Meclis üyesi Hasan Ünal'dan savcılara çağrı!
Karşıyaka Belediyesi meclis toplantısında AK Parti Meclis Üyesi Hasan Ünal ile Başkan Yıldız Ünsal arasında gerginlik yaşandı. Ünal, Başkan Ünsal’ın ötekileştirici ifadeler kullandığını belirterek savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi.
Karşıyaka Belediyesi Aralık Ayı olağan meclis toplantısının ikinci oturumu gerçekleştirdi. Belediye Başkanı Yıldız Ünsal yönetiminde gerçekleşen toplantıda başkanlıktan ve komisyondan gelen raporlar görüşüldü. Raporların görüşülmesinin ardından dilek ve temenniler bölümüne geçilmesi bekleniyordu. Ancak Başkan Ünsal, bu bölümü önümüzdeki hafta düzenlenecek olağanüstü meclis toplantısına erteledi. Bu karar üzerine AK Parti Meclis Üyesi Hasan Ünal, dilek ve temenniler bölümünde konuşmak istediğini belirtti. Başkan Ünsal ise Ünal’a konuşma izni vermeyerek, söz hakkını önümüzdeki hafta kullanmasını söyledi.
AK PARTİLİ ÜNAL'DAN AĞDALI DİL ÇIKIŞI
Hasan Ünal, Başkan Ünsal’ın bu kararına tepki göstererek şunları söyledi; “Sayın Başkanım Salı günü yokum. Bu gece annemi kaybettim. Siz geçen gün ağdalı bir dil kullandınız ve ‘Ankaralısınız, Ankara’da oturuyorsunuz’ diyerek ağdalı dil kullandınız. Ötekileştirdiniz. O ifade ile alakalı da herkes duysun; Savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. İzmir Cumhuriyet Savcılığı’na da, Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığı’na da suç duyurusunda bulunacağım.”
Yaşanan gerginlik sırasında Başkan Ünsal, Ünal’a başsağlığı dileğinde bulundu. Toplantı, gerginliğin gölgesinde sona erdi. AK Partili Meclis Üyesi Hasan Ünal, meclis toplantısında dilek ve temenniler bölümünde konuşmasının engellendiğini belirterek, düşüncelerini kamuoyuyla paylaşacağını ifade etti. Bunun ardından AK Partili Ünal Karşıyaka Belediye Hizmet Binası önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
“BUNUN ADI AÇIK ALENİ VE NET İHALEYE FESAT KARIŞTIRMAKTIR”
AK Partili Ünal'ın açıklamaları şu şekilde;
“Aralık ayının birinci oturumunda Özgür Solmaz adlı meclis üyesi kardeşimin gündeme getirdiği temizlik araçları, temizlik hizmeti ihalesiyle alakalı yapmış olduğunuz itiraf niteliğindeki açıklamaları tüm meclis olarak hayret ve şaşkınlıkla izledik. Belediye Başkanının konuşmasının detayından örnek verelim; İhaleye 7 firma girdi. Temizlik ihalesine, temizlik araçları ihalesine yedi firma girdi. Ancak 6 tanesi bir lira ile beş lira arasında teminat yatırdılar dediniz. Ben değil, siz dediniz. Yani bilerek, isteyerek 6 firma yanlış ya da eksik teminat yatırmış. Geriye kalan ve işi bilen muhasebeci, akıllı tek firma doğru teminat yatırmış ve tek başına girdiği ihaleyi almış. Bunun adını benim anlatmama gerek yok. Bunun adı açık aleni ve net ihaleye fesat karıştırmaktır.”
“BİLEREK VE İSTEYEREK İHALEYE, FESATA MÜSAADE ETMESİ SUÇTUR”
“Sizin belediye başkanı olarak rekabet koşulu sağlanmadığı için ihaleyi tek başına iptal etme yetkiniz olmasına rağmen iptal etmediğiniz gibi mecbur kaldık dediniz. Bir önceki Meclis toplantısında belediye başkanı mecbur kaldık dedi. Mecbur kaldık cümlesi aciziyetin itirafıdır. Mecbur kaldık cümlesi ihaleye fesat karıştırdığının ispatıdır. Mecbur kaldık cümlesi aynı zamanda tehdittir. Öncelikle ben belediye başkanına, belediye başkanı olduğunu hatırlatmak istiyorum. Ancak bilerek ve isteyerek bu ihaleye, fesata müsaade etmesi, etmeniz suçtur. Bu konuyla alakalı ben öncelikle İç İşleri Bakanlığımıza sonra İzmir Cumhuriyet ve Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihbarda bulunuyorum. Ve bu kurumlarımızı gereğini yapmaları adına göreve davet ediyorum.”
“İNSANLARIN ACISI ÜZERİNDEN ÖTEKİLEŞTİRİCİ, AYRIŞTIRICI VE AĞDALI DİL KULLANILMAZ”
“Ayrıca geçen mecliste belediye başkanı bana bir geçmiş olsun cümlesi kurdu. Yoğun bakımda yatan annemle alakalı. Ve bu cümleyi kurarken Hasan Bey siz Ankaralıydınız değil mi? Eviniz Ankara'daydı değil mi diyerek ötekileştirici, ayrıştırıcı ve ağdalı bir dil kullandı. Bizim örf, gelenek ve adetlerimizde ve aldığımız aile terbiyesinde hastası olana sadece şifa dilenir. Cenazesi olana sadece başsağlığı dileriz. Ancak insanların acısı üzerinden ötekileştirici, ayrıştırıcı ve ağdalı dil kullanılmaz. Siyaseti bir kenara bırakalım. Benim belediye başkanına önerim makamı da bir kenarda bıraksın. Önce insan olmayı denesin. Ben annemi sabaha karşı kaybettim. Bu saate kadar ailemin yaşadığı Ankara'ya gitmedim. Gitmememin sebebi bugün mecliste tüm bunları dile getirmek istemdi. Bu konuşmayı belediye başkanı dilek ve temennileri iptal ederek yaptırmadı. Şimdi acımı yaşamaya Ankara'ya gidiyorum. Ve belediye başkanının ağdalı bir şekilde söylediği geçmiş olsun mesajını kendisine iade ediyorum.”