Mustafa Denizli 'Tevekkül' et!
Ali Eyce yazdı; Mustafa Denizli 'Tevekkül' et!
Avrupa Şampiyonası sırasında yazmak istemedim.
Gündemdeki Türkiye A Milli Futbol Takımı'nın mücadelesi, çeyrek kupayı geçmesi, yarı final oynaması, finale gitmesi, futbolcuların motivasyonu, futbolseverlerin heyecanı vs. bir çok sebebi vardı.
Avrupa Şampiyonası bitince yazmak farz oldu.
Konumuz:
İzmir'in yetiştirdiği ünlü futbolcu, Alsancak'taki Altay Stadyumu'na adı verilen futbolcu, Türkiye'nin İstanbul merkezli üç büyük takımında teknik direktörlük yapıp, şampiyonluklar yaşamış Mustafa Denizli!
Bir televizyon programında futbolculuk hayatından çok yıllar, teknik direktörlük hayatından az yıllar geçtikten sonra TV programına futbol yorumcusu olarak katılan Mustafa Denizli, genelde Milli Takım'ın halini, hallerini ve hallicelerini konuşurken konu Arda Güler'e geldi.
19 yaşında Türkiye'nin değil, Avrupa'nın değil, dünya futbolunun da ilklerine imza atmayı başaran, 19 yaşında dünyadaki futbol kulüpleri sıralamasında ilk sıralarda bulunan İspanya'nın Real Madrid takımına transfer olan Arda Güler'le ilgili yorumlarına takıldım.
Arda Güler'i müthiş futbolcu olarak görmesi, futbolu seven ve takip eden milyarlar gibi düşünmesi ve konuşması gayet doğaldı.
Doğal olmayanlara takıldı aklım.
18 yıllık futbol hayatı boyunca toplam 10 defa A Milli Takım formasını giyebilen Mustafa Denizli'nin, 17 yaşında A Milli Futbol Takımı'na girmeyi başaran ve 19 yaşına geldiğinde toplam 22 defa A Milli Takım formasını giymeyi başaran Arda Güler'i eleştirmesi ilginç geldi.
Futbol hayatı boyunca yurt dışından hiç bir transfer teklifi alamayan, aldığı en büyük teklif ile futbolculuk hayatının son yıllarında Galatasaray'a giden, bir yıl sonra da futbolu bırakan Mustafa Denizli'nin, Fenerbahçe'den 19 yaşında Real Madrid'e transfer olmayı başaran Arda Güler'i eleştirmesi çok ilginç geldi.
Futbolda birlik olmak, birlikte oynamak, takım olmak, takım anlayışı içinde hareket etmekten bahsedip 18 yıllık futbol hayatından bir takım arkadaşını dahi yanında tutamayan, bulunduramayan Mustafa Denizli'nin, Arda Güler'i bireysellikle suçlaması, takım oyunu bilincinin oluşmadığını iddia etmesi ilginç geldi.
Hele bir eleştirisi var ki, onu sona bıraktım ama yazmak için değil Mustafa Denizli'ye 'Bugün var, yarın yoksun' düşüncesiyle bir şeyleri öğretebilmek için.
Arda Güler'in İspanya ve Milli maçlarda gol attıktan sonra popüler gol sevinci hareketi.
Bir eline kalbine koyup, diğer elinde gökyüzünü işaret etmek.
Dünya'da bu hareketin anlamını bilmeyenlere 19 yaşındaki Arda Güler'in verdiği cevap net:
"Gol sevincimin anlamı tevekküle dayanıyor. Her şeyin Allah'tan geldiğine inanıyorum. Çok çalışıyorum gerisini Allah'a bırakıyorum."
Mustafa Denizli, bu hareketin Arda Güler'i yalnızlaştırdığını, takım oyunundan uzaklaştırdığını, takım arkadaşlarının ondan uzaklaşmasına neden olduğunu söyleyerek hareketini eleştirmiş.
Mustafa Denizli'ye birilerinin dünyanın sonunu anlatıp, 'Tevekkülün' ne olduğunu öğretmesi, inanıp inanmamak özgürlüğü içinde öğretmek istemese dahi bilgi sahibi olmasını sağlaması gerektiğini düşünüyorum.
Denizli hocam, futbol bilgine sadece yıllarını futbolun içinde geçirdiğin için saygı gösteriyorum, yoksa birileri gibi takıma giren ve yaşça senden küçük olan Mustafa'dan dolayı sana 'Büyük Mustafa' dendiğini, bu büyüklüğün altında ise düşünüldüğü gibi bir büyüklük olmadığını bilenlerdeniz.
Allah'a inanmak, çok çalışmak ve gerisini Allaha bırakmak yani tevekkül, insanı ne olursa olsun yalnızlaştırmaz, aksine Allah'a inanan bütün herkesin onun etrafında olmasına neden olur.
Arda Güler'in yeteneğini, onun futbol zekasını överken, doğuştan gelen futbol yeteneği olduğunu söyleyip, o hareketini eleştirmemeliydin.
Dünya'daki bütün insanlara her şeyin Allah'tan, yaratandan geldiğini hatırlatan, öğreten o hareketi eleştirmemeliydin.
O hareketini anlamını bilen, inancını yaşayan ve o hareketi gördüklerinde 'Seni yaradana kurban oluruz' diyenlerle ters düşmemeliydin.
Bana ters geldiği gibi!
Vesselam!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.