Mustafa Şentop, "Barış görüşmelerini destekledik"
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Bölge barışı için makul, insaflı, adil bir anlaşma sağlanması ve barış için birlikte çalışılmasını da gerekli kılıyor. Komşu ve bölge ülkeler arasındaki barış görüşmelerini daima destekledik" dedi.
Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de Ekonomik İş Birliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi (EİTPA) 3. Genel Konferansı’na katılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, konferansta yaptığı konuşmada, "Türkiye olarak her şart altında kardeş Azerbaycan'ın yanında yer aldık, daima haklı davasında destekçi olduk, bundan sonra da destekçi olmaya devam edeceğiz" dedi.
"Parlamentolararası ilişkilerimizin güçlendirilmesine büyük önem veriyoruz"
Türkiye’nin bölgesinde istikrarın sağlanmasına önem verdiğini belirten TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Bölgemizde istikrarın sağlanmasına, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sürdürülebilir bir minvalde kök salmasına, bölgemizin bütün boyutlarıyla kalkınmasını teşvik edecek ekonomik entegrasyon ve iş birliği gayretlerine topyekun destek vermeye her zaman hazır olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyorum. Türkiye olarak parlamentolararası ilişkilerimizin güçlendirilmesine büyük önem veriyoruz. Parlamenter diplomasinin bölgesel entegrasyon ve kalkınma yolundaki çalışmalara da önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Türkiye olarak salgınla mücadelede çok taraflılığın önemini vurguluyoruz"
Koronavirüs salgınının insanların sağlığının, refahının ve mutluluğunun birbirine bağlı olduğunu gösterdiğini belirten Şentop, "Bütün insanlığın kader ortaklığı bilinciyle hareket etmesinin önemini bir kez daha ve çok açık bir şekilde ortaya koymuştur. Kısaca insanlığın selametini etkileyen sorunlarımızın ortak olduğunu anladığımız gibi bunlara karşı üretilecek çözümlerinde ancak ve ancak müşterek bir yaklaşımla başarıya ulaşabileceğine kavramış olduk. Uluslararası dayanışma işbirliği ve koordinasyon tarihte hiç olmadığı kadar temel bir öncelik haline gelmiştir. Bu zorlu süreç hiç kimseyi dışarıda bırakmadan, çok daha etkin ve kapsayıcı bölgesel ve uluslararası bir işbirliğinin ve dayanışmanın gerekliliğini hepimize göstermiştir. Türkiye olarak salgınla mücadelede en başından beri çok taraflılığın önemini vurguluyoruz. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler, G20, Dünya Sağlık Örgütü ve diğer uluslararası platformlardaki çalışmalara önemli katkılar sunduk" dedi.
"Güçlü ve kararlı adımlar atılmalı"
Ukrayna'daki savaşın da etkisiyle gıda güvenliği sorununun ve yükselen enerji fiyatlarının ciddi bir risk haline geldiğini ifade eden Şentop, "Küresel salgının olumsuz yansımaları ile mücadele ederken tedarik zincirlerinin açık tutulması, yoksulluk ve açlık sorunlarıyla mücadeleye katkı sağlayacak ulaşım ve taşımacılık kanallarının işlerliğinin korunması, ticaretin kolaylaştırılması ve bu amaçla gerekli alt yapının inşa edilerek bölgemizde entegrasyonun güvenli ve istikrarlı bir şekilde tekamül için daha güçlü ve kararlı adımlar atılmalıdır" dedi.
