Meclis'i bekleyen büyük kriz!
1 Kasım 2015 seçimlerinin ardından Meclis’te yemin metnine uygun yemin etmeyerek yemini geçersiz sayılan Zana’nın milletvekilliğinin düşürülmesi için komisyon raporu hazırlandı.
TBMM Başkanlık Divanı’nın yemin etmediği için Meclis çalışmalarına katılamayan HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana’nın “devamsızlığı nedeniyle milletvekilliğinin düşürülmesine” ilişkin hazırladığı dosyayı inceleyen Anayasa ve Adalet Komisyonlarının üyelerinden oluşan Karma Komisyon nihai raporunu tamamladı. Karma Komisyon, dosya üzerinde çalışılan Hazırlık Komisyonu’ndan gelen raporla birlikte Leyla Zana’nın milletvekilliğinin düşürülmesi yönündeki raporunu Genel Kurul’a sunacak.
Oy çokluğu ile milletvekilliğinin düşürülmesi Meclis’e sunacak
Karma Komisyon raporunda, 212 birleşime katılmayan ve yemin etmeyen HDP’li Leyla Zana için; Anayasanın 84’üncü maddesi çerçevesinde üyeliğinin düşürülmesini gerektirecek sayıda Genel Kurul birleşimlerine katılmadığının tespit edildiğini ve devamsızlık durumunu makul gösterecek geçerli bir mazeretinin de bulunmaması sebebiyle, milletvekilliğinin düşürülmesi görüşüyle dosyanın Genel Kurula sunulmasına oy çokluğuyla karar verdi.
Göz ardı edilirse Meclis’i bekleyen büyük tehlike
Raporda Leyla Zana’nın vekilliğinin dürülmesinin gerekliliği ise çarpıcı bir şekilde vurgulandı. Leyla Zana’nın yaptığı göz ardı edilirse ileride nasıl bir tehlikenin Meclis’i beklediği raporda şu şekilde özetlendi;
“Anayasanın 81’inci maddesi milletvekilliği sıfatını kazanan beş yüz elli (550) kişinin tamamı için geçerlidir. Meclis çatısı altında uyulması zorunlu İçtüzük kuralları ve Anayasa kurallarının var olduğu gibi tüm milletvekillerinin Anayasada belirtilen yemin metnini aynı şekilde okuması gerektiği belirtilmiştir. Ancak Leyla Zana’nın buna uymadığı ve yemin metnini kendi anlayışına göre okuduğu, bunun kabul edilmesi halinde her milletvekilinin kendisine göre bir andiçme şekli veya farklı bir yorum getireceği, o zaman da herkesin kendine göre bir hukuk kuralı belirleyeceği, böyle bir durumun içinden çıkılmasının mümkün olamayacağı ve kabul edilemeyeceği” vurgulandı. Eğer bu durumun önüne geçilmezse ve göz ardı edilirse raporda belirtildiği gibi ileride her milletvekili kendi uydurduğu yemini okumak isteyebilir. Böyle bir durumda da Meclis daha büyük bir kriz ile karşı karşıya gelebilir. Böyle bir durumun yaşanmaması için raporda yapılması gerekenler ele alınarak Meclis’e sunulacak.
Bu durum özür olarak kabul edilemez
Ayrıca “Devamsızlığın yemin etme şartına bağlanması hâlinde adaletsiz bir durumun oluşacağı, yemin edip bir ayda toplam beş birleşim devamsızlığı olan birinin milletvekilliğinin düşürüleceği, ancak yemin edilmezse veya yemin geçersiz sayılırsa 212 Birleşime de katılma olmasa milletvekilliğinin düşürülmemesi ile karşı karşıya kalınacağı, bunun da adaletsizliğe ve eşitsizliğe sebep olacağı için hukuken ve mantıken kabul edilebilir bir durum olamayacağı, yemin edilmemesinin devamsızlık açısından “özür olarak” kabul edilemeyeceği, aksi durumda yemin ettiği hâlde devamsızlık yapanlara göre ayrıcalıklı bir statü verilmiş olunacağı” belirtilerek bu durumun ‘özür’ olarak da kabul edilemeyeceği ifade edildi.
Anayasa’da ne yapması gerektiği çok açık ve net
Bir milletvekilinin mazereti olmaksızın devamsızlık yapması hâlinde, Anayasanın 84’üncü ve İçtüzüğün 138, 151 ve 152’nci maddelerinde ne yapılacağının açık ve net olduğu ifade edildi. Bu hükümlere göre bir milletvekilinin bir ay içinde toplam beş birleşim günü izinsiz ve özürsüz olarak devamsızlığı hâlinde milletvekilliğinin düşürüleceği yer almakta. Ancak “Ben istediğim gibi yemin ederim ama milletvekilliği haklarını kullanırım” demek hukuken mümkün değildir. Bu nedenle Leyla Zana’nın yeminini uygun bir şekilde yapmadığı ve 212 oturuma katılmadığı belirtilerek milletvekilliğinin düşürülmesi oy çokluğu ile Genel Kurul’a sunulacak.
KAYNAK:YENİŞAFAK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.