Migren Tarihe Karışıyor!
Başımızın belası migren artık tarih oluyor!
İki-üç saat süren bir ameliyatla migrenden kurtulmak mümkün. İlaçların fayda etmediği hastalarda son çare olarak düşünülen ameliyat, anneliğin de önünü açmış oluyor.
Aile içi tartışmalar, iş stresi, trafikte geçen uzun saatler, gürültü kirliliği altında oradan oraya koşturan insanlar... Bu tempo ile yaşayan insanoğlunun yakasını bir türlü bırakmayan sinsi bir hastalık ise her geçen gün daha fazla kişide görülüyor. Önce sinsi bir ağrıyla başlıyor, ardından şiddetli zonklamalar geliyor.
Hayat enerjisini alıp götüren o hastalığın adı; migren. Gelişen teknoloji ve ilerleyen çağın getirdikleriyle migrenin tarih olma ihtimali yüksek.
Migren hastalarına yeni bir umut olan migren ameliyatını Op. Dr. Ufuk Askeroğlu anlattı...
Çağın en önemli hastalıklarından birisi migren. Migren hastalığı özellikle genç kadınlarda 20-40 yaş arasında görülüyor.
Türkiye'de bu hastalıktan yaklaşık yüzde 10'luk bir dilim etkilenmekte olup, hastalık sosyal ve iş hayatı anlamında sıkıntı yaratıyor.
SİNİRE MÜDAHALE EDİLİYOR
Migrene karşı çok sayıda ilaç ve tedavi yöntemi deneniyor. Bütün bu yöntemlerden herhangi bir fayda görmeyen hastalar için son çare olarak migren ameliyatı yapıyoruz. Bu hastalığın ameliyatı 2000 yılından beri Amerika Birleşik Devletleri'nde, beş yıldır da ülkemizde uygulanıyor.
Migren ameliyatı sırasında bizim yaptığımız işlem saçlı deriden yaklaşık bir ya da iki santimetrelik kesilerle girip, endoskopik olarak sıkışmış olan sinirlerin etrafındaki dokuları gevşetip çıkarıyoruz. Ya da gerekirse direkt sinire müdahale edip siniri çıkartıyoruz.
Migren ameliyatındaki başarı oranı yaklaşık yüzde 55 civarında.
Yüzde 35'lik bir kesim migren ağrılarının sıklığında ve şiddetinde bir azalma olduğunu söylüyor.
Ameliyat ettiğimiz kişiler, bütün tedavi yöntemlerini ve ilaçları denemiş ya da ilaçların artık sağlıklarına zarar verdiği hasta kesimi. Midesinde sıkıntılar yaşayan ya da başka psikolojik sorun yaşayan hastalar. Mesela bazı hastalarımız "Ben bu ilaçları kullanıyorum.
İlaçları kullandığım sürece çok iyiyim ama bunları kullandığım süre içinde yataktan kesinlikle kalkamıyorum" ya da "Midemi delme noktasına geldim" diyor.
Bizim bu ameliyatı yapmamız için hastanın ayda en az iki kez atak geçirmiş olması gerekiyor. Bu hastalara ve kronik migren hastalığı olan hastalarımıza ameliyat tavsiye ediyoruz.
HAMİLE KALMALARINI ENGELLİYOR
En rahatsız edici, bezdirici ve kötü olan rahatsızlıklardan olan migren, hamilelik döneminde kilit konulardan birini oluşturuyor. Migren hastalığına sahip hastaların çoğu hamile kalmaya korkuyor.
Çünkü atak döneminde ağrı o kadar şiddetlenebiliyor ki; ne ilaç, ne iğne kâr etmiyor.
Durum böyle olunca kadınların en hassas ve en sancılı dönemlerinden biri olan hamilelikte migren sebebiyle olumsuz etkiler artıyor. Hatta çoğu migren hastası çocuk sahibi olamıyor. Bunun sebebi de; migren hastaları günde pek çok ilaç alıyor, aldıkları bu ilaçlar onların hamileliğini engelliyor. Hastaların ilaçları bırakmaları ve en az altı ay süreyle hiçbir ilaç almamaları, bu süre zarfında vücutlarının temizlenmesi gerektiği ve ancak bu şartlar sağlanırsa hamile kalınabileceği söyleniyor.
İşte migren ameliyatı tam da bu noktada devreye giriyor. Migren ameliyatı gerçekleştirilen hastaların hemen hemen hepsi çok rahat bir şekilde hamile kalabiliyor. Hamilelik sürecinde migren atağı yaşamıyor, bebeklerini rahatlıkla kucaklarına alabiliyor ve hamilelik sürecinden sonra da migren ile ilgili hiçbir sıkıntı yaşamıyorlar.
TAM İYİLEŞME MÜMKÜN MÜ?
Migren ameliyatı yaklaşık 1.5-4 saat arasında sürüyor. Hasta genelde ameliyattan sonra iki gün hastanede kalıyor. Sonra da günlük hayatına dönebiliyor. Ameliyatın ertesi günü, hastamızın saçlı derilerine yerleştirmiş olduğumuz drenleri çıkartıyoruz.
Hastanın ameliyattan sonra ilk iki ay migren atağına sebep olan faktörlerden uzak durmasını istiyoruz. İlk iki ay ameliyata bağlı olarak ağrılar ve uyuşmalar meydana gelebiliyor. Tam bir iyileşmenin olup olmadığını söylemek için 11-12 ay beklemekte fayda vardır.
MİGRENDEN KURTULDU UFUK'UNA KAVUŞTU
"Bir olayı en iyi yaşan anlatır, en iyi yaşayan ve çeken bilir" diyor Asuman Durna. Yıllardır migrenden muzdarip hastalardan birisi o. O kadar çok acı çekmiş ki hiçbir doktor, hiçbir tedavi, hiçbir ilaç fayda etmemiş. Ne zaman ki doktoruyla tesadüf eseri tanışmış, o zaman hayatı değişmiş. Asuman Durna, migren ameliyatının kendisi için mucizevi bir şey olduğunun altını çiziyor. Günde 10'a yakın ilaç kullandığı zamanların olduğunu söyleyen Asuman Hanım "Sadece ilacı içmekle kalsa iyiydi. İlacı içip sonuç da alamıyordum" diye ekliyor. Migren ameliyatı olduktan sonra bütün sıkıntı ve sorunlarının ortadan kalktığını belirten Asuman Hanım, " En büyük dertlerimden birisi hamile kalamamaktı. Çünkü o kadar çok ilaç içiyordum ki, bu durum hamile kalmamı engelliyordu. Ameliyat oldum; ilaç devri kapandı ve üç ay sonra hamile kaldım. Hamileliğim de çok rahat geçti, hamilelik sonrasında da çok rahattım, şu anda çok iyiyim. İlaçsız, tedavisiz hayatıma devam ediyorum. Ameliyatım sayesinde her şey yolunda. Oğluma da Poyraz Ufuk ismini verdim. Bunun sebebi de, beni hayata yeniden doktorum Ufuk Bey döndürdü. Ben de onun adını vermek istedim" dedi.
sabah
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.