Mithat Umutoğulları’ndan Pınar Susmuş’a yaylım ateşi
TR35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, Figen Avcıoğlu’nun sunduğu Haber Saati programında Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bayraklı İlçe Başkanı Pınar Susmuş’un Ege Postası ve TR35’i hedef alan açıklamalarına çok sert cevap verdi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bayraklı İlçe Başkanı Pınar Susmuş'un, 30 Ekim İzmir Depremi’nde hasar gördükten sonra bakanlık tarafından riskli yapı ilan edilerek yıkılan Yücel Yılmaz Apartmanı’ndaki mülküyle ilgili sorumlu tuttuğu Bayraklı Belediyesi’nden tazminat talebinde bulunduğu ortaya çıkmıştı. Susmuş’un belediyeden maddi zararlar için 500 bin lira maddi tazminatın yanında 100 bin liralık da manevi tazminat talebinde bulunduğu dilekçeye Ege Postası ulaşarak 26 Ekim Salı günü haberleştirmişti. Yaşanan bu gelişme üzerine Susmuş, sosyal medya hesabı üzerinden TR35’i ve Ege Postası’nı hem kendisi, hem de temsil ettiği CHP Bayraklı İlçe Başkanlığı aleyhinde sistematik bir şekilde saldırı amaçlı ve asılsız haberler yapmakla suçlamıştı.
Susmuş’un suçlamalarına TR35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları, tek tek yanıt verdi. Susmuş’un başarısızlıklarını TR35 ve Ege Postası’na ithamlarda bulunarak örtemeyeceğini vurgulayan Başkan Umutoğulları, “İlçe başkanı partisinin ilçe belediyesine maddi, manevi bana tazminat ödeyeceksin diyemez. CHP’nin siyasi kimliği Pınar Susmuş’un parasından daha kıymetli. Eğer Pınar Susmuş parayı daha kıymetli görüyorsa o zaman istifa edecek.” dedi.
Umutoğulları’nın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Siz bir siyasi parti lideri olarak partinizi doğru yönetirseniz kamuoyunu da çok fazla ilgilendiren bir konu olmayacaktır. Pınar Susmuş seçildiği günden bugüne kendi yönetimiyle yaşadığı sorunlarla sürekli gündeme gelen, kendi yaptığı uygulamalarla eleştirilerin odağında olan isim. Pınar Hanım Bayraklı Belediyesi’ne dilekçe veriyor. Aynı dilekçeyi Büyükşehir’e de veriyor. “Deprem fay hattı üzerinde bulunan yerlerde yanlış ruhsat vermişsiniz bundan dolayı ruhsat vermemeniz gereken yerde ruhsat verdiğiniz için zarar gördüm. Suç işlediniz” diyor. Kendi belediyesini suç işlemekle suçluyor. “Bunun nedeniyle ben zarara uğradım maddi manevi tazminat talebinde bulunuyorum. Diğer depremzedeler gibi mağdurum” diyor. Bir ilçe başkanının kendine göre hak ve hukuku araması anlaşılabilir bir durum. Kendisi avukat. Bizzat avukat kendi belediyesine kendi imzasıyla veriyor. Pınar Susmuş’un bir avukatı yok mu?
Kendisi yerine başkası verebilir miydi? İkincisi eğer sizin CHP İlçe Başkanı unvanınız varsa ve bu koltukta oturuyorsanız, kendi partinizin belediye başkanıyla ilgili dediğinizde suç işliyorsunuz. Diyor ki; “Sizin belediyenizde ruhsat verilmemesi gereken yerde ruhsat verdiniz ben zarara uğradım. Sen suç işledin ve bundan dolayı benim zararımı karşıla.” Bir adım daha öteye giderek, açgözlülük yapıp “Psikolojim bozuldu, çok üzüldüm bana 100 bin lira vererek telafi et” diyor. Muhtemelen bunun gibi onlarca talep gitmiştir Bayraklı Belediyesi’ne vatandaş hakkını arayabilir. Ama sizin tüzel bir kişiliğiniz varsa ve kendi partinizin kazandığı bir belediyeye maddi manevi bir talebi varsa mahkemeye taşırım diyorsanız bu bir haberdir. Bunun başka bir örneği yoktur.
