Memur-Sen İzmir, Fransa'yı protesto etti!
Memur-Sen İzmir İl Temsilciliği, Fransa’da Kur’an-ı Kerim’e karşı başlatılan iftira kampanyasını kınayan bir açıklama yaptı.
Memur-Sen İzmir İl Temsilciliği'nden “Bu ilahi kelam, hiçbir harfi değişmeden günümüze kadar gelmiştir, kıyamete kadar da değişmeyecek ve değiştirilemeyecektir” denildi.
İzmir Konak Meydanı'ndaki Yalı Camii önünde bir araya gelen Memur-Sen temsilcileri ve üyeleri, Fransa’da Kur’an-ı Kerim’e karşı başlatılan iftira kampanyasını kınayan bir basın açıklaması yaptı. Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi Ali Musa Bina'nın da katıldığı açıklamayı Diyanet-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı İbrahim Güzeldağ okudu.
Basın açıklamasında şunlar kaydedildi;
"Yüce Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim, hiçbir harfi değişmeden günümüze kadar gelmiştir, kıyamete kadar da değişmeyecek ve değiştirilemeyecektir.
Fransa’da yaşlı bir Yahudi kadının öldürülmesi üzerine ortaya çıkan bir takım tartışmalara bağlı olarak bazı İslam karşıtı odaklar tarafından Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’e karşı bir iftira kampanyası başlatılmıştır. Bu iftira kampanyasında Müslümanları proveke etmeye yönelik saçma sapan teklifler dile getirilmektedir. Bu islam karşıtı grup, Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetlerin çıkarılmasını teklif etme cehaletinde ve saygısızlığında bulunmuştur. Kur’an-ı Kerim’in hiçbir harfinin değiştirilmeden günümüze geldiğini ve hiçbir güç tarafından da değiştirilemeyeceğini dahi bilmeyen bu hadsizlere hadlerini bildirmek ve tüm dünyada islam karşıtlığı oluşturmaya çalışanlara Müslümanların kutsal kitabından ellerini çekmelerini haykırmak için toplanmış bulunuyoruz.
Müslümanların ortak inancına göre Kur’an-ı Kerim, Allah’ın indirdiği son kitaptır. Bu ilahi kelam, hiçbir harfi değişmeden günümüze kadar gelmiştir, kıyamete kadar da değişmeyecek ve değiştirilemeyecektir. Bu cahiller grubu, kendi kutsal kitaplarında yaptıkları tahribatı, bizim de yapmamızı istemektedir.
Kur’an-ı Kerîm’e göre inancı ne olursa olsun insan hayatı değerlidir, dokunulmazdır, hatta bir insanın haksız yere öldürülmesi bütün insanların öldürülmesi; bir insanın yaşatılması ise bütün insanlığın yaşatılması gibidir. Bu sebeple islam dünyasında yaşanan bazı problemlerinin kaynağını kuranda aramak son derece saçmadır. Avrupada yaşanan katliamları, bizler nasıl Hristiyanlığa bağlamıyorsak, Avrupalılar da bizim coğrafyamızda yaşanan olumsuzlukları islama bağlı olarak yorumlamaktan vazgeçmelidirler.
Tarih boyunca İslam toplumlarında Yahudi ve Hristiyanlar da dâhil değişik inançlara mensup kişi ve grupların barış ve huzur içerisinde yüzyıllarca birlikte yaşadıkları inkâr edilemez bir hakikattir. Dünyanın muhtelif coğrafyalarında başta Yahudiler olmak üzere farklı inançlara mensup insanlar pek çok ayrımcılık ve zulme maruz kaldığında; İslam coğrafyası bunların sığınağı olmuş ve Müslümanlar birlikte yaşadıkları bu topluluklara rahmet kaynağı Kur’an’dan yola çıkarak hep iyilik, merhamet ve adaletle davranmışlardır. Nitekim İslam medeniyetinin merkezleri konumundaki İstanbul, Kudüs, Bağdat, Şam, Kahire, Saraybosna gibi şehirlerde birlikte yaşamanın en güzel örneklerine şahit olunmuştur.
Bütün bu gerçeklere rağmen münferit ve faili meçhul bir takım olaylar üzerinden algı oluşturarak İslam’a, Müslümanlara ve Kur’an-ı Kerîm’e iftira edilmesi akla, ilme, tarihe, hakka, hukuka ve vicdana aykırıdır. Bu önyargılı çaba özellikle son zamanlarda Müslümanların temel hak ve hukukunu tehdit eden İslamofobiye hizmet etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bütün Müslümanları incitecek ve dünya barışını bozacak bu tür provakatif eylemleri şiddetle kınıyor ve tüm dünya kamuoyunu daha insaflı ve hakkaniyetli olmaya davet ediyoruz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.