Metabolik cerrahide güç birliği
Özel Tınaztepe Hastanesi Genel Cerrahi uzmanlarından Op. Dr. Mehmet Deniz, obezite ve tip 2 diyabet hastalıklarının hastalarda diğer sağlık sorunlarına da yol açabileceğini hatırlatarak hem obezite hem de metabolik cerrahi uygulayan merkezlerin...
Kilo fazlalığı, kan şekeri yüksekliği, kan yağları yüksekliği ve yüksek tansiyon ile seyreden bir hastalık grubu olan metabolik sendromun kökeninde vücudun insülin hormonuna karşı direnç olduğunu kaydeden Özel Tınaztepe Hastanesi Genel Cerrahi uzmanlarından Op. Dr. Mehmet Deniz, “Bu hastalıkların ortak özellikleri kalp damar sistemine verdikleri ciddi hasar nedeni ile kalp krizi, ani ölüm, damar tıkanıklarına bağlı inme gibi son derece ciddi hastalıkların gelişmesine zemin hazırlamalarıdır. Bu nedenle tedavi edilmeleri hayati önem taşır” dedi. Metabolik cerrahiyi kısaca şeker hastalığının ameliyat ile tedavi edilmesi olarak tanımlayan Op. Dr. Deniz, bunun yanında etkili ve kalıcı kilo kontrolü sağladığını, kilo problemi olmayan şeker hastalarına da uygulanabildiğini ve başarı oranının yüzde 90'ın üzerinde olduğunu ifade etti.
OBEZİTE AMELİYATINDAN FARKLI
Obezite cerrahisiyle metabolik cerrahi arasındaki farklara da değinen Op. Dr. Deniz, şöyle konuştu:
“Obezite cerrahisinin temel mantığı kısıtlama ya da emilim bozukluğu üzerinedir. Yani mide hacmi küçültülerek gıda alımı kısıtlanmaya çalışılır ya da ince bağırsakların büyük bir kısmı gıda girişine kapatılarak yani bypass edilerek emilim bozukluğu oluşturulur. Bu sayade kilo kaybı sağlanmaya çalışılır. Oysaki metabolik cerrahi, emilim bozukluğu yapmaz midenin küçük bir bölümü çıkartılır, bu da hormanal etki sağlanması içindir. Ameliyat sonrası dönemde vitamin, mineral kaybı görülmediğinden takviyesi gerekmez.”
“TEK TİP TEDAVİ ÖNERMİYORUZ”
Op. Dr. Deniz, ameliyat öncesinde iyi bir hazırlık aşamasının başarı oranını artıracağını vurgulayarak şunları söyledi:
“Biz Tınaztepe Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi Birimi olarak obezite ve metabolik cerrahi uzmanı, endokrinolog, diyetisyen, psikolog ve koordinatörlerimizle hastalarımıza en uygun tedavi seçeneğini uygulamaya çalışıyoruz. Bunu A plus hastanemizin çatısı altında birbirini çok iyi tanıyan anestezi ve yoğun bakım birimi, kardiyoloji, göğüs hastalıkları, nöroloji, göz hastalıkları, gastroenteroloji gibi diğer birimlerin de desteğini alarak güvenle yapıyoruz. Hastalarımıza tek tip tedavi ya da ameliyat modeli önermiyoruz. Onlara uzun vadede kalıcı yarar sağlayacak yöntem ne ise bunu öneriyoruz. Başarımızdaki en önemli faktörün birbirini iyi tanıyan güçlü bir ekip ve tam donanımlı hastanemiz olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle merkez seçiminde hastaların bu konulara dikkat etmesi son derece önem taşıyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.