“Ne Yapmışız?”
İftira atıyoruz ya, ne yapmışız? İlçe sekreterini görevden almış. Neden görevden alıyor. CHP’nin genel merkezi karar alıyor “Milletvekilini ön seçimle seçeceğiz” diyor. Önceki dönem Bayraklı İlçe Başkanı da “Benim de mahalle delegelerim seçilerek gelsin” diyor. Örgütün içerisindeki hareketi, dinamik bir hava kazanmasını ve ayağa kalkmasını sağlıyor. Mahalle delegeleri gidip mahalle üyelerinden oy istiyor. Seçilerek geliyor. Siz Pınar Susmuş olarak diyorsunuz ki “Ben bu seçimi tanımıyorum” Seçilerek gelen üyeleri görevden alıyorsunuz. Yerine başka isimler atıyorsunuz. Bunu dile getiren yöneticilerle çatışma içine giriyorsunuz. Bunun üzerine ilçe sekreterini görevden alıyorsunuz. Haberi yapıyoruz, yalan iftira diyorsunuz.
“Parti İçi Çekişmeler Her Zaman Haber Yapılır”
Zaman zaman yönetim kurulu üyeleriyle kavga ediyorsunuz. Onun üzerine 8-10 tane ilçe yöneticisi iki kere toplantıya gelmiyor. Üçüncüsü yapılsa yönetim düşecek. İzmir’deki bütün yerel gazetelerin tamamı bu konuyla ilgilenir. Eğer bir siyasetçiyle ilgili içeride problem varsa her zaman yazılır çizilir. Deniz Yücel ya da Kerem Ali Sürekli’yle ilgili yüzlerce haber yaptık. Parti içinde yaşanan çekişmeler, kavgalar her zaman medya kuruluşlarının ilgisini çeker ve haber yapılır. Biz bunları yaparken yalan yanlış iftira atmış oluyoruz öyle değil mi?
“Tükürdüğünüzü Yalıyorsunuz”
Sizin görevden aldığınız, disipline verdiğiniz ilçe sekreterinden il binasına gidip defteri alıyorsunuz. Korkudan dolabı kırıp açıyorsunuz. İlçe sekreterini de ‘İlçede defter yok’ diye disipline veriyorsunuz. Ege Postası ve TR35 bunu yaptığında iftira diyorsunuz. Disipline verdiğiniz ilçe sekreterine tekrar görev veriyorsunuz beceriksizlikler, yeteneksizlikler yüzünden kendi tükürdüğünüzü yalıyorsunuz. TR35 haber yaptığınızda iftira diyorsunuz.
“Kamuoyunun Gazını Almak İçin Oyalıyor”
11 Ocak’ta yaptığımız habere “Benim şahsımı ve partimi hedef alan haberlere dava açacağım” dediniz. Kaç ay geçmiş üzerinden nerede dava? Kamuoyunun gazını almak için sürekli dava açacağım diyerek oyalıyor. Bütün bunları yapacaksınız basiretsizliğinizi, yeteneksizliğinizi, örgütü götürememenin getirdiği bütün başarısızlığın faturasını medya kuruluşlarına kesecekseniz, bu doğru değil. Eğer bir olumsuz durum varsa önce kendini sorgulayacaksın.
“Siyasi Kimliğinizi Para İsteyerek Kullanmayacaksınız”
Diyor ki hanımefendi “Ben deprem bölgesinde depremzedelerin hak ve hukuklarını arıyorum.” 3 günde bir depremzedelerle haber yapıyoruz. İZDEDA Başkanı’nın haberlerine en çok TR35 ve Ege Postası gitmiştir. Bu kadar destek vermişiz, depremzedelerin hak ve hukuklarını sağlamak için elimizden geleni yapmışız. Pınar Susmuş acaba depremzedelerle kaç defa bir araya gelmiş. Bununla ilgili Bayraklı İlçe Başkanı Pınar Susmuş'tan acaba kaç defa Bayraklı İlçe Başkanlığının basın metni gelmiştir. Eğer siz burada depremzedelerin hak ve hukukunu savunuyorum diyorsanız onlarla yatıp kalkacaksınız. Büyükşehir’e, İlçe Belediyesi’ne, bakanlıklara gideceksiniz.