"Küresel aktörlerin müdahaleleri hiçbir ülkeye barışı ve huzuru getirmedi"
Yirminci ve yirmi birinci yüzyılda, küresel aktörlerin tamamen kendi çıkarlarını maksimize etme güdüsüyle müdahalelerde bulunduğunu ifade eden Şentop, "Küresel aktörlerin insani değerlerden, erdemden, adaletten, hakkaniyetten, samimiyetten yoksun, tamamen kendi çıkarlarını maksimize etme güdüsüyle ve emperyalist sömürü zihniyetiyle yaptıkları müdahalelerin hiç kimseye, hiçbir bölgeye herhangi bir faydası olmadı. Bu müdahaleler hiçbir yere, hiçbir ülkeye istikrarı, barışı ve huzuru getirmedi. Bilakis, mevcut sorunları daha da derinleştirdi, yeni sorunların ve krizlerin vuku bulmasına ve bunların kalıcı bir şekilde yerleşmesine sebep olmuştur. Artık bundan bir ders çıkarmamız gerekmektedir. Libya’da, Irak’ta, Afganistan’da, Yemen’de ve daha birçok ülkede yaşanan insani krizlere merhem olunması, Filistin’de, Suriye’de, Arakan’da, Cammu Keşmir’de masum insanların maruz kaldığı şiddetin, zulmün ve saldırıların durdurulması ve bu insanların acılarına sebebiyet verenlerin adalet önünde hesap vermeleri mutlaka sağlanmalıdır. Bunun için uluslararası kamuoyunda daha etkin bir mücadele sergilemenin yolu öncelikle kendi aramızdaki birliğin, dayanışmanın, karşılıklı saygı ve güvenin tesis edilmesi ve uluslararası platformlarda ahenk içinde hareket edilmesidir" ifadelerini kullandı.
"Ermenistan'ın Karabağ'da işgalci olduğu birçok uluslararası platformda kabul edilmiştir"
Şentop, Azerbaycan topraklarının Ermenistan tarafından işgalinin birçok platformda kabul edildiğini belirterek, "Ermenistan'ın Azerbaycan toprağı Karabağ'da işgalci olduğu birçok uluslararası platformda kabul ve tescil edilmiştir. BMGK, AKPM, AGİT birçok defa Ermenistan'ın işgalci olduğunu kabul eden kararlar almıştır. İşgalin sona erdirilmesi için AGİT Minsk Grubu oluşturulmuş, ABD, Rusya ve Fransa'nın eş başkanı olduğu bu kurum çalışmalar yapmıştır. Tam 30 yıl dünyanın etkili devletlerinin oluşturduğu bir mekanizma Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarıyla alakalı olarak Ermenistan'la yaşadığı sorunu çözmemiştir. Bu sorunun 30 yıl çözülmemesi ve hala sözüm ona çözüm ekibinin görev başında olması ortada esasen bir çözüm iradesinin olmadığını göstermektedir. Uluslararası kurumların, bölge dışı ülkelerin bölgemizdeki ülkelerle ilgili yaklaşımları sorun çözmek yerine sorunları kullanma ve derinleştirme, kendi çıkarlarına alet etme niyetlerinin en güzel göstergesi Azerbaycan'ın 30 yıldır yaşadığı sorundur" dedi.
"Türkiye olarak her şart altında kardeş Azerbaycan'ın yanında yer aldık"
Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını bizzat kendisinin kurtardığını hatırlatan Şentop, "Kahraman kardeş Azerbaycan halkını ve değerli lideri Cumhurbaşkanı Aliyev'i tekrar tebrik ediyorum. Bu süreçte Türkiye olarak her şart altında kardeş Azerbaycan'ın yanında yer aldık, daima haklı davasında destekçi olduk, bundan sonra da destekçi olmaya devam edeceğiz. Karabağ Azerbaycan'dır. Türkiye olarak Azerbaycan'ın sadece dost ve kardeş ülke olduğu için değil Azerbaycan tarihen ve hukuken haklı olduğu için destekledik. Haklı bir dava için mücadele ediyorlardı. Ama bir mesele daha var. Bu konu sadece iki ülke arasındaki bir mesele olmaktan çıkmış ve bölge barışını tehdit eder hale gelmişti. Barış ve istikrardan yana olmak bu sorunun çözümüyle yetinilmemeyi icap ettiriyor. Bölge barışı için makul, insaflı, adil bir anlaşma sağlanması ve barış için birlikte çalışılmasını da gerekli kılıyor. Komşu ve bölge ülkeler arasındaki barış görüşmelerini daima destekledik" şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.