Mor Menekşeler
İbrahim Aktaş yazdı
“Akşam oldu penceremde
Yorgun rüzgâr esiyor geçiyor renkler suskun
Bir mahzun mor menekşe
Ağlıyor mu ne
…”
Hatırladınız değil mi? Bizlere, yaklaşık yedi yıl önce veda eden, usta sanatçı Kayahan’ın, sözleri de kendisine ait olan ve bir dönem dillerimize pelesenk ettiği çok sevilen bestesi; “Mor Menekşe”… Hatta bu şarkı, Fenerbahçe tribünlerinde, mor formalar giydiği sezon, Galatasaray’a ithaf olunarak, sıklıkla seslendirilmişti.
Ama “Mor Menekşe” yakıştırmasının yapıldığı tek yer Fenerbahçe tribünleri değildi elbet… İtalya Seri A’da top koşturan ve hatta bir dönem Fatih Terim’in de teknik adamlık görevini üstlendiği Fiorentina takımının da lakabı “Mor Menekşeler”…
Bir de, bu iki örnekten çok daha yerinde olan bir “Mor Menekşe” yakıştırması daha var kanımca;
Ülkemizdeki ilk futbol müsabakasının yapıldığı yer olarak şehrimiz İzmir bilinir. Ve dahası İzmir’in Bornova’sıdır ilk futbolun oynandığı yer. Hatta orada, yani ilk futbol oyunun oynandığı yerde, bir de futbolcu anıtı dikilidir. Bornova’ya, Mahfel denen yerden girdiniz mi, hemen ileride, solda kalır bu anıt. İşte ilklerin kenti olan Bornova’nın, ilk kadın futbol takımına “mor menekşeler” desem, yanlış demiş olmam sanıyorum.
2018 yılında, İzmirli futbol camiasının yakından tanıdığı Lütfü Cihaner tarafından kurulan ve yine camianın bilinen teknik adamlarından, yıllarca Yeşilovaspor forması kuşanmış Nedim Vatansever başkanlığında ve çalıştırıcılığında dört yıldır, varlık mücadelesine devam eden Bornova Genç Yıldızlar Spor Kulübü’nden bahsediyorum. Kadın futbolunu esas alan ve çevredeki okulları tarayıp, yetenekli kızlarımızı yeşil sahalara kazandırmaya ve hatta onların hayatlarında birer dönüm noktası olmaya çabalayan spor kulübünden bahsediyorum. Kırlarda değil, yeşil sahalarda açacak çiçekleri keşfetmeye çalışan spor kulübünden bahsediyorum. Kısaca, futbol sahalarımızın kraliçelerini bulma gayretinde olan spor kulübünden bahsediyorum.
Tüm çalışmalarını, Bornova Belediyesinin amatörlere tahsis ettiği sahalarda yapan Bornovalı “Mor Menekşeler”, bugün altmışın üzerinde kadın sporcu ile var olmaya çalışıyorlar. Nedim Hoca ve destekçileri, dört elle sarılmışlar bu davaya… Biliyorlar ki, özgür ve bilinçli kadın, geleceğimizi, özgür ve bilinçli olarak yeniden kurgulayacak!
Aslında sadece sporcu yetiştirmemişler;
Sağlıkçı olarak mezun olup ancak atanamamış bir kızımıza, kulüp bünyesinde iş imkânı yaratmışlar ve hatta yardımcı antrenörlük dahi yapmaya başlamış geçen dört yıl içerisinde Etkin Yıkmaz. Öyle ki, antrenman programı hazırlayabilir hale gelmiş. Sporcu kızlarla, teknik heyet ve idare arasında kurduğu köprü de cabası… Şans işte; geçen günlerde ataması çıkmış Etkin’in ve ağlamaklı gözlerle birbirlerine veda etmişler. Bu hadiseyi Nedim Hoca anlatırken, gözlerinin yaşardığına bizzat şahit oldum; “gittiği yerde kadın futbol kulübü dahi kurabilecek yetenekte” dedi Etkin kızımız için... Şimdi ise, üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokullarında öğrenim gören kız öğrencilerden destek alma planları var. Böylece üniversite öğrencilerine staj ve/veya beceri eğitimi alması hususunda destek olurken, üniversite öğrencisi ablaları da, futbolcu kızlarımıza mihmandarlık yapabilecekler. Bir nevi kazan-kazan projesi yani… Kaybeden yok!