Siyasi kimliğiniz, nüfusunuzu maddi ve manevi para isteyerek kullanmayacaksınız. Biz bugüne kadar asla asılsız yalan haber yapmadık. Madem asılsız haber yaptık niye dava açmadın? O zaman çıkıp dava açacaksınız. Siz kendi sıfatınızı, kimliğini alıp da menfaatiniz için kullanamazsınız. Bayraklı siyasetini özelikle CHP’yi çok yakından takip eden bir kişiyim. Parti içerisinde yaşadığınız travmaların, gazetecilere, siyasi kurumlara saldırmak ya da size gücü yetmeyen yöneticilerinize psikolojik baskı yapmak, iftira cümleleri kullanmak yerine öncelikle sizin kendinize bakmanız gerekiyor. Önce kendi kapınızın önünü süpüreceksiniz.
“Deprem Malzemelerini Kendine Yakın Olduğu Partililere Dağıttı”
CHP İl Başkanı Deniz Yücel ve Yönetim Kurulu’na şunu ifade etmek isterim. Pınar Susmuş bugüne kadar ilçe başkanlığı boyunca kaç mahalleye gidip, kaç mahallenin sorunlarını gündeme taşımıştır? Belediyesi iktidarda olan siyasi partinin ilçe başkanısınız. Deprem olduğu gün burada bütün siyasi partiler kampanya başlattı.. Büyükşehir’in Bayraklı Belediyesi’nin kurduğu afet koordinasyon merkezleri var. Bir ilçe başkanının yapması gereken afet koordinasyon merkezine gidip, belediyelerle koordinasyon haline olup buna destek vermek. Fakat ne yapıyor Pınar Susmuş ve yönetimi? Deprem için toplanmış malzemeler bir depoya tutuluyor ve kapatılıyor. Bu depodaki malzemeler Pınar Susmuş’un kendine yakın olduğu partililere dağıtılıyor. Bundan yönetimde kimsenin haberi yok. Üç tane yöneticinin haberi var.
“Belediye Başkanı Seni Nasıl Arasın?”
Herkes can derdine düşmüş. Sokaklara çıkıp kendi belediye başkanınızı şikayet ediyorsunuz. Belediye Başkanı deprem olduğunda bizi çağırıp da ne yapacağız diye bir şey söylemedi. Belediye başkanı seni nasıl arasın? Orada insanlar enkaz altında kalmış, canı yanmış. Orada durup da aman Pınar Susmuş’u arayayım da gözüksün mü diyecek? Orada artık kimsenin siyaseti umurunda değil. Saniyenin önemli olduğu anda belediye başkanı beni çağırmadı diyorsun. Bundan vazgeçeceksiniz.
“Parayı Daha Kıymetli Görüyorsa İstifa Edecek”
Pınar Hanım bu haberi yaptığımızda, “Bana asılsız haberler yapıldı, beni itibarsızlaştırıyorlar” yerine bu yazdığı, altına imza attığı dilekçenin hesabını verecek. Diyecek ki “Ey CHP’liler ben parayı çok seviyorum. Benim param CHP İlçe Başkanı kimliğimden daha kıymetli. Evini kaybetmiş, arabasını kaybetmiş, rızkını vermiş partililer gibi değilim. Paramı istiyorum 500 bin lira yetmiyor. Psikolojim bozuldu 100 bin lira para verin” İtibarsızlaştıran biz değiliz kendisi. CHP kimliğini para için bu kadar kamuoyunda tartışılır hale getiren ben değilim. İlçe başkanı partisinin ilçe belediyesine maddi, manevi bana tazminat ödeyeceksin diyemez. CHP’nin siyasi kimliği Pınar Susmuş’un parasından daha kıymetli. Eğer Pınar Susmuş parayı daha kıymetli görüyorsa o zaman istifa edecek.
