MHP Vekili Osmanağaoğlu: Türkiye iklim krizinde hiçbir paya sahip değildir
MHP Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Tamer Osmanağaoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bütçe görüşmelerinde konuştu.
TBMM Plan Ve Bütçe Komisyonunda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi görüşmeleri aralıksız devam ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Bütçesinin görüşüldüğü bugünkü oturumda söz alan MHP Genel Sekreter Yardımcısı, İzmir Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Tamer Osmanağaoğlu çevre, şehirleşme ve iklim değişikliği konuları üzerinde önemli açıklamalarda bulundu.
Osmanağaoğlu “Anadolu’ya akınlar yaparken ekinlere zayiat vermemek için çaba sarf eden Tuğrul Bey’deki feraset, Söğüt’teki obasını elverişli topraklardan biraz uzakta kuran Osman Gazi’deki anlayış, ordusuna hiçbir ağaçtan elma koparılmayacak emrini veren Kanuni Sultan Süleyman’daki yüksek hassasiyet bugün hala dipdiri bir şekilde yaşamaktadır. Kabe’nin üzerinden akan suyun yönünü Türkiye’ye doğru çevirtip altın bir oluk yaptıran, Kabe’deki minare sayısından fazla minareyi camilerine ekletmeyen, mübarek kıblemize göre mimari dizayn eden şehirciliğe yönelmiş yüce anlayış ve ihlas güçlü bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin deyimiyle “Davasının yaşı Türklüğün yaşıyla eş ve eşit olan” Milliyetçi-Ülkücü Hareket; kadim tarihinden ilhamla zamanın imkan ve şartlarını okuyarak siyasetini belirlemektedir. Bu anlamda çevre, şehircilik ve iklim değişikliği konusunda da yaklaşımımız “Önce ülkem ve milletim” anlayışından hareketle insanı merkeze alan, tabiatı önceleyen, iklim krizine karşı projeksiyon sunan, sürdürülebilirliği esas kabul eden bir perspektifle bütünleşmiş durumdadır.” İşte Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı da tarihin derinliklerinden süzülen tabiat sevgisi, insana saygı, geleneğe bağlılık, zamanın şartlarına uyum gibi ilkelerle bezenmiş maziden atiye uzanan bir köprüyü, bir birikimi, bir anlayışı temsil etmektedir. İklim değişikliğinin patenti sanayi devrimiyle birlikte doğayı tahrip eden, doğadan yararlanmak yerine doğaya hükmetmeye çalışan, insanlığın ve tabiatın birikimini sömüren batı medeniyetine aittir. Bugün gelişmişlik düzeyi denilen skalalarını insanı, emeği, ülkeleri ve tabiatı sömürerek elde eden sözde gelişmiş ülkeler, bu tehlikenin en büyük ve hatta tek sebepleridir Türkiye; yaşadığı tarihsel serüveni bir delil olarak göstermektedir ki, bu krizde hiçbir paya sahip değildir. Buna rağmen ülkemiz; çocuklarımız ve geleceğimiz için inisiyatif ve aksiyon almakta, her türlü ulusal ve uluslararası ölçekte çalışmayı ya düzenlemekte ya da bu çalışmalara ortak veya taraf olmaktadır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.