iki gözünüzü de kullanmanız gerekiyor.

Yani sol gözünüzle sola, sağ gözünüzle de sağa bakmanız gerekiyor.

Zira onlar için sollama kuralları olmadığı gibi, sağlama diye de bir yeni trafik kuralı çıktı.

Aman dikkat kaza yaptıysanız da yandınız?

O saate kadar trafikte kendisine yer bulmayan çalışan büyük veya küçük iki teker üzerindeki insan bir anda yaya moduna girebiliyor.

Niye görmedin, neden dikkat etmedin, nasıl çarparsın?

Kendisinin trafiğe çıkış izni olan araçlara ait yolda ne işi olduğunu, trafik kurallarının ne olduğunu, trafikte araç kullanmanın belirli bir eğitim ve ehliyet gerektirdiğini size o an unutturuyor.

Bir ara Çinlilerin bisikletlileri, Hintlilerin motosikletleri gibi olursak o zaman bir düzenleme geleceğini ümit ediyorum.

Yani sorun, sorun almaktan çıkıp, faciaya dönüldüğünde martıya binene martı ehliyeti, bisiklete binene bisiklet ehliyeti, motosiklete binene motosiklet ehliyeti, yani eğitimi yani kuralları konulacaktır.

O zaman kadar kuşlara dikkat, pisiklere dikkat, solunuza dikkat, sağınıza dikkat.

Bir gün tepene niye bakmadın diyen ismini kuşlardan alan bir uçan cisim daha gelene kadar.