“İl Başkanlığı’nın Gözü Kapalı”
Bu isimler içerisinde Pınar Susmuş’tan çok daha fazla deneyimli isimler var ve bunu görüyor. İşin bu noktaya geleceğini onlar gördü. İl başkanını, yönetimini uyardı, imza topladılar. Ama ne hikmetse İzmir İl Başkanlığı’nın gözü kapalı görmüyor. Ne zaman görecekler? CHP seçimde Bayraklı’yı kaybettiği zaman görecekler.
“Bu Kadar Başarısız Bir İlçe Başkanı…”
Bir ilçe başkanı düşünün kendi partisiyle ilgili bir çalışma yapmayan. Sadece kendi siyasi kariyerini düşünen. Pınar Susmuş ya milletvekili ya da belediye başkanı adayı olacak. İlçe Başkanlığı’ndan ilk seçiminde istifa edecek. Daha önce de meclis üyeliğinden istifa edip milletvekili adayı olmuştur. Bu kadar hırsları olan bir kişinin ilçe başkanlığı yapması mümkün değil. 3 dönem ilçe başkanlığı yaptı hiçbir dönem aday olmadı bir önceki ilçe başkanı. Dolayısıyla bu kadar başarısız bu kadar dramatik bir ilçe başkanı yapmış bir kişinin çıkıp da kendi beceriksizliğini medyaya ihale etmesi doğru değil. Bütün bunların bizim gördüğümüz sorunları CHP Genel Merkezi ve İl Başkanlığı da görmeli.
“İl Yönetimi Bayraklı’da Neden Sabırlı Davranıyor?”
Buradan söylüyorum eğer bununla ilgili bir yaptırım olmazsa CHP Bayraklı’da önümüzdeki günlerde büyük problemler çıkacak. İl Yönetimi Menderes’te görevden alabiliyor. Ama Bayraklı'da niçin sabırlı davranıyor ayrı bir tartışma konusu.
“CHP’yi İtibarsızlaştıran Kendisidir”
CHP’yi itibarsızlaştıran kendisidir. Hiç kimse kendi partisinin bulunduğu belediyesinden maddi manevi tazminat isteyemez. Pınar Susmuş’un bürosunda hiç avukat yok muydu kendi imzasını attı. Niye Pınar Susmuş? Maddi manevi tazminat davası nedir? Manevi para istemek nedir? Biri bunu anlatsın. Eğer maneviyat varsa CHP’nin kimliğinde var. O bu imzayı atmasaydı biz bunları konuşuyor olmayacaktık. Bunun tek sorumlusu kendisidir. Hiç kimse kendi yaptığı beceriksizlikler üzerinden kimse bu kurumları hedef alamaz. Kimse haksız olduğu bir konuda bunu gündeme getiren bir medya kuruluşlarını hedef alamaz. Eğer bir itibarsızlık varsa Bayraklı İlçe Başkanı'nın kendisidir. Kendi belediyesini manevi tazminat isteyerek itibarsızlaştırmıştır. Eğer CHP bu itibarını kurtarmak istiyorsa bu işi temizleyecek.
“Bundan Sonra Hiçbir Şey Gizli Kalmayacak”
Ayrıca Pınar Susmuş’a da buradan söyleyeyim. 11 Ocak’ta kendi soysal medya hesabından dava açacağım dedi. 10 ay geçti dava açmadı. Biz bu kez kendi sözümüzde durarak lütfen bu konuyla ilgili dava açsın diyoruz. Bizim de mahkemede söyleyecek iki kelamımız vardır. Sayın Susmuş’un parayı ne kadar çok sevdiğini bu konuşmalarından anladınız. Acaba kendi avukatlık bürosu Bayraklı Belediyesi ya da belediyenin herhangi bir şirketiyle anlaşma yapmış mıdır? Lütfen açıklasın. Çünkü ben açıklayacağım. Bundan sonra hiçbir şey gizli kalmayacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.