Ali EYCE
MUHASEBESİ BOL İYİ PAZARLAR!
Kaç kişi, kaç Pazar gününü şöyle ağız tadıyla, keyiflice, neşe içinde, tüh keşke hiç şu Pazar bitmese diye geçirdi merak ediyorum.
Benim çok az Pazar günüm böyle keyifli geçmiştir.
Aman sakın yanlış anlaşılmasın, Pazar günü keyfimi bozanlar olduğundan, Pazar günü keyifli şeyler olmadığından değil.
Pazar günü benim için hep muhasebe günü gibi olmuştur.
Geçmiş haftanın artı ve eksileri.
Gelecek haftanın olacak veya olması gerekenleri.
Eminim birçoğumuzda da böyle bir Pazar muhasebesi anları vardır.
Pazar keyfimizin içine eden, Pazar neşemizi düşüren, Pazar tadımızı bozan.
Hele ki, böylesine salgının dört bir yandan, değişim içinde geçtiği günlerde.
Hele ki, böylesine yokluk içinde yok olmamak için mücadele ettiğimiz günlerde.
Hele ki, böylesine bir şeyler yapın, yapacaklarımızdan dahi emin olamadığımız günlerde.
Bu yazıyı yazdığımda henüz Pazar günü yeni başlamıştı.
Saat tam olarak 00:35 di.
Pazar günü için muhasebeye giren beynim, pazartesi ve sonrası günleri düşünmeye başlamıştı.
Muhasebe derken de kimse sadece parasal boyutuyla düşünmesin.
O da var ama en çok manevi boyutu.
Kimin iyi veya kötü ne yaptığını düşünüp, kime iyi veya kötü ne yapabileceğimin muhasebesi.
Kimseye kötülüğüm dokunmadığı söylemek isterdim ama maalesef öyle değil.
Kötülüğünü gördüğüm insanlara kötülükle karşılık vermek gibi beğenin veya beğenmeyin bir insani yönüm var.
Etme bulma dünyası diyen atasözünün tam örneğiyim yani.
O yüzden sevgim de, dostluğumda, arkadaşlığımda tamdır.
Düşmanlığım gibi!
En büyük düşmanlığım ise hak eden kişiyi bensizlikle cezalandırmaktır.
Muhasebesi bol, iyi pazarlar!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.