Kadın futbolunda, sporcuların ailelerinin konuya bakış açısı da önemli elbet; “bir baba var ki, kızı sahada, çizgide ileri-geri koşarken, o da tel örgünün dışında, onunla beraber koşuyor” diye anlatıyor Nedim Hoca ve gülümsüyoruz hep birlikte… Bir keresinde, dedesini kaybeden minik bir sporcu, kendisini ısrarla antrenmana götürmesi konusunda acılı babasını ikna etmiş. Babasını kaybeden acılı yürek, kızının isteğine boyun eğmiş. Hüzünleniyoruz yine hep birlikte… Ama bu kararlılık hali bizi kurtaracak diyorum dostlarıma… Yüzümüzde ve kalplerimizde güneş açıyor sonra…
Elbette sıkıntıları da var;
Alt yaş gruplarında liglerin başlamamasından şikâyetçiler haklı olarak! Ardından, Türkiye Futbol Federasyonunun, bu konudaki tutarsız davranışlarından bahis vuruyoruz; Türkiye Kadın Futbol Liglerinde, ikinci ve üçüncü ligler henüz başlamadı daha, biliyor musunuz? Bornovalı genç kızlarımızın tüm ümitleri, yerelde görev yapan Amatör Spor Kulüpleri Federasyonları ile yerel yönetimlerin güç birliği yaparak, özel ligler oluşturmaları. Zor değil diyoruz bu konuşmalarımızın ardından ve umutlarımızı birlikte yeşertiyoruz!
Sonra, kız çocuklarının, erkek çocukları gibi hazır gelmediklerinden şikâyetçiler! Nasıl yani? Nedim Hoca soruyor; “Siz hiç sokakta, asfaltta, okul bahçesinde hemen her gün futbol oynayan kız çocuğu gördünüz mü?” Ne demek istediklerini anlıyorum. Ama ekliyor cümlesinin sonuna; “Biz millet olarak zoru severiz. Yetiştireceğiz!” Geleceğe daha bir umutla bakar oluyoruz.
Tabi, keşke bizde de, Avrupa ekiplerinde olduğu gibi en azından on üç yaşına kadar karma oynayabilseler diyorum ben... Yani, kız-erkek karışık forma giyseler U13 grubuna kadar… Nedim Hoca, patlatıyor yüzüme gerçeği; “ülkemizde karma eğitime karşı bile bir duruş sergileyen gericiler varken, duyuyoruz ki, bazı sınıflarda kızlarla, erkeklerin yan yana oturmasına dahi müsaade edilmiyormuş. Nasıl beraber oynatacağız?” Yüzlerimiz bir an için düşse de, “Sevgili Hocam, futbol oyunu başlama vuruşuna bakar! Santra yapıldıktan sonra maç nasıl bitmiş anlamayız. Siz başlamışsınız bir kere, devamı da gelecek, hem de karma olarak!” diyorum. Tekrar umutlanıyoruz geleceğimize dair…
“Mor Menekşeler” çalışmalarına tüm hızlarıyla devam edecekler. Amaçları sadece futbol oynamak, spor yapmak değil elbet! Kadınlarımıza rol-model olup, özgür kadınlarla daha modern ve daha yaşanır bir geleceği şekillendirmek… Bizlere ne görev mi düşüyor? Kadınlarımıza köstek değil, destek olmak! Haydi o zaman…
Dipnot; “Bir toplum, cinslerden yalnız birinin, yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.” Mustafa Kemâl Atatürk